9 Ocak 2011 Pazar

"kaybolan yıllar"..'ın pazar limonu!!


Bir arkadaşıma uğradım.. nicedir yapmadığım bir şeydi.. “geçerken uğramak”..



Çelişkiye düşülen bir konu olmasına rağmen haberli ya da habersiz gitmek, ben öyle çat kapı gelinmesini samimiyet ile laubaliliğin nüansı kabul ederim ve pek rağbet etmem.. Haberli gitmeyi ise neredeyse unuttum gitti.. bana gelinmesinden mutluluk duyar oldum..


Dün, gerçekten geçerken, üstelik balkonundan beni görüp seslenmesi sonucu uğradığım evden, sokaktan duyulacak ölçüde yüksek volümlü bir şarkı yayılıyordu.. kimdi o gırtlağı yırtılan bilemem ama, avaz avaz “şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler” diye bağırıyordu.. Gayri ihtiyari “Allah etmeye” dedim içimden.. Sonra bunun ne muhteşem bir roman konusu olabileceğini düşünmeye başladım.. (sen önce yanlış/doğru ritmi bitir hele..) dediğinizi duyar gibiyim.. :) Ama elimde değil kaybolan yılları KÜT! diye önünüze koysalar!!!!... dağlar gibi… yamuk yumuk üst üste yığılı.. “aha bulduk al düzelt “ deseler ne yapardınız??


O kaybolan yıllar içinde kalmış, mumyalaşmış , yanıp tutuştuğunuz bir insanı vaktiyle giydirdiğiniz kaftanlardan sıyrılmış olarak görmek sizce anılara saygısızlık olmaz mı? Ya da o yığınların altında kalmış acıları tekrar sırtlanıp göğüs germeniz ve taşıyabilmeniz mümkün mü?
"Hiç unutmadım" da deseniz yada "hep hatırlıyorum" diyerek kelime oyunu da yapsanız, kavuşmasız ayrılıkları yine yeniden yaşamaya gücü olur mu insanın?? Bu arada elma yediğimi fark ettim!.. arkadaşım anlatıyor tatlı tatlı… ben de dinliyorum! Hem onu hem şarkıyı!! Evet. Tek bir söz söylemeye bile hakkımın olmadığı kaybolan yılları, geri istemeye de hakkım olmadığına karar veriyorum..


Ben istemeden geri verselerdi ne olurdu diye düşündüm kısa bir an.. gözümün önünde birinin ya da diğerinin içinde olabileceğim kesin olan iki görüntü belirdi.. ! Neyse elma bitti… şarkı da bitti..
Zaten yılbaşı gecesi de neredeyse yaka paça götürüldüğüm restorantta en sonuna kadar açılmış tam tepemdeki hoparlörden  yine bir hatun avaz avaz... "sil baştaaan.. " diye bağırdığında da "allah korusun" demiştim.. de sonra kafama takılmıştı.. "neden olmasın?" sorusu!! :) 


“unutma e mi arkadaşım” dedi ayrılırken arkadaşım.. Neyi unutmayacağımı hatırlayamadım!


Geçip giden ama kaybolmayan yıllar yaşamanızı diliyorum ...


Ya da silin baştan!!!

33 yorum:

Newbahar dedi ki...

Sizin tarzınızda olmayan bir ziyarette ancak bu kadar olur:)

Bedeniniz orda, ruhunuz başka yerde...

Yediğiniz elma ve pazar limonu deyip içine limon sıktığınız bu muhteşem pazar sohbeti yanınıza kar kalmış:)

gülsen VAROL dedi ki...

Şu saatte... gecenin saat 02.00 sinde... hem yazımı okuyup hem yorum yapıp hem de oynadığım oyunda herkesi nasıl yenebiliyorsun newbahar??? :)
keşke limonu hazla sıksaydım :)

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Ben istemem ve hatta bugün konuştuk eşimle ikimizde aynısını düşündüğümüzü farkettik. Yaşadıklarımı tekrar yaşamaya yada değişik bile olsa yeniden benzerlerini yaşamaya hiç gücüm yok. Anılarımla mutluyum acı da olsa tatlı da olsa...

Arzu Sarıyer dedi ki...

Sevgili öğretmenim,güzel olan yıllarımızı isteyebiliriz.Acılar kalsın yılların derinliğinde.Unutulması zor ama tekrar yaşamaya güçümüz yeter mi bilemiyorum...İyi pazarlar,sevgiler...

gülsen VAROL dedi ki...

Ben de istemem diye düşündüm önce.. ama sanki sitem eden sesler duydum gece.. sevgili yaşamınkıyısında.. üzüldüm sanki onları kırmışım gibi geldi bana..
Delilik böyle kırk çeşit bilmem bilir misin??? :)

gülsen VAROL dedi ki...

Yaa... sen çok akıllısın Arzu.. güzel olurdu gerçekten...
Ben kendimi gece kuşu zannederdim ama bakıyorum uykuyu sevmeyen fazla!!

didem dedi ki...

Kaybolan yillari bazen ilerde yakalayabiliyor insan, bazen de kaciriyor ve arkasindan bakakaliyorsunuz. Surekli kaybolan yillarin arkasindan kosmak hissi insani yorar. Bazen akisina birakmak, olan seyleri iyisi ile kotusu ile kabul etmekten baska yapacak sey yok. Her zaman herseye mudahale etmek imkansiz. Beatles'in dedigi gibi " Let it be" diyorum.

Nehire dedi ki...

Kaybolan yıllarımı tekrar yaşmak mümkün olsa,aklıma şimdiki aklımla mı, sorusu geliyor.
Sizin yazılarınız ayrı bir tad veriyor,anlatım tarzınız okadar güzel ki,teşekkürler.Sevgiyle kalın..

ali zafer sapci dedi ki...

"GEÇİP GİDEN AMA KAYBOLMAYAN YILLAR"
dileğiniz çok güzel.
Keşke son dediğiniz de mümkün olsa:
"SİLİN BAŞTAN!"

gülsen VAROL dedi ki...

Bir şiirimi hatırlattın bana sevgili Didem.. Evet.. bazen yakaladığını zannediyor!!

gülsen VAROL dedi ki...

"şimdiki akıl" hangi zamana göre "şimdi"dir sevgili Nehir?
Acı bir teselliden öte gitmez bu şimdiki aklım olsaydı yakınmaları maalesef..

gülsen VAROL dedi ki...

Cımbızla çekip bulursun sen can alıcı o satırı sevgili Alizafer.. Bir de hangisi kalmaya hangisi silinesi olmaya mahkumdur bir bilebilsek!

Adsız dedi ki...

Bir kez yaşamak yetti bana. İkincisini istemem acıların.

ezgilimelodi dedi ki...

Kaybolan yıllar bana hüznü hatırlatıyor...İnsan yaşadığı güzellikleri kaybeder mi,yoksa ömrünün sonuna kadar saklar mı?

Newbahar dedi ki...

Ahhh! Gülsen Hocam...
Siz bilmez misiniz benim ruhum sizin limonunuzla haz buluyor:)

Daha fazla sıksanızda değişmeyecek bu lezzet armonisi:))

gülsen VAROL dedi ki...

kim ister şirvan? eğer her şeye rağmen istiyorsa, o zaman yılları değil o yıllar içide kaybolup gideni istemektir o!

gülsen VAROL dedi ki...

ah!.. sevgili Ezgi.. siz gençler.. henüz kaybolan yıllarla değil görüntüsü hâlâ net, geçmekte olan yıllarla tanışmaktasınız..

Akgül Çubukçu dedi ki...

Kaybolan yıllar geçip gitti, köprülerin altından çook sular aktı, eski çamlar bardak mı oldu, ya da başka şey mi Allah bilir, ama artık geri dönüş yok Gülsen öğretmenim. O yıllarda yaşadıklarımın hiç birini geri istemiyorum. Yeniden ilk gençlik günlerime dönebilmeyi isterdim, ama farklı olarak, kaybettiklerimi yaşayabileceğim şekilde... Tabi ki gerçekleşmesi mümkün olmayacak düşünceler bunlar.
Neyse, pazar yazınız yine çok güzeldi, sevgi ve selamlarımla...

nihansu dedi ki...

İnsan zaman zaman "ah şimdiki aklım olsaydı" diye cümleler kurabiliyor. Seçtiği meslek için, yaptığını düşündüğü yanlışlar için ve belki tüm kararları için. Düşündüm de, yine de her ne olursa olsun ne geçmişe dönmek isterdim, ne de o yılları tekrar yaşamak... Yaşanılan yaşandığı an'da kalmalı, çünki o an'da güzel bana göre. Üstelik değiştiremeyeceksek eğer tekrar yaşamanın ne anlamı var, en iyisi mi "sil baştan" demek.

Çok güzel bir pazar yazısı demeyeceğim, Pazar sohbetiydi. Okurken de yorum yazarken de sizinle elma değil de, sebzeli taze poaça yiyerek sohbet ediyormuşum gibi hissettim, hani camın önünde ve sizin eşsiz tattaki çayınızla beraber.

gülsen VAROL dedi ki...

Önündeki kaybolup gidecek yıllarını
güzel yolcu etmeni ve özlemenin haricinde bir duygu ile anmamanı diliyorum sevgili anjelika..

gülsen VAROL dedi ki...

hah hah haaaaayyyy... meşhur kahkalarımla güldürdün beni nihan... Sen hem bana facebook taki sayfana koyduğun o bakmaya bile tahammül edemediğim görüntü ile işkence et.... hem de sebzeli poğaçammış... yok efendim demli çayımmış!!! sen kilo mu aldın ne??? :))
Ama bir bavul poğaça ve sos getireceğimi biliyorsun gelirken..
Bir PAZAR!!

sufi dedi ki...

Geri verilmesini asla istemeyeceğim yıllarım; benim için de pazartesi limonu oldu.30 yaş geriye dönmek ve yeniden yeniden yaşamak o günleri "hayııırrr" Geçmişe bana yaptığı eza ve cefalar için şükürlerimi sunup şuanımda yaşamanın mutluluğunun farkındalığına varmama neden olan bu yazın için sana da şükranlarımı sunuyorum can dostum gümüş kadınım,kardeşim.

NzlGl dedi ki...

İyi yada kötü herşeyin TEK yaşanmışı güzeldir diye düşünüyorum.
Onun için dündekiler orada kalsın. Yarını bilemem. Bu gün güzel geçsin yeter...
sevgilerimle

gülsen VAROL dedi ki...

"Anmak" zaten o yılları bir anlamda geri getirmek oluyor sevgili Sufi..ki, bizler geçmişi yâd etmeden yaşamayı eksik yaşama olarak kabul eden duygusal salaklarız!! :)) varsın güzellikleri ile anılsınlar sevgili Dileğim..

gülsen VAROL dedi ki...

bir şiirimde.. "her yarın geldiğinde, dünümü özlüyorum" demişim sevgili Nazlı.. bazen gerçekten tekrar tekrar yaşamaktan bıkılmayacak "dün"ler oluyor gidenlerin arasında. TEK olan!!

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

"Bu kafayla ah bir geçmişe dönsem" der bazıları sevgili Gülsen hocam. Bilmezler ki, tadı tuzu, heyecanı olmayan günler yaşayacaklardır. Oysa hayat; mükemmel olmamalı bence...yapılan yanlışlarla, hüzünlerle, acılarla, aşklarıyla, sürprizleriyle, zevkleriyle bir kez yaşanmalı. Benim bünye "silin baştan" ı kaldırmaz galiba hocam.:) Saygılarımla..

gülsen VAROL dedi ki...

"Sil baştan" dan benim anladığım, tekrar aynılarını.. hataları sevapları çılgınlıkları ve kederleriyle aynı yılları yaşamak değil zaten sevgili Jivago..
O ters istikamete gidiş gibi... gidilen yönde ve yerde!! her şeyi mümkün olabildiği en yüksek düzeyde unutarak.. Yeni ufuklarda..
belki 10. belki 14. katlarda!!! sil baştan diye şileplere karşı şarkılar söyleyerek!! :)) Belki de sadece avunarak.. neden olmasın?

Esin Bozdemir dedi ki...

her geçen gün eskimiş olurken!yaşandığı halde boşa gitmiş olduğu düşünülen yılların heba olması karşılığında o kaybolan yılları yeniden istemek, bir kez daha yaşamın içinde, kaybolmak olacaktır. Oysa yeniden göze almak zor da olsa; sil-baştan yapabilmek sıfırdan yepyeni bir ben ile başlamak daha ümit verici!

Gülsen Hocam, nasıl da içimi serinletti "pazar limonu!nuz" üstelik ben şifa niyetine kür yaptım:) bozayı içe içe içim dışım darı oldu:)sarhoş mu oldum yoksa! derken pazardan kalan limon bana çok iyi geldi:)teşekkürler, sevgilerimle...

ayferbilici dedi ki...

Geçmişin izleriyle yazılanları değiştirmek mümkün olsaydı
tek bir kelebek kanadının esintisi..yetermiş gibi geliyor.

Ama istemem. Dünü silmesin ya da değiştirmesin kelebek.
Bugün rüzgârını esirgemesin..yeter.

gülsen VAROL dedi ki...

Sevgili esmirim... Esin'im, her ne kadar yaka silksek de, düşündüm de, bir anlamda bizi biz yapan geçmişi inkâr ya da "vefa" sızlık örneği sergilemek ne kadar insanca bir duygu olabilir?? tekrar yaşamak istemesem de tamamen silinip yok olmasını da istemem ben..

gülsen VAROL dedi ki...

Ben ben olabilir miyim,
o yılları .. o kaybolan yılları hiç hatırlamasam ya da yok saysam sevgili Lodoscum? İbret alabilir miyim??? aynı hataları bile bile yeniden işleyip aptallığımı bir daha kabul edebilir miyim?? Kanımı kudurtan o coşkuların, her hatırlanışta hafif bir esintiye dönüştüğünü anlayabilir miyim??
Ben zaten geri verilmesine gerek kalmadan ayırmış sıraya dizmiş tasnif etmişim.. Bakıyorum sen de dünlerin silinmemesinden yanasın..

Esin Bozdemir dedi ki...

Gülsen Hocam,

Sil baştan derken...yeniden bir "ben" olsa hani dedim! hem de her şey ile bambaşka bir ben!(why not!) yoksa geçmiş hiç bir zaman unutulmaz!yeni bir ben ile belki de bambaşka bir yaşam!bazen kelimeler yeterli olmuyor yürektekini anlatmaya...

bazen de biraz ütopik, biraz da fantastik bakmak mı gerek acaba bu karmaşık hayata:)

gülsen VAROL dedi ki...

ofcourse why not???
:)) biz birbirimizi konuşmasak da anlıyoruz diye düşünüyorum sevgili esinim.. özlediğim çok az ve çok ÖZ kişiler içindesin sen..