Bir yıl uykuda gezer gibi dolaşmama sebep olmuştu, annemin 16. yaş günümde armağan olarak verdiği bu roman.. Nicelerini Bach zannetmiş.. nice flüt bile çalamayan tipsizleri Beethoven yerine koymuştum!!
Şimdi bile, aklımda mıh gibi kalan tek bir cümlesi ile sarsılabildiğimi hayretle farketmekteyim..
Bu, çok bariz olarak 7/70 ilişkisinin doğruluğunu ispatlamakta aynı zamanda :)
**
Ne büyük bir dehadır bu kompozitörler… ressamlar…. Heykeltraşlar…. Mimarlar ve daha nice sanata can verip canını verenler.. Bir insanın tüm organları önemlidir hepsinin işlevi farklıdır biri bozulsa stop eder vücudun makinesi.. Ama en önemlilerinden sıraya konması mümkün olsaydı??? Gözün görmesi kulağın duyması diye başlardı insanoğlu.. Bunlardan yoksun doğanlar var .. sonradan kaybedenler de..
Ancak şöyle düşünün, bir dünya uzun atlama şampiyonu var ama bacakları yok! Ya da kolları olmayan bir mimar veya heykeltraş!!
hayâl edilebilir mi? mümkün mü?
Beethoven gibi kulakları duymadığı halde asra damgasını vuran eserler besteleyerek, müzikte romantik çağı başlatan bir kompozitör??
Veya gözleri görmeyen bir müzik dehası… Müzikte klâsik çağın ilklerinden,
Johan Sebastian BACH ??…
Sizi onun bestelediği muazzam eserlerinden sadece biri ile tanıştırmak istedim.. Aşırı derecede dinine bağlı olan ve geçirdiği bir hastalık sonucu görme duyusunu tamamen kaybettiği halde, aklına gelen seslerin notalarını ezberinde tutup bir piyaniste yazdıran Bach, daha ziyade kilise ve katedrallerde çalınan org (organ) üzerine fügler bestelemiş..
Gayem, bir müzik tarihi anımsatması yapmak değil.. videoyu açtığınız an niye bunu belirtme gereği duyduğumu anlayacaksınız. O nedenle otomatik olarak açılmasını istemedim bu sefer ses ve görüntünün...
Burası Bach’ın doğduğu yaşadığı ve öldüğü şehir olan Laipzig’de basit bir katedraldeki ORG.. orgu çalan Karl Richter.. Eser S. Bach.. Toccata und fuge.
Biliyorsunuz dört katlı çalınan org, aynı zamanda hem el hem de ayaklarla da çalınır.. ve SES, orgun sağ ve sol yanında bulunan manivelâlar vasıtası ile duvarlardaki tavana kadar yükselen sayısız ince ve kalın boruların içinden geçerek, borularda açılan minik kesiklerden, yukarıdan aşağıya doğru iner... Yukarılardaki localarda oturan kraliyet mensubu kişiler bu ruhani müziği yanlarında icra ediliyormuş gibi duyarlar..
Hiç beğenmeyebilirsiniz.. hatta sinirinizi bile bozabilir.. anlarım ve hak veririm.. Ben sadece, bu parçayı ve daha çok orgun nasıl çalındığını (özellikle ayaklarla çalınışını) göstermek ve hem el hem de ayakla çalınabilen bu enstrümanın ve bu MUAZZAM eserin, gözleri görmeyen bir deha tarafından yazıldığını sunmak istedim..
Bach ya da Beethoven yerine koyduklarınızla, ya da hayâllerinizdeki görmeyen ve duymayanlarla başbaşa dinlemeniz için ..

8 yorum:
Bugün "Dünya" günüymüş Sevgili Gülsen öğretmenim, bilgisayarı açınca öğrendim. Ve güne sizin bu güzel yazınız ve müziğinizle başladım. Teşekkür ederim.
Dünyamıza güzellik katanlara selam olsun, onlar sonsuza dek yaşayacaklar...
Müziğiniz hiç susmasın, sevgilerimle...
Bu pazar sabahı oğlumla birlikte okuduğumuz yazınız ve dinlediğimiz org için teşekkürler. Müzik dağarcığımıza yaptığınız katkı için de.
Ürperdim izlerken ve de okurken .Müthiş bir sanat dersi bu,çok teşekkürler Sevgili Öğretmenim.Ortaokulda müzik dersinden ikmale kaldığım günleri anımsadım ;hem de orta üçüncü sınıfta,neredeyse mezun olamıyacaktım.O yaz Müzik tarihi bilgilerini nasıl ezberlediğim geldi aklıma ,yazılı sınavda yüksek not olmak için.Sözlüde de soruyordu öğretmenimiz klasik müzik sanatçılarının hayatından bilgileri...Sanatın önemsendiği günlerdi o günler...
"Biliyoruz neyi bölüştüğümüzü. Konuşmasak da."
Turgut Uyar
Dün gece okuduğum bir cümleydi,buraya yakıştırdım.
Sevgiler :)
Sustum teşekkür etmek için... Deha, besteye; beste, hünerli eller ile sanata dönüşmüş. Mimari ve mühendislik aranan Tanrı'yı büyük bir şıklık içinde sunmuş; duymayı önemseyen insanlara.
Sustum, teşekkür etmek için...
Cok, cok guzeldi Mamycigim.... Bugun okuyabildim ve hissetmenin gercekten hissetmenin ne oldugunu bir kez daha duyumsadim.
Görmenin nasıl bir duygu olduğunu karanlık öğretirmiş insana, sevmenin hazzını ise yanlızlık..
Emeğin değerini bilmeden tüketiyoruz, öyle ki, anlamaya bile çalışmıyoruz, en basitinden kendimizi doğaya attığımızda bile toprağa karışmıyoruz, ekmeğin üzerine sürüp yediğimiz balın bir gramını ürekmek için arının kaç milyon kere kanat çırptığını,kaç çiçeğe konup, kaç milyon km. yol kat ettiği kimin umrunda..
Hayatı tuale resmeden, taşa can veren yüreklerin kaç bin fırça, kaç bin çekiç darbesi vurduğunu bilmeden tükürenleri, ucube diyenleri görmedik mi sevgili hocam..
Bir klasik müzik konserinde, insanlık böyle zulüm görmedi diyen siyasileri biliyoruz, şehirleri biliyoruz, ve tüm uzuvları sağlam olduğu halde "sakat" nicelerini tanıyoruz..
Dünyada iki büyük gözlem evi vardı bir zamanlar, biri avrupa da, diğeri ülkemizde idi, Avrupadaki bilimin nimetlerine büründü, ülkemizdeki ise "Kuran ile çeliştiği" için karanlığa gömüldü Osmanlılar tarafından, diyeceksiniz ki sevgili hocam tüm bunları niye yazıyorsun..
Gerçeği bile inkar edenlerin arasında yaşamaktan bıktığım, hayalleriyle yüzyıla damgasını vuran bu dehaları kıskandığım için sevgili hocam..
Yine bilgi dağarcığıma birşeyler kattım sayenizde, teşekkürler ediyorum...
Saygılar sevgiler...
EVET... YAZ-BOZ TAHTASINA ÇEVİRDİKTEN SONRA TUFANIN İKAZI VE YÖNLENDİRMELERİ İLE YİNE ESKİ BLOĞUMA KAVUŞABİLDİM..
@-- "Dünya" gününü ilk defa duydum.. belki de bir zamanlar bir dünya varmış diye düşünecek olanlara hazırlık yapıyorlardır sevgili Aysema.. Günlerin hep müzki kadar gzel ve anlamlı geçsin..
@-- Zaman zaman ve özellikle bu aralar oğlunun sağlığını da düşünmekteyim sevgili Alizafer.. koahdaş olduğumuz için..:( Umarım ve dilerim atlatmıştır ve yazıları-müzikleri zevk alarak okumaktadır.
@-- Evet Arzu'm.. şimdilerde ise gâvur müziğine ne gerek var diye müfredatlardan kaldırılıyor.. Çocuklara böyle masal gibi anlatırdım müzisyenlerin hayatlarını.. ne kadar ilginçtir hepsinin yaşamı.. Belki "ders" gibi dinlemediklerinden hiç birisinin hayatını ve eserlerinin isimlerini unutmamıştı öğrencilerim.
@-- Asortik krepim.. konuşmasak da bildiklerimizle yetinmeyi öğretiyor zaman! tabii sadece bazı konularda :)
@-- Duymayı önemseyen insanlar içinde olduğun için susmuşsun sevgili Güven.. O nedenle teşekkürün çok değerli.
@-- Gerçekten hissedebilmek, ne kadar az insana hediye edilmiştir sevgili Nihan'ım biliyorsun.. Ve ben şu an ne yazacağımı bilemeden sadece hissedebiliyorum yorumunu ..
@-- Sevgili Tufan öğretilerin ve çabaların için teşekkürler.. Yeniden sayfama kavuşabildim sayende..
Tanrı dediğimiz o ilâhi GÜÇ, hepimizi sağlam zannedilen sakatlardan korusun..
Yorum Gönder