diye bağırıyordu.. Önce "sus" diye tepki gösterdim ama öyle coşku doluydu ki, o çocuk dünyasının kapılarını kırmak istemedim ve sordum “yaa… bebeğim öyle mi .. nerede?” “töşedeki fırıncıda” dedi.. anlamadım.. “kim fırıncıda kızım?” dedim.. “Allah..” dedi.. sonra yarım yarım “k” lere “t” diye diye anlatmaya başladı..
"Hani etmetler yere düşünce nimeti al öp başına toy diyo ya dedem… ”
-- Eeee?
“ hani o nimeti Allah veriyo, diyo ya dedem…” ...
-- EEeeEE??
“İşte anne töşedeti fırıncı Allah!! Bi dolu etmetleri var.. Bize de verdi!..”
dedi..
Balkon demirlerine tombiş kollarını, kollarına da çenesini dayamış filozof gibi düşünen oğluma sordum… “Denizi mi seyrediyorsun oğluşum?” istifini bozmadan cevap verdi… “yooo… Allahın kalemine bakıyorum” !!! Gayri ihtiyari baktığı yöne çevrildi başım.. nefis bir deniz manzarası serili gözler önüne tepedeki evden.. Yavaşça yanına yaklaşıp sordum.. “bana da gösterir misin o kalemi?” Görüş mesafesinin hayli uzağındaki caminin minaresini gösterdi büyük bir ciddiyetle..
4 yaşındaydı.. minare, dik duran bir kalem görüntüsüne benziyordu gerçekten.. “kalem olarak fazla büyük değil mi?” diye sordum bu sefer.. Aynı ciddiyetle “Allah da büyük ya.. ondan” diye cevapladı..
Yanlış gibi görünmese de, hatalı olduğu kesin bazı bilgilerin, yeni yeşeren akıl toprağında doğru yetişmesini istediğim için, “O, caminin bir bölümü oğlum.. insanları namaz kılmaya çağırmak için çağrı yapan kişinin çıktığı yer… adı da.. minare” dedim.. Başını iki yana salladı , “kalem o kalem” dedi inatla.. “Peki neden kalem, hadi anlat bana” dedim..
“dün akşam ananemle konuştunuz ya…” ...
-- Eee?
“hani Allah insanın alnına kötü yazı yazmasın dediydi ya ananem…”
-- EEeeE??
"işte orası Allahın evi.. o da Allahın kocaman kalemi”
dedi..
***
Annem, çocukların yanında küfürlü konuşulmasına şiddetle karşı çıkan bir kadındı.. Hatta sevgi sözcükleri içinde bile hoş olmayan kelimelerin bulunmasına tahammülü yoktu.. Ana-kız ve kardeşler sohbet ettiğimiz bir gün, konuşmalarımıza kulak kabartıp, büyük adam edasıyla fikir yürüten ablamın oğluna sarıldı annem.. 3-4 yaşlarındaydı.. göğsüne bastırdı başını önce, sonra onun kıvırcık saçlarını karıştırdı eli ile ve “ahhhh… seni şeftali kurusu seni…” dedi.. O yörede büyüklerin küçük çocukları “piç kurusu” diye sevme alışkanlığını İngilizcede “pîç” diye okunan “şeftali” ile değiştirmişti!!!
Biz kahkahalarla gülünce, (küçük adam) durumdaki garipliği fark etti.. düşündü bulamadı… anlayamadığını da belli etmek istemedi… Kendisine şeftali dendiğine hükmedip, 3 yaşındaki gururu ile oldukça şişman olan anneannesine uzun uzun bakıp “sen de ağğğmuut" (armut)
dedi..
****
MÜZİK derslerine girdiğim ortaokulun birinci sınıfına, (şimdiki 6. Sınıf) sırf yüksek not verebilmek ve tüm sınıfın müzikten geçmesini sağlamak için 3-4 soru sorduğum bir yazılı yaptım..
1. soru “Gam nedir?"
2. soru “Usul nedir?" … gibi..
Sınıfımın en küçük, en uslu, ve en kabiliyetsiz çocuğu lâz Kâzım yazılı kâğıdını ilk verendi..
Gam= İnsan o ki kederli olir, buna gam denir hocam..
Usul= Muayyen zamanlarda alınan abdeste usul denir hocam..
diye yazmıştı..
İÇİMDEKİ ÇOCUĞUN ELİNDEN TUTUP, ALIP BAŞIMI, ÇOCUKLARIN O MASUM O AKIL DOLU O İNANILMAZ DÜRÜSTLÜKTEKİ DÜNYALARINA GİTMEK İSTİYORUM..
7 yorum:
tatlı bir tebessümle ve keyifle okudum,,teşekkürler)
Çok iyi paylaşımlar, yolumuzu aydınlatan, gülümseten öyküler...
Evet bende çocukluğumun masumiyetine dönmek istiyorum..masumiyetimizi kaybetmediğimiz günler güzel günlermiş...sevgiyle kalın..
Onların bakış açılarından dünyayı görmek ve algılamak çok eğlenceli.Masumiyetleri dünyada var olan tüm pisliklerin üzerini örtse keşke...
Çocuk dünyası gerçekten apayrı bir dünya. Her şeyi kendilerine göre algılayıp yorumluyorlar. Her şeyi somut algılıyorlar. Ancak 13 yaş civarında soyut algılar başlıyor.
Şura kararları gerçekleşirse çocukların anlatacağı daha pek çok öykü olacak. Öğretmenler sorulara cevap vermede zorlanacaklar, neyi nasıl öğretecekler...?
Masum, temiz ve samimi duygular sergileyen çocuklar... Ne mutlu çocukluğunu bu şekilde yaşamış olanlara Sevgili Gülsen hocam. Acıyorum bu ve bundan sonra gelecek olan nesile :(
Müthiş, mükemmel.... Hepsi birbirinden güzel... Nasıl kirlenmemiş nasıl yaratıcı bir dünya. Bayıldım yazıdaki her bir paragrafa ve bir kez daha ben de çocuk olmak istedim.
Yorum Gönder