7 Aralık 2014 Pazar

Nurgün Özer ÇETİNBAĞ.. diyor ki,


Okumaya başlamadan önce, kitabın adı bende dramatik bir romanla karşı karşıya olduğum izlenimini uyandırmıştı. Yanılmamışım!.
”Cehennem deresi” cayır cayır yanan bir su imgesi gibiydi…Yani hem cehennem ateşi hem su...
Bu imgeler kitapta da yerlerini bulmuşlar. Ateş gibi yakan, yok eden bir aşk ve su gibi aydınlık, berrak bir aşk, paralel kurgu ile ve akıcı bir dille kitabın eksenine oturmuşlar.

Öncelikle Gülsen Hocamı güzel ve akıcı Türkçesi için kutluyorum. Kitapta bir tek yerde yer alan “süper” sözcüğü dışında gözüme takılan rahatsız eden bir sözcük yoktu. Muhtemelen o da gündelik konuşma dilimize inatla yerleşmiş olduğundan gözden kaçmış olmalı.

Roman dört ana karakter çevresinde dönüyor. Yan karakterler de işlenerek ve akrabalar da yan karakterlere katılarak roman daha zenginleşebilirdi diye düşündüm.

237. sayfada Ercan ve Erim isim karışıklığının tapaj hatası olduğunu anladım.. Sonra.. Nihan’ın ve Ercan’ın iç hesaplaşması belki daha yoğun olarak verilerek bu karakterler daha derinleştirilebilirdi diye düşündüm.

Evet çok çarpıcı bir final olmuş . Ben daha farklı ve itiraf ediyorum kitabın genel havasına uyan duygusal bir final bekledim.

Yine de karakterler uzun kişilik özellikleri anlatılmaya gerek duyulmadan, diyaloglarda ve olay örgüsü içinde ustalıkla verilmiş. Benim dikkatimi çeken ve hoşuma giden fiziksel özelliklerin hiç verilmemesi oldu. Bu hayal gücümü daha da kamçıladı. Karakterler gözümde benim biçimlendirdiğim şekillerde canlandı ve bu yüzden kitabı okurken kendimi eski Türk filmlerinin içinde gibi hissettim. Dramatik hayatların içinde yaşama yön veren tesadüfler, hafıza kayıpları, travmatik şoklar, romantik ve naif aşklar…

Bunu asla bir yergi ya da küçümseme olarak söylemiyorum. Aksine hala eski Türk filmlerini izlerken ağlayabilen biri olarak; bu yaşam gürültüsü ve günümüzün tüketim çılgınlığı içinde kaybolmuş olan naifliğe ve duyarlılığa ne kadar ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

Evet kitapta tesadüfler oldukça fazla ama zaten milyonlarca sperm içinden bir tanesinin tesadüfen yumurtayla buluşması ile başlayan yaşamımızın kendisi bir tesadüf değil mi. Murathan Mungan’ın dediği gibi yaşamımızı yöneten “Tesadüfler Tanrısı” olmasa karşılaşamayacağımız insanlar, yaşamımıza girmiyor mu. Şöyle bir dönüp kendi yaşamlarınıza bakın ne çok küçüklü büyüklü tesadüfler göreceksiniz.

Duru ve akıcı bir dille yazılmış olan bu kitabı, elimden bırakmadan ve merakla sonunu bekleyerek okudum. Bize bu eski Türk filmleri tadındaki kitabı hediye eden Gülsen hocamı can-ı gönülden kutluyorum.



                                   ----

Ne desem ne yazsam bilemedim sevgili Nurgün.. Zaman zaman kendimi tahta başında öğretmenin sorusunu yanıtlamaya hazırlanan bir öğrenciye benzetsem de, ifadenin güzel akıcı ve tam olması beni rahatlattı..

Bugüne kadar kendimi, beni takdir ettiklerini söyleyen insanların gözleri ile görmeye çalıştım hep.. Pek çok yerinde bir başka kişiden bahsediliyormuş gibi o anlatılana imrendim... sonra o tanıtımı yapılan kişinin veya okunan kitabın bana ait olduğunu hatırlayınca da tarifsiz bir mutluluğun beni kuşatmasına izin verdim..

Beni bana anlatan satırların için sonsuz teşekkürler.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Gülsen hocam,
Görüşlerime verdiğiniz değerle beni mutlu ettiniz.Ancak sizi cevap vermeye hazırlanan öğrenci gibi hissettirecek bir öğretmenlik taslamışsam bilmeden,affınza sığınırım.Asla öyle bir niyetim olamaz.Sizin birikimleriniz ve yaşam tecrübeniz karşısında benim yazdığım üç beş satırın anlamı ne olur ki.Sadece okuduğumda hissettiklerimi paylaştım sizinle.Sevgilerimle

gülsen VAROL dedi ki...

Nurgün'üm.. bazı Yorumları okurken hissettiğim O his, o yorumu yazana verdiğim değerin acizane bir izahından başka bir şey değil. Şiir kitabıma verilen ödülü alırken de, "kendimi bir şair olarak hissetmiyorum" dediğimde, Prof. Talat Sait Halman "o zaman demek oluyor ki bizler de şiirden anlamıyoruz ki sizi bu ödüle layık gördük" demişti. Mutluluğun doruğunda heyecan artınca, tevazuunun ifadesinde sapmalar olabiliyor demek ki..
Bilmeni istediğim şey, ki bunu bildiğine de eminim, sana gerek genel kültür ve gerekse kişilik olarak hayran olduğumdur. Şiir kitabım için de yazmış olduğun yorumun beni ne denli mutlu ettiğini daha unutmadım.
Tekrar teşekkürlerimle.

nihansu dedi ki...

Bazı yorumlar vardır ki okuduğunuzda yorumu yazanı tanımasanız bile sizi kişiliği ve birikimi ile ilgili ipucu verir size... Sevgili mamyim izninizle ben burada Nurgün Hanım'ı -tanımasam da- bu anlamlı ve çok iyi tespitlerle dolu yorumu için tebrik etmek isterim. Minicik detayları bile gözden kaçırmayan dikkatli bir okur, duygularını çok güzel benzerliklerle sunabilen bir yorumcu olarak yorumda yazılanları tekrar tekrar okudum. Bu vesile ile sizi bir kez daha kitabınızdan ötürü, böyle değerli okuyucularınızı da yorumları ve dikkatlerinden ötürü kutluyorum naçizane...