7 Nisan 2013 Pazar

KAPI' lar..




Akla ilk gelen sokak kapısıdır tahminimce.. sonra oda kapıları gelir belki.. kapı çalınması.. kapı zilleri.. kapı kolu.. kapı ardında konuşulanlar vesaire!İş hayatındaki patronların açık duran ama her an surata kapanmaya hazır kapılarından da bahsetmek istemiyorum.. 




Bir de mecaz olarak kapı var.. hani şans kapısı gibi ya da baht kapısı!! Nedense şans kapısı denince akla nimet abla gişesi gelir de, baht kapısı denince gelinlik !!
 
 
Veya.. açılan kapıdan geçmek gibi.. nasıl mı? Daha çok duygusal yönü ağır basanların diğer kişilere göre daha çok duyumsadığı bir deyim olmalı bu.. açılan kapıdan girmek!.. “ben çalmadım kapını” diye kendisini mazur göstermeye çalışmak.. ya da "çaldın açtım" diyebilmek! Ama doğrudur bu! Nedense genelde kaçak güreşen erkeklerin uyguladığı bir yöntemdir.. ister kapıyı çalan isterse açan kendisi olsun!

Bir konuda çok tecrübeli olmak, insanın o konu içeriğini bizzat yaşamasını gerektirmez..  Bir ebenin tecrübesi sınırsız ve takdire şayan olabilir ama bu, ebenin çocuk doğurmuş olmasını gerektirmez..Yani demem o ki, hem ahkâm kesmiyorum hem de "tecrübe konuşuyor" demiyorum.

Anlatmaya çalıştıklarımın içinde başımdan geçmiş olanlar mutlaka vardır, ama iyi bir gözlemci olmak, insanların ruhlarını okuyabilmek, özellikle gözlerini gördükten sonra o kişi ile ilgili, isabetli mi yanlış mı karar verdiğini anlayabilme konularında tecrübelerim sınırsız..

O nedenle (yine de açık kapı bırakarak) ısrarla diyorum ki hiçbir kadın bir kapıyı tıklatmaz! Erkek bir kapı açar, ama sanki açmamış gibidir.. sanki o kapı kendiliğinden açılmış gibi yapıp gerektiğinde küt diye kapatmayı hesap eder. Oysa kadın o kapıdan çoktan girmiştir.. Durumun farklılığı da zaten bundan sonra ortaya çıkar.. Erkek, ya yaptığının yazdığının söylediğinin, yani açtığı kapının yanlış anlaşıldığını savunur.. ya tamamen sükût ederek ortadan toz olur, veya "kapıyı sen çaldın ben de açtım" der yüzlü yüzlü… ya da yüzsüzce!

Hayatın çok daha başka çok daha farklı kapıları vardır oysa.. bir hayatla diğer bir hayatı birleştirmek gibi.. o çılgın gibi girilmek istenen kapıdan aynı çılgınlıkla fırlayıp kaçmak isteneceği hesap edilmeyen evlilik gibi ..

Ya da, aynı evde,  tüm kapıları birbirlerine kapatıp, yokmuş
gibi kabul edilenle yanyana yaşanan kapıların ardındaki bilinmezlikler gibi..

Geçileceği var sayılan ve Beyatlı'nın muhteşem anlatımıyla o “geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan ..ve arkasından güneş doğmayan o büyük kapıdan” geçmeye sıra gelmeden, sakın kendinizi kapıların ardına mahkûm etmeyin.. ki, arkasından hep güneş doğacak günlere gebe olsun geceleriniz..


Ya şevk içinde harap olun.. ya zevk içinde mest! ..







18 yorum:

nalan dedi ki...

Kapını aralık görünce koşup geldim. Çiçekler,hele elma çiçekleri mest etti beni.Mutlu mutlu uyumaya gidiyorum. Sana da allah rahatlık versin sevgili Gülsen Öğretmenim...

Leyâl ÖZKAN dedi ki...

Gülsenciğim,
Gecenin bu saatinde Yapraklara uğramadan yapamadım... Yarın erkenden seyahata çıkıyorum..
Sostakoviç'in valsi eşliğin yine çok zevkli zekice yazılmiş bir pazar sohbeti bekliyor dostları... Ayrıca bu valsi her dinleyişimde ruhumu neşeyle karışık tatlı bir hüzün esir alıyor ve beni çok mutlu ediyor ...
Teşekkürler sevgili dostum...

Leyal...

gülsen VAROL dedi ki...

Çok bilinen ve söylenen bir sözdür "kapım dostlara açıktır" demek.. Gözlerimin önünde o güler yüzün.. asansörden çıkıp koşar adım gelişin Nalân'ım..
Mutluluk kapıları seni hep ardına kadar açık karşılasın dilerim.

gülsen VAROL dedi ki...

Yolların, yollarımız açık olsun Leyâl.. Hüzünsüz neş'elerimize sebep olacak olayları anlatmayı diliyorum Mayıs'ta!!

NzlGl dedi ki...

Yazınızda geçen bir cümlede kendimi buldum (yine)
Bence hayatın tüm kapılarının arkası sürpriz 'ne çıkarsa bahtımıza' diyerek açıyoruz Sevgili Hocam
özlemişim yazılarınızı .....

nihansu dedi ki...

Ne hoş bir yazı ve ne kadar gerçek. Yine bir Pazar klasiği diyeceğim ama her biri diğerinden güzel olunca insan ne diyeceğini de bilemiyor.

Bir tek kelimeden yola çıkıp da, o kelimenin insan ruhundaki çağrışımlarına konuk oldum bugün, bu gece. Bugünki sözcüğümüz kapıydı. Bir yazarın gücü buradan geliyor olmalı, üzerinde başkalarının belki durup da düşünmeyeceği onca sözcük arasından, belki en sıradanını seçip, ruha işleyen, okuyan herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir şekle sokup da bunca keyifli sunabilmesi...

Benimse bu yazıdan sonra, dostluk kapılarımı açtığım her hak etmeyen insan için aklıma sadece şarkıdaki o dize geliyor; "Kapı açık, arkanı dön ve çık" :)))

gülsen VAROL dedi ki...

Ben tahmin edebiliyorum sevgili Nazlı'm hatta biliyorum bile diyebilirim herkesin kendinden cümleler bulacağını.. Çünki bahse konu olan "O kapılar" ömür denen süreçte defalarca ve sanki ilk defa açılıyormuşcasına ya da çalınıyormuşçası insanın bahtına sürprizler sunar..

gülsen VAROL dedi ki...

Nihanım .. inanıyorum ki, şu an tıpkı benim gibi, yazacaklarını, yazmak istediklerini yazamayanların okuduğu bir yazı bu.. En azından pencereden bakıp "kim o" bile demeden o kapıyı açanların veya görebildiği kapıya hayran olup, ardındakini merak ederek zile basanların kendilerini bulduğu ya da sorguladığı bir yazı oldu bu.. Yani tam pazar limonu!! :)))

tufan dedi ki...

Aslında bir gerçek vardır sevgili hocam, biz erkeklerin çoğunluğu çaldığımız kapılardan çamurlu ayakkabılarımızla girer, ve kısa sürede ortalığı berbat edip kapıyı çarpar ve çıkar gideriz..

Kadın uzun ve de derin bir temizliğe girişir kapanan kapının ardından, ortalık temizlenmiş gibi görünse de ruhunda ki lekelerin hep izi kalır, ta ki kapı yeniden çalınıncaya dek..

Kişiye ederinden fazla değer vermek, o kişide bulunmaz Hint kumaşı duygusu yaratır ki bu en tehlikeli durumdur, Allah herkese Ayakları ve kalbi tertemiz insanlarla karşılaştırmayı nasip etsin..

Saygılar sevgiler..

hikayelerdirgeriyekalan dedi ki...

Merhaba, hani son zamanlar da güncel olan " sözün bittiği yer" deniliyor ya..hakikaten, yazınızın final sözleriyle adeta özdeşleşmiş " Ya şevk içinde harap olun.. ya zevk içinde mest! .."

Harukaladesiniz..
En derin Saygılarımla esenlikler dilerim Sevgiler

gülsen VAROL dedi ki...

Yaptığın müstesna yorumlarla çığır açmaktasın sevgili Tufan.. Duyguları bu denli güzel ve de dürüstçe ifade edebilmek her babayiğidin harcı değildir.. Teşekkürlerimle.

gülsen VAROL dedi ki...

Blog dostlarım arasında öyle farklı bir yerin oldu ki sevgili Hikâye'm, her geçen gün seni biraz daha fazla tanımak istiyor gönlüm ve gözüm.

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Kapı'lar ile bazı olgulara ulaşırken bu kadar mı güzel ambiyans yakalanır. Tecrübelerimle sabittir ki, bazen de kapılar birbirine denk gelmez... ve hep kendilerinden yanadır.

Bu güzel yazı için teşekkürler sevgili dostum.

gülsen VAROL dedi ki...

Çok haklısın sevgili Mehmet.. ama bilinse denk gelmeyeceği çalınır mı hiç o kapı?? Hadi çalındı diyelim açılmasına ne demeli?

Akgül Çubukçu dedi ki...

Tesadüfün bu kadarı da yani şaşırttı beni Gülsen hocam... Kapıdan içeri geçip, yazının içeriğindeki düşünceleri yorumlayamadım. Başlığı görür görmez öylece kaldım kapıda kısacası.

Neden derseniz, geçen hafta sonu Büyükada'ya gitmiştik ailecek, öylesine bir gezelim diye. Ben fotoğraf çekmeyi çok seviyorum biliyorsunuz. Kızım da hem beğendiği yerler, hem de temel fotoğrafçılık dersi ödevi için çekimler yaptı.

Nereden aklıma esti bilmiyorum, Büyükada'daki o konaklar, köşkler ve tarihi binaların bahçe kapılarının fotoğraflarını çektim. Benimkiler sordu bana hatta "Niye kapıları çekiyorsun" diye "Kapılar albümü yapacağım" dedim. Nedense, nereden estiyse? Şimdi de siz, yine harika bir yazı ve konu "KAPI'lar" çok ilginç değil mi?

İstediğiniz bütün kapılar size açık olsun, sevgilerimle...

gülsen VAROL dedi ki...

Evet gerçekten ilginç. Sen yine de yap o albümünü.. ve istersen benim yazımdan paragraflar sun..
Aslında ben sadece kendi düşünce ve duygularımı dile getirmiyorum sevgili Anjelika biliyorsun bunu.. Hepimiz için herkes adına, söylenen veya anlatılamayan duyguların tercümanıyım ben.

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Ne kapılar aralandı büyük,ardında hüzünler bıraktıran; ne kapılar aralandı küçük ,içinde yürekler çoğaltan..

Öyle bir değil pek çok yerden değiyor satırlarınız gönle, bedene..

gülsen VAROL dedi ki...

Nasıl güzel ve gerçek ve nasıl şiir gibi yorum bu.. Teşekkürler çoban yıldızım. :)