10 Ağustos 2012 Cuma

... (1. Bölüm)



Gülsen Varol
***
Cehennem Deresi
(Türkiye-Suriye sınırı yakınlarında bir tepe..)

 ***
                                                                                   ./..

22 yorum:

nihansu dedi ki...

Ben... ben çarpıldım gecenin tam yarısında.. İtiraf ediyorum ismini okuyunca hiç, hiç böyle bir hikaye ve böyle bir anlatım beklemiyordum. Gözlerim ekranda, kalbim heyecanla çarparken bir çırpıda okudum. Ve kendimi gerçekten önce sınırda sonra Karadeniz'de hissettim. Mamyciğim siz ne yaptınız böyle? Gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum sadece Cuma'ları iple çekeceğimi biliyorum artık, çok etkilendim...

Ve ayrıca "Pazarlar Sizin Olsun" yazınıza verdiğiniz toplu cevaplara da teşekkürler. Biliyorsunuz sizin yazılarınıza yorum yazmak kadar yazdığımız yorumlara aldığımız cevaplar da çok güzel, çok başka bir tadı var.

Ama ben hala hikayenin ve okuduklarımın etkisindeyim, öyle de kalayım bu gecelik izninizle...

gülsen VAROL dedi ki...

"Yanlış Ritim" kazaya uğramadan önce, ara verdiğim o uzunca süreçte yazmıştım bunu.. Bir ara sana okumayı düşünmüştüm geldiğinde, ama zaman kısaydı ve anlatılacaklar çok uzundu!!!

Yanımda olsaydın seninle herşeyin üstüne bahse girerdim, 3. bölümde avazın çıktığı kadar bağıracağına..

Beğendiğine... şaşırdığına... çok değişik o tınıyı fark ettiğine sevindim Nihan'sum..

aylintoygun dedi ki...

Bekliyordum bu günü..iyi ki nihan var hatırlattı da ilk okuyanlardan olma şansına eriştim .. bundan sonra yine cumalarımızı iple çekeceğiz demek ki.. içime çektim cümlelerinizi uykuya gitmeden önce ...

gülsen VAROL dedi ki...

Yorumun beni gerçekten yıllar öncesine götürdü sevgili Aylin.. Blogcu blog olarak güzel değildi ama orada başlayan ve hâlâ süren dostluklar ne güzel..

Akgül Çubukçu dedi ki...

Off! Gülsen hocam, bu inanılmaz başlangıç için, duygularımı aktardığım yorum, yine gmail hesabım açık olmadan gönderdiğim için, kayboldu gitti. Gmaili açmadan yorum gönderince, yorum yerine ulaşmıyor... Of, yine unuttum. :((

gülsen VAROL dedi ki...

Ben senin, içinden Gmaile hürmetlerini sunup... yeniden o içinden gelenleri bana ileteceğine eminim sevgili Anjelika.. :))

Nehire dedi ki...

İki kere okudum,yine gelir okurum.Yorum bırakmayanlardanım ama yazdıklarınızı hep okuyanlardanım,Gülsen öğretmenim.Yüreğinizin sözcüklerini her daim seviyorum,kaleminizin ucu hiç bitmesin,sevgiyle kalın...

NzlGl dedi ki...

Gülsen hocam
hoşgeldiniz ...

Cuma günlerini merakla bekleyeceğimiz kesinleşti.

Artık hergün okuduğumuz, duyduğumuz , gördüğümüz ve neredeyse alışıyoruz dediğimiz olaylara ve onlar karşındaki duygularımıza öyle bir parmak basmışsınız ki bu güne kadar hiç birşey hissetmemişiz gibi geldi.

Ruhunuza ve bedeninize sağlık olsun.

sevgilerimle

gülsen VAROL dedi ki...

Seni biliyorum.. sessiz ve duygusal Nehire'm.. "yorum" insanın okuduğu hakkında ne hissettiğidir.. sen de kalemi mükemmel olan bir insansın ve bilirsin bunu.."yorum"un, mutlaka BEĞENMEK anlamına gelmediğini..
Özellikle aynı kulvarda olan insanların kendi yazdıkları hakkında okuyanın ne hissettiğini bilmek, eğer kendisine değer veriliyorsa çok önemli..
Ve ben bu eksikliği çok sık duyanlardanım.. İsterim ki, eksiklerim, hatalarım, abartılarım bana söylensin..

gülsen VAROL dedi ki...

Nazlı'mmmm... Tamamen bir hayâl bu yazdıklarım.. Hani, bir şey gelir aklına ... dilinin ucundadır da.. bir türlü bulamazsın ne olduğunu ya... İşte onun gibi idi beynimde birikenler.. sonra cirit atmaya başladı o birikenler.. günlük olayların zıvanadan çıkması da tetikleyici olmuş olabilir.. Umarım okuyanları hayâl kırıklığına uğratmaz ..

Nehire dedi ki...

Sevgili Gülsen öğretmenim,yazılarınızı,şiirlerinizi okurken ben sayfanın bir köşesinden yazınızın içindeki bir can,bir harf olarak yer alıyorum ki,bu benim için orada yaşamak,yazının bir parçası olmak,anlamına geliyor.Benim için yazdıklarınız çok değerli.Bu yazınızda daha çok dolaştım,belkide nedeni oğlumun vatani görevini yapıyor olmasıydı,özlemdi.
Yazmasam bile emin olun ki, yüreğimden bir damla sevgi,yazılarınızın içinde olacak.Sevgiler...

gülsen VAROL dedi ki...

Özleminin kavuşma ile bitmesini diliyorum can-ı gönülden sevgili Nehire....

nalan dedi ki...

Albümdekiler'i okuduğumda ramazandı. Ağır bir antidepresanın çok gevşetip uyuşturduğu ruhumla okurken bile duygu fırtınaları yaşamıştım. Bu ramazanda da içime dokunacağını hissederek çok sevdiğim Karadeniz'i,insanlarını,17 yıl yanıbaşımda olduklarından öğrencilerim gibi evlat ettiğim askerleri barındıran bu hikaye kimbilir beni hangi denizlere sokup çıkaracak.
Hem bunlar için,hem de sana yazma arzusu verene duyduğum minnetle şükrediyorum sevgili Gülsen Öğretmenim.

gülsen VAROL dedi ki...

Ne tesadüf!!!! Ramazanda ve Cumaları !!! :))) Bu konuyla ilgili neler yazmak istedim şimdi.. içimdeki dürttü yine ama artık susmayı da öğrendim ÖRTMENİM!!
Umarım umduğun gibi güzel bulursun yine yazdıklarımı sevgili Nalân..

Güliz Kaya Kırkpunar dedi ki...

...ama bu harp değildi. Yürek çarpıntısı, yürek yarası her satır.
Gözyaşları söz dinlemiyor bu kez.

gülsen VAROL dedi ki...

inanır mısın bilmem Gül-izim, aslında sözün gelişi, inanacağını biliyorum çünki senin de aynısını yaşadığına eminim; yazarken pek çok yerinde ben de ağlarım...

Akgül Çubukçu dedi ki...

Gülsen hocam; Haberleri her dinleyişimizde hepimizin yüreğini yakan, yılardır çözümlenemeyen derin bir sorunu ele almışsınız bu kez. Hiç beklemediğimden şaşırdım, siz yazacağınız için heyecanlandım. Cehennem Deresini okumak için sabırsızlanıyorum.

(Önceki kaybolan yorumum maksi boydu, bu günki ise yorgunluğum nedeniyle mini...) :))

Sevgilerimle.

gülsen VAROL dedi ki...

Akgül, mini - midi.. farketmiyor fikirlerin iletilmesinde bunu sen de biliyorsun.. Ben, fikirlerin sohbet havasında iletilmesinden mutlu oluyorum bana daha samimi geliyor hepsi bu.. Yoksa sadece adını da yazsa okuyan beni mutlu kılar.. ki pek çok yorum yapmayan okurların takip listesinde isimlerini görmek bile değerli benim için.
Bir de küçük ama önemli bir ayrıntıyı açıklamak isterim.. Yazımın başlangıç imajı, yazdığım konunun içeriğini teşkil etmiyor..Yani bu bir savaş anlatısı değil.. teşekkürlerimle..

Arzu Sarıyer dedi ki...

Sevgili Öğretmenim ,ne kadar etkileyici ve güncel bir yazı...Kişiler ve mekanlar gözümde canlandı.Kaleminizin buradaki gücünü seviyorum;gereksiz tasvirlerle yazı boğulmuyor.
Dün gece okuyabildim şimdi ikinci okuyuşumda yorum yazabiliyorum.Emeklerinize sağlık,teşekkürler...

gülsen VAROL dedi ki...

Ben de senin az ve öz yorumunu seviyorum sevgili Arzu'm..Devamındaki eksiklerin ya da senin deyiminle 'gücün' olup olmadığını duymak için sabırsızlanıyorum..

tufan dedi ki...

Ölümlerin filimlerde olduğu gibi feryat figan olduğunu sanırdım Helikopterle peşparmak dağlarına inene kadar, oysa ölenlerin gıkı bile çıkmıyor olduğu yere kıvrılıp kalıyordu sessizce..

Yüzlerce Şehit gördüm, binlerce Gazi, ama hedef belli düşman belli idi, ya şimdi, kahpe ile boğuşuyorsunuz kimin dost, kimin düşman olduğu bile belli değil, insanın canını acıtan da burası işte..

Cehennem deresi bir cennetliği bağrına almış artık o yamaçlarda gelincikler açacak tıpkı tüm ülkede olduğu gibi, ama bu tohumu saçanlar elbet cehennem deresinde boğulacaklar, elbet..

Sevgili hocam anlaşılıyor ki müthiş bir hikaye okuyacağız kaleminize övgü dolu söz bulmakta zorlanırım ama bilirimki sizin buna zaten ihtiyacınız yok hepimizin gönlünü zaten bilirsiniz...

Saygılar sevgiler...

gülsen VAROL dedi ki...

Hoşgeldin sevgili Tufan..
Bu bölümü senden daha iyi anlayabilecek kimse yok.. Ama dediğin doğru harp değil bu.. savaşın bile kahpesi varmış demek ki..