Seviyorum şu Türkçemizi.. ne kadar elâstikî.. ne kadar, cambaza eldeki denge sopası olabilecek bir lisan.. Ve ne kadar matematikle uyumlu.. İnsanın en yaygın olarak kullandığı ikinci dil matematiktir ve dil, matematiğe uygun olduğu ölçüde bilim yapmak mümkündür..
“Çünkü matematiğe en çok benzeyen dil; bilim yapmaya en uygun dil Türkçedir. Belçikalı dil bilimci Johan Vandewalle: "Türkçenin, en hayran olduğum yanı, onun yapısı. Matematik dil yapısı beni büyülüyor. Türkçe satranç gibi bir dil. Kuralları az ve istisnasız. Hâlbuki Batı dillerinde kuralların uygulanabilirliğinin bir sınırı vardır. Türkçenin matematik gibi düzenli, istisnasız bir yapıya sahip oluşu, yapım eklerinin çokluğu, sondan eklemeli bir dil oluşu beni büyülüyor." demiştir.
Ben de, güzel Türkçemizi çok severek, güzel kullanmaya çalışarak, bir anlamda matematikten özür dilediğimi düşünüyorum.. :)
Deneme/yanılma…. denince, bir işlem içinde süregelen olayların masum takdimi olarak düşünülür.. Deneme… yanılma ! dendiğinde, keyfe kederdir cümle.. keyfine bağlıdır işlem! İstersen dener yanılırsın; alışkanlık yaparsa ha bire dener yanılırsın!!.. ya da tecrübe denen bir madalyona sahip olursun!! Dene/me , yanılma! dendiğinde, emir kipi öndedir… yanılman kaçınılmaz ! o zaman denemeyeceksin! uyarıyı dinlemek gerekmektedir.
Sivrisineğin saz olduğu insanlar için geçerli değildir elbette bunların hepsi..
Annem “lâfı uzatmadan söyle kızım” derdi bana sık sık… Oysa uzatılan lâfın uyandırdığı bir merak vardır… bağlanacak yerle irtibatı sağlanıyor mu sağlanamıyor mu bir de inceleme vardır.. ve mutlaka ilgi çekme motifleri içinde sunulursa bir anlatı ya da yazı, okuyanı - dinleyeni o nisbette çok olur.. Anlayanı ??? İşte ben o derste yoktum..:)
Efendim … uzun lâfın kısası diyeceğimi bekleyenlere kötü haber.. Çok uzun yazacaklarım … da, nereden başlasam hâlâ karar veremedim.. Eşraftan amcalar, kızdıklarına veya herhangi bir tepkisel olayla karşılaştıklarında “hay senin babanın şarap çanağına…” derlerdi eskiden.. Niye “çanak” inanın hâlâ bilmem.. O çanağın içine yapılacak işlemin(!) şarabın günahını yok edeceği düşüncesinden mi acaba???
Bu aralar misafirlerim var … değişik yerlerden gelen yeğen çocukları kuzen çocukları .. adına akraba denen tanıdıklar!!! Hepsinin elinde bir top !! lap var başında bir de o topların.. :)
Aynı anda oturuyorlar masanın üç kenarına ve başlıyorlar oynamaya.. bakıyorum kadın / kız resimleri koymuşlar profillerine.. ertesi gün sırayla bir tanesi erkek oluyor!!! kendilerine bakıyorum sivilceli (gerçekten) gaga burunlu veletler.. ve ÇANAK OKEY oynuyorlar!!!
Ve, ve... devamlı olarak tüm bölümlerde hep beraber aynı odaya farklı isim ve kimliklerle girip çanak kırıyorlar sonra ŞAK ŞAK avuç vuruyorlar.. “kim düştü?” diye soruyorlar birbirlerine.. Birbirlerinin laptopundan bakıp hangi taş gerekiyorsa atıyorlar küt diye bitiriyorlar ikinci el!.. Sonra acemilerden ustalara kadar yol bulup kafa buluyorlar… Bana da anlatın nasıl oynanıyor diyecek oldum… önce sustular, tarif edeceklerini düşünürken, yerlere atıp kendilerini bacakları ile havayı döve döve güldüler .. zirzop bunlar!!
Onlar yatınca bir gezineyim oralarda dedim… Bakayım, babalarının içine tükürdüğüm şarap ÇANAKları ne menem bir şeydir ??… Tam perhize girmişken kırk fırın ekmek yemeye hiç niyetim yok… Aslında kafama taksam öğrenirim oynarım.. kimbilir belki zevk de alırım belli mi olur?… Sonra birden, eski dostlara rasladım.. aman aman aman!!!….. nicedir neden sesleri solukları çıkmaz belli oldu!.. Aklıma bir hinlik geldi o an… masum bir intikam!! :) Bizim zirzopları arkadaş listeme eklesem.. ya da önüne her geleni arkadaş listesine ekleyenlerin listelerine kakalatsam… Sonra bir yolunu bulup, müdavim olan eski dostları onların odasında misafir ettirsem :)))
Evet… kararlıyım.. Deneme yanılma!!! Böyle de olabilir… ve kanımca çok zevkli de olabilir! Elimde bir bardak soğuk Limonata.!!.. arkama yaslanıp bu pazar, kırılan pek çok şeye kırılan çanakların eklenmesini seyretmek !

5 yorum:
Niye bu veletler bizlerin bilgisayar kullanmamıza bile hayret eder oldular, değil oyunları çözüp oynamak:))
Çanak ha... Ben bilmiyorum, bildiğim konken, ellibir vardı, onları da unuttum galiba:)
Sevgili Hocam pazar günü kırılan
şeylere benim ümitlerimi de dahil edebilirsiniz...Türkçe için yazdık-
larınıza aynen katılıyorum,tanıdı-
ğım bir Rus Türkolog da aynı şeyi
söylemişti ''Türkçe en matematiksel
dildir'' demişti..Çanağa gelince
ben o işe karışmam kim yaparsa yap-
sın...Sevgilerimle.
Ne yazık ki! güzel arkadaşım 'O' çok sevdiğim Türkçe dili yok olma yolunda.
Sen orda ben burda şu çanak okey'i bizde oynayabilirmiyiz ne dersin???
Bu yazıyı yazarken epey eğlenmişsiniz diye düşündüm. Ben de yüzümde geniş bir tebessümle okudum yazınızı, gittikçe artan bir merak eşliğinde:)
Ben de seviyorum Türkçemizi..ve sizin tatlı birer sohbet lezzetindeki yazılarınızı okumayı.
İlahi hocam,benim bacaklarım havaya kalkmadı ama,benide çok güldürdünüz..
Fakat son bölümdeki dostlara yapmak istediklerinize sonuna kadar katılıyorum..Kırın çanaklarını!!.
Saygılar sevgiler..
Yorum Gönder