6 Nisan 2014 Pazar

HAYAL KURMAK...



Atasözlerinden dem vurup, insanın hayâl ettiği müddetçe yaşayacağından falan bahsetmeyeceğim. İnsan hayâl de etse, hayâllerinin içine de etse yaşıyor nasıl olsa.. İnsan denen yaratık arsız ve de yüzsüz çünki..

Hayâl kurabilmek bile bir sanatsal ruh istiyor.. Üstelik bedava biliyorsunuz! Ama bunu bile yapamayanlar var. Yani bir dem hayal bile kuramayan, o zevki tadamayan, ot gelip saman gidenler var, ülkemde ithal samana gerek kalmayacak kadar fazla üstelik..


"Ben yapamadığım şeylerin hayâlini pek kurmam.." diyen bir arkadaşımın yüzüne nasıl acıyan bir gülüşle baktıysam, "aslında "hayâl" denen şey odur biliyorum, yani yapılabilmesi olabilmesi mümkün olmayanı hayâlinde gerçekleştirip tadına varabilmek.. biliyorum ama yapamıyorum işte" demişti....


 
Oysa ben bale yaparım hayâlimde..

 
kaderin çaldığı çıngıraklarla
körebe oynarım!


Bir kavanozun içine,
hiç solmasını istemediklerimi yerleştirip,
hep terütaze kalışlarının
o emsalsiz mutluluğunu yaşarım ..

 
Hayâlimde dargın kuşları barıştırırım
gök yüzüne uçup..

Kavuşmasız ayrılıklara
hayâlimde bile çözüm bulamadım ama,
sevdiklerinin yolunu bekleyenlere yelkenliler yaparım kavuşsunlar sevdiklerine diye..

Sonra o hiç aramayanlardan haber beklerim..
Hiç gelmeyeceğini bile bile beklediklerim,
hayâlimde olsun
beni sevindirmedikleri için küserim.. 


O zaman peri kızına söylerim
git söyle sevdiklerime ..
özledim.. seslerini.. nefeslerini.. derim.
Tam dünyanın ağır gelen gerçeklerine
dönmek üzere iken,
biraz daha hayâl alırım torbamdan..
Bedava olduğu için değil inanın,
ihtiyacım olduğu için.
 
 
Kendisini,
 kapalı,
ve kilitli
 ve ağır
 ve demir
kapılar arkasına sürgüleyenleri
ziyarete giderim.
Ne güzeldir sizlere anlatamam
o açılmayan demir kapının
tam ortasından girivermek içeri..
 

O uzun dehlizi geçerken,
anıların zindanındaki
bağırışları duymamak için
kulaklarımı kapatırım.
Nasıl olsa istediğim an o kapıyı da açıp
her biri ile tek tek
yüzleşmem
mümkün olacak diye düşünürüm.

Hayâl de benim, dayanma gücüm de!
 
 


Böylece.. peş peşe hayâller kurunca, nicedir hayâlini bile kurmaya cesaret edemediğime geldi sıra.. Arkama yaslandım.. Geçtim hayâlimde piyanonun başına.. Unuttuğum, çalmayı denediğimde çalamadığım için, günahsız beyaz tuşlarıma küstüğüm ne kadar klâsik parçalar varsa kendimi kaybedercesine, gözlerim kapalı.. oradan oraya savururcasına ruhumu çalmaya başladım hayâlimde..

Tam burasında.. işte tam dayanma gücümün de, hayâl kurmamın da bana ait olduğunu düşündüğümde,  "ben yapamadığım şeylerin hayâlini kurmam" diyen arkadaşımı hatırladım birden.  ve birden, aydınlık zannettiğim hayâl dünyamın karanlığında gerçeğin ışıkları yandı..


Ve düşündüm.. yoksa haklı mıydı? 


 
 
 

19 yorum:

Kelebeğin Katibesi dedi ki...

bence haklı değil, hemde hiç değil. yapmadıklarımızın hayali değil mi bizi heyecanlandıran ve o heyecanlar değil mi imkansıza bizi koşturan ve mucizelere imkan kılan... vazgeçme hayallerin süsülesin ruhunu ve aydınlık kalsın için hayllerinin güneşiyle...
yazınızı çok sevdim...

gülsen VAROL dedi ki...

Hoş geldin sayfama hayâl kelebeğim.. Yoksa blog ikizim mi demeliyim?? Ben de hem yazını hem yazanı sevdim..

Asortik Krep dedi ki...

Sizin kelimelerinizle yazılınca her şey yapılabilirmiş gibi geliyor... :)

Kelebeğin Katibesi dedi ki...

ne ince bir yorum, ne hoş bir ev sahipliği... kalbimin sularına hoşgeldiniz...

gülsen VAROL dedi ki...

Hani çocukken küstüğümüz kişiyle konuşurken "atışmak gibi olmasın ama" diye başlardık ya konuşmaya.. (yoksa sen bilmiyor musun?? :) .. ) işte öyle şimdi ben de öyle başlamak istiyorum cevabıma sevgili Asortik krepim.. Bir de üstelik kısacık yazıp kestirip atmışsın!! üstelik çook uzun yorumlar yazabildiğini kanıtladığın halde..
Neysse!! Tüm bu naz niyazın neden kaynaklandığını biliyorsun sen .. O zaman mademki ben yazınca her şey yapılabilirmiş gibi geliyor sana .. HADİ GEL!

nihansu dedi ki...

Hayaller gelecege dair planlama olabilir mi? Bazen saatlerce hayal kurarim, hayalimde baska bir Nihan vardir, gercekmiscesine yasarim, hayalimdeki kisileri de yasatirim sonra bir bakmisim bazilari oluvermis. Yani demem o ki bazen olmayacaklar degil cesaret edemediklerimizdir hayalimizdekiler...
Zenginliktir hayal kurmak, ic dunyasinin zenginligi, ruhun doyumduz tatminidir. Ben de acirim hayal kuramayanlara, kurmayanlara...
Goruntulere yeniden yeniden bakiyorum da nasil bir hayal dunyasinin eseridir onlari konusturmak, yaziyla boylesi butunlestirmek ve okurken hayal ettirebilmek... Sizin ic dunyanizin zenginliginin ve guzelliginin disa vurumudur olsa olsa...
Olmasa da bu zenginlikten vazgecilir mi, hic sanmam, siz de gecmeyin o halde olsa da olmasa da....

Asortik Krep dedi ki...

İşte tam ben de bunu söylemek istiyordum.Açıkçası siz yazınca yapılır gibi geliyor her şey,sizde insanı ateşleyen bir ruh var,gaza getiriyorsunuz desem sizin cümlelerinizin naifliğine aykırı.İyi motive ediyorsunuz ve eksikliği dolduruyorsunuz desem daha iyi.
Öyle bir davet var ki cümlelerinizde en dur otur diyeni bile bir davet gibi geliyor kulağıma.. Yoksa sadece ben mi böyle işitiyorum.Sadece beni mi baştan çıkarıyor bilemiyorum.
Gel demenize istinaden de bu cümle benim başımı derde sokar,çünkü çooook gelmek istiyorum ama gelemiyorum :))
Sizi seviyorum..
Oldu mu,uzun yorum yazabildim mi diye tekrar bir okudum yazdıklarımı,sanırım evet, bu sefer yüksek not alabilirim sanırım.Yoksa eve gidip öğretmen kanaat'ten kırdı mı diyeyim..? :))
Sevgiler Fethiye'den...

gülsen VAROL dedi ki...

Nihan'ım.. orkidem benim.. güzel kızım.. Eğer okuyanları hayal ettirebilme gücü varsa satırlarımın, bu, okuyanın hayal gücünün, yazanı aştığını ispatlar.. Hele de balık/yengeç gibi duygu dünyası salaklıkla boy ölçüşenler için!!!
İnan ben de acıyorum hayâl bile kuramayanlara!!

gülsen VAROL dedi ki...

Ben gaza getiremem kimseyi..(ahh keşke öyle bir gücüm olsa!! toz duman olurdu ortalık!!) motive de edemem...(sabrım yok .. ikinci başarısızlığımda kırar geçirirdim ortalığı..) Sadece, (kadın/erkek)gözlerinde kendimi gördüklerimin duygularına tercüman olmaya çalışırım benim sevgili Asortik krepim.. Muhabbetin temeline attığım harç bu!
Öğretmenin verdiği diplomayı gösterebilirsin şimdi!! :)))

Makbule Abalı dedi ki...

Hayallerimiz ve umutlarımız olmasaydı, dünyanın onca yükünü nasıl taşıyabilirdik acaba?
Hayallerimiz olmasa sabrımızı, yeteneklerimizi, anlayışımızı nasıl test ederdik?
Özellikle çocuklar hayal dünyasında nasıl da mutludurlar. Evcilik oyunlarında kılıktan kılığa girerler, yakınlarındaki insanların kişiliklerini ortaya koyarlar.
Hayal kurmaktan yoksun kişilerin "içindeki çocuk" yaşıyor mudur acaba diye düşünmüşümdür hep.
Resimlerle bütünleşen yazınız insanı bir hayal denizine taşıyor. Teşekkürler.
Okurken geçmişte izlediğim bir İtalyan filmini hatırladım, "Hayat Güzeldir" Savaşta esir düşen bir baba ile oğlunun, savaşı oyuna çeviren hayallerini işliyordu. Çok güzeldi, etkileyiciydi.
Hayallerinizin yolu hep aydınlık ve umutlu olsun.

gülsen VAROL dedi ki...

Az öne sayfandaydım.. Yapılan yorumlar sayfanın değerinin anlaşılıp anlaşılmadığını ortaya koyan tek delildir. O nedenle yazanla okuyanı daima bir bütün olarak düşünürüm.. İfadelerindeki derin ve gizli anlamları seviyorum sevgili Makbule.. teşekkür ederim dileğin için. :)

ali zafer sapci dedi ki...

Yazınız bitince yorumlara da göz atıyorum. Böyle güzel yorumlardan sonra pek diyecek bir şey bulamıyorum. Teşekkürler.

gülsen VAROL dedi ki...

Çok iyi biliyorsun ki sen (çok değer verdiğim bir dost olduğun için) bir nokta da koysan, ben onu çoğaltırım sevgili Alizafer.. Üstelik bir de yorum yaparım.. :)

Akgül Çubukçu dedi ki...

Haklı mıydı acaba arkadaşınız Gülsen hocam? Bu soruya daha genç yaşlarımda kesinlikle haksız diyebilirdim, ama yıllar eklendikçe yaşların üstüne, düşünceler, algılamalar, değerlendirmeler de farklılaşıyor. Kişiye göre mi değerlendirmeli, hayata bakışa göre mi, bilemiyorum artık. Emin değilim. Sanırım ben de bir şeyleri kaybettim. Üzgünüm, bu sorudan sınıfta kaldım galiba... :(

tufan dedi ki...

Umutlarınızı hayallerinizle süsleyin diyerek başlamıştım bu sanal sanılan aleme!

Evet, ben yaptığımı söylemiştim aslında, böyle mutlu olduğumu, ya da böyle mutlu hissettiğimi paylaşmıştım arkadaşlarımla, insan hayallerinin keyfini çıkartmalı bence, başkasını bilmiyorum ama, ben çokça keyfini çıkartıyorum gerçekten, bana hiç bir zararı olmadı şimdiye kadar..

Ben yapamayacağım şeylerin de hayalini kurarım, bence herkes denemeli, zaman zaman yaşanan karanlığa bir mum yakmak gibi, karamsarlığı atmak gibi, belki de tutunacak bir ip, bir dal gibi, hayal kuracak vaktin varsa ne zararı var ki..

Ne olursan ol, yaşamını umutlarını ufak tefek hayallerle süsle, süsle ki bir tat bir renk olsun yaşamda, hem de bunca sıkıntının içinde bedava..

Biraz geç okusam da güzel bir hafta sonuna başlattı beni bu güzel yazınız sevgili hocam, tüm hayalleriniz mutluluğa dönüşür inşallah..

Saygılar sevgiler...

gülsen VAROL dedi ki...

İnsanların doğuştan sahip olduğu ve giderken de beraberinde götüreceği hiç değişmeyen huyları vardır sevgili Anjelika.. hasletleri de denebilir. Bunların içinde, ve özellikle benim çok çok inandığım astrolojide geçen burçların içinde öyle 1-2 burç var ki hayâl kurmazsa yaşadığından bir şey anlamaz garibim. Bunların birincisi de Yengeç burcudur. Yani... mantık zaman zaman arkadaşımın fikrini haklı bulsa da, bir yengeç olarak ben, burada yazmaya çekindiğim nice hayallerin içinde yüzer dururum.. Bazen kafa üstü yere çakılsam da, hiç akıllanmam bulutlar ne zaman çağırsa.. ben oradayım! Çünki bunun ne yaşla ne de başla bir ilgisi vardır :))

gülsen VAROL dedi ki...

Sevgili Tufan.. o kadar çok yönlü değer verdiğim bir dostsun ki, zaman zaman dozunu ayarlamakta zorlanıyorum. Beklenen bir şeyin, bir haberin bir yolcunun hatta bir ilginin gecikmesi, o beklenen süre içinde "merak" a dönüşürse eğer, ve o merak bir sinsi kurt halinde sık sık beynini ziyarete başlarsa, bu, o beklenene verilen önemin göstergesidir. BENCE!
Yorumlarını defalarca okuyorum ve her seferinde, düşünce ve duygularını, bu kadar yalın net ve derin güzellikte ifade edişine hayran oluyorum.

nalan dedi ki...

:))
O arkadaşınla tanışmalıyım belki de...

gülsen VAROL dedi ki...

Saçmaladın şimdi!