Tek kişiyle başlayıp, iki.. üç, sonra beş, daha sonra yükselerek hızlanarak hafiften kuvvetliye doğru koşturarak yöremi saran dostlarımın ayak sesleri o duyduğunuz ritm.. sizin.. senin!
Ben öyle düşündüm dinlerken.. :)
Bitirmek mi kolay bir şeyi, yoksa başlamak mı ??
Her ne olursa, her neyi olursa olsun, (aşk’ın haricinde) bitirmenin daha kolay olduğunu düşünüyorum.. Çünki, sadece susmak bile yeterli bir şeyin bitmesi için ya da bitmiş görünmesi için!
Başlayabilmek ise emek istiyor, yürek istiyor, sabır istiyor.. az ya da çok fedakârlık istiyor.. her ne olursa olsun başlamaya çalıştığın şey, bilgi istiyor.. cevap verebilme cesareti istiyor!..
Sana sormadan başlayan ve de biten ise sadece AŞK.. Neyse ki şu anda anlatmaya çalışmak istediğim bu değil!
Aslında bana göre bu da bir nevi aşk.. dostluğu yüce tutma aşkı!.. takdire lâyık olanların, takdirlerini sunuş aşkı.. Hiç görmediğin tanımadığın insanlarla arandaki adını koyamadığın gönül bağının adı!!
Şuna kesin inandım ki “sevgi” insan ruhu için en büyük güç!
Bu arada doktorların, işi tam anlamı ile ticarete dökmüş olduklarını, sağlık kuruluşlarında, hastanelerde kendilerine verilen odaları kiraladıklarını ve ödemeleri gereken meblâğı, gelen hastayı farklı doktorlara ve tetkiklere yönlendirip kuruma para kazandırarak o kirayı ödediklerini öğrendim.
Bedensel acı çekerken, hastane koridorlarında, nasıl türediklerini kimsenin anlayamadığı o pabucumun profları tarafından oradan oraya acımasızca yollandığım şu günlerde; dostlarımın bana yönlendirdikleri sevgileri, bana yolladıkları e.mailleri, sayfama yazdıkları yorumları ve kendi postlarına yazdıkları çağrıları ile, ve neredeyse her gün telefonla arayarak.. evime gelerek, bu güzelliği anlatacak kelime bulamadığım sevgi ve ilgi seli ile, dayanılmayacak düzeydeki sancımı dayanılır düzeye indiriverdiler ..
Yine uzattım sözü.. ama Asortik Krepin, Mehmet’in, Gökçedeniz Arzu'nun, Sönmezmutfak Nzlgln'in, Boşluğu dolduran Hüseyin Ustanın, ve Nihan'ımın yaptıkları ile, okumamı garanti edebilmek için beni yazılanlar konusunda ikaz edenlerin çağrısı, başımı döndürdü.. hoş görün..
Nereden başlayacağımı şaşırmam söz konusu bile değil, çünki bir şeye başlamaya çalışmıyorum, sadece neyi anlatabilmeye çalıştığımı, okuyanların anlayacağı düşüncesinin rahatlığı içindeyim..
Bu nedenle bu gün, hayırlı cumalar dileyip limonata yaptım!!!.. :))

14 yorum:
UZUN BİR ÖYKÜ
Hiç kimsenin kafesine
Koyamayacağı bir kuş..
Kaçmasını öylesine
Uçmasını böylesıne
Unutmuş.
Bir insan sesine
Gelip konmuş.
Özdemir Asaf
***
Sizin öykünüzün her zaman mutluğunuzu,yaşama sevincinizi anlatmasını dilerim.Sağlık haberlerinizi bekliyorum.Bizler buradayız.Sizi seven dostlarınızın olduğunu unutmayın.Çok değerlisiniz,çok özelsiniz.
Sık (ya da hiç göremediği)sevilenin sözünü görmekten mahrum kalma duygusu sarmıştı kalpleri...
Yani ne iyi ettiniz de geldiniz diyorum hocam...Bizi mutlu ettiniz:)
Gönül bağı, dostluk veya kalplerin birliği güzel şey..
Selamlar,
Öncelikle sağlık sorunlarınızı atlattığınızı umarım...Bloğuma gelince cumbada.blogspot.com.Ve bana gösterdiğiniz ayrıcalığa teşekkür ederim.Keyifle okuyorum yazdıklarınızı(eskileri de)...Ve bazı dersler çıkarıyorum hayata dair..Bunun için de teşekkürler..Sevgiler.
Sevgili Gülsen hocam,
Sayfanıza girmek, yazdıklarınızı okuma heyecanını yaşamak ve üstüne harika bir limonata bana çok iyi geldi:)
HOŞGELDİNİZ...
Hoş geldin,nasıl mutlu ettin bizleri biliyorsun.Mutlulukla sarhoşum.:))
Çok teşekkürler Sevgili Öğretmenim,yeniden yeniden merhaba.Sevgiler...
Limonu hiç sevmeyen ben, pazarlarıma limon sıkılmasını nasıl da kanıksamışım veya Cuma limonatasını. Özlemişim, hem de çok... Bu sayfaya her girdiğimde sizin yeni satırlarınızla karşılaşamayınca dudağı alta büzülmüş bir çocuk gibi mahzunlaştığımı hissettiğinizi biliyorum.
Bana göre başlamak da zor bitirmek de.. Her başlangıcın bir bitişi var muhakkak ama bu sevgi seli olduğu sürece sizin bitirmenize de gönül hiç razı değil. Ve yine bizlerle olduğunuz için kendi adıma gönül dolusu teşekkürler...
Hocam; bu, bir başlangıçsa tamamı nasıl olur bilemedim. Ravel'in ritm
tınılarının tam da ortasından, olağanüstü bir uyumla başlangıç diyemeyeceğim. Bu, adeta müziğin tamamını içerir nitelikte bir post olmuş...o her zaman ki klasiklerinizden...Bunun adı tesadüfse şayet, iyi ki size rastlamışım.
Sevgi, saygı ve dostluklarımla...
Mehmet bey çok haklı, son noktayla birlikte Ravel de noktalanıyor..
"Limon" benim hayat iksirim aslında, her haliyle, her şekliyle can bulduğum, ne mutlu ki böylesi hünerli ellerden tatmak nasip oluyor, teşekkür ediyorum sevgili hocam dostluğunuzu esirgemediğiniz için..
Saygılar sevgiler...
Yarin elinden zehir olsa içilir diye bir şarkı vardı çok severim,sizin limonataları da büyük bir şevkle bekliyorum.Ekşi mekşi,cuma ya da pazar her zaman ...
Sevgiler Turkuaz Kıyılardan :))
Buz gibi bir Roma akşamından, çok kısa bir zaman aralığından size merhaba ve HOŞGELDİNİZ diyorum.
Limonatanız için elinize ve yüreğinize sağlık. Daha ayrıntılı yorumlar için 1 hafta sonrasına görüşmek üzere inşallah! Sevgi ve selamlarımızı yolluyoruz size kızımla.
Sağlıcakla kalınız...
Merhaba,nasılsınız.Bugün,gece yarısından sonra aklıma düştünüz.Merak ettim sizi..Umarım sağlıklı ve mutlusunuzdur.Bir gün güzel bir ortamda ben de size limonata ikram etmek isterim.Sizinki kadar güzel olamasa da..Sevgiler,saygılar..
Şekerliside güzel şekersizide:)
çünki elin değiyor güzel arkadaşım.
Bende yoktum bu aralar ama beni soran falan olmadı:)))
O doktor satırları var ya!!!
o kadar iyi anlayabildim ki, bu aralar hepisiciğine gülücükler atıyorum, içimden tabi.
"SEVGİ İNSAN RUHU İÇİN EN BÜYÜK GÜÇ" Buna yukarıdaki BOZACI, VAPUR ve TREN de eklenince... Teşekkürler. Moral veren yazılar için.
Yorum Gönder