
" Artık zamanlar "
Hani, yenemeyecek kadar doyulduğunda, ya da yenmeyecek kadar bayatladığı düşünüldüğünde, “artık” yemekler verilir ya, aç karınlar doysun sevap olsun diye! günah işlendiği hiç düşünülmeden. İşte öyledir yakınlarınızın size sunduğu zamanın ‘artık’ dilimi de.
Aslında her egonun kendisini tatminidir, vicdan hanımı(!) rahatlatmak için.. Herkesin gönlü alınıp, her iş/alışveriş bittiğinde, gidilecek yer de kalmadığında.. bazen akla gelir hani dur bir de şuna uğrayalım da gönlünü alalım sevap olsun denir.. ya.. işte öyle!
Bir dönem sonra, herkesin bu “artık zaman” dilimleri içinde aranacağının bilinmesi için yazmak istedim..
Bir kısır döngü içinde.. ne ekersen onu biçersin bilinci ile.. siteme gerek duymadan aslında siteme bile hakkınız olmadan. O “artık zamanları” kanıksarsınız ve hatta beklersiniz!
O nedenle, zamana hükmedebildiğiniz vakitlerinizi harcarken, zamanınızın “artık” larıyla doyurduklarınızın yaşına geldiğinizde, size verilecek “artık zaman” ı bile sunmayanlar olabileceğini düşünmelisiniz.
Belki hiç okumadığınız, ya da okuduğunuzda mühimsemediğiniz bir şiirimi, bir de bu düşüncemin cılız ışığı altında okumanız için tekrar sunmak istedim.
Hatırla!
‘açık olunca zarar
gelmez’ sanılan
nice yaralara,
acımasızca basılan tuzdur “zaman”..
Düşün!
‘yalnızlık Allah’a
mahsus’ dendiği için mi,
sıra yalnız yatmalara gelince
başını dayadığın omuz olur “zaman” ?..
Unutma!
Yeni’yi eskimiş,
körpe’ yi kocamış
yapan,
dayanılmaz sanılan nice
acıları,
kavuşmasız
ayrılıkları unutturan
faili meçhul bir gölgedir “zaman”..
16 yorum:
Bazı yazılar vardır, her okuduğunuzda
farklı anlamlar yükleyebilirsiniz. İçinizden yorum yazmak gelir ancak "düşüncelerimi o kısacık yorum çerçevelerinde yeterince aktarabilir miyim? " dersiniz...
"Artık" yemekler ya da "artık zamanlar" deyişlerine ben katılamıyorum. Neden "artırılmış" deyişini kullanmayalım.
Sevdiğimiz, değer verdiğimiz biriyle yemeğimizi paylaşırız. O kişi veya kişiler için zaman ayırırız. Kısa zaman dilimleri bile onlarla anlam kazanır.Saatler su gibi akıp gider. Benimsemediğimiz biri için ise o saatler "çalıntı saatlerdir."
Şiirinizi zevkle okudum. Böylesi güzel şiirler yazan bir insana "geniş zamanlar artırılabilir" ancak...
Sevgili Makbule bu yazının yorumlarına cevap vermeyi hiç düşünmediğim halde yorumun dürttü beni.. Bilirsin seni severim beğenirim. Ayrıca ifadeni ve meramını anlatış tarzını takdir ederim. Ancak burada, ikimizin aynı enstrümana bağlı telleri farklı ses veriyor maalesef. Demek ki, ikimizden biri, henüz zaman mefhumunu tam algılayamadık..
Ben... ne diyeceğimi ne yazacağımı bilemiyorum. Anladım, sorularımın cevabını da aldım almasına da.. buruklaştım birden, ne güzel ne doğru ifade etmişsiniz, ne kadar iyi anlatmışsınız...
Nedense zaman kavramı ile ilişkisini çok oturtamadım kafamda. Belki sizin belirttiğiniz o zamana henüz gelmedim ama bazen o artık zamanları hissedebiliyorum benim için arttırılmış zamanları, hani gönlümün alınmak için yapılmış olanları daha doğrusu "mış" gibi olan her şeyi... Belki haklısınız zaman geçtikçe "bu zamanlar" artıyor ama şimdi bile var görebiliyorum.
Ve tam da bu duyguların ışığında şiiriniz çok daha anlamlı, zaman bazen tuz gibi yakıcı, bazen de buz gibi serinletici.. Her ne olursa olsun muhteşem bir yazı Mamy'im.. muhteşem...
Ah.. Nihan'ım bazen hemen yazmam gereken kelimeyi buraya yazamamanın sıkıntısını çekerim.. sen ne olduğunu anlasan da :))) Sorduğun soruya belki ile başlayıp cevap vermene sevindim. Ve kesin olarak inandım ki ben söylemek istediğimi anlatamamışım.. Bir şeyin "artık" olması onun artması anlamına gelmez.. kullanılandan arta kalan, artan değil, kullanma lüzumu hissedilmeyendir.
Vicdan hanımları rahatlacaklar değil...beni sevenler bana zaman ayırsın... zaten o tip ziyaretler o kadar iğreti dururki anlarsınız hemen..sohbet bile etmek istemezsiniz sözler yarım kalır...
Haklısın Bilge..sözler yarım kalıyor. hatta bazen hiç başlamıyor.
''Artık Zamanlar''ı olanlar ''vefa'' ve ''değer verme'' duygularından yoksun olanlardır. Kısaca olmasa da olurlar dedirten cinsinden.
Sizin gibi insanların sayfasına veya evine, feyz almaya gelinir ancak !
''Zaman''denilene gelince, herkese eşit işliyor. Bugün sana, yarın bana cinsiden... Dolayısıyla hayat uzun, hiçbir şey kalıcı ve sahipli değil!..
Sevgi ve saygılarımla hocam :)
Ne kadar az ama ne kadar ÖZ anlatmışsın duygularını sevgili Destinyn.. Düşündürücü ve eğitici.. Teşekkürler.
Sevgili Gülsen hocam, şu "artık zamanlar" yazınız çok düşündürdü beni. Çocukken, sonra da ilk gençlik yıllarında herşey bir an önce olsun diye sabırsızlanırken zaman bol ve bir türlü geçmiyor gibi hissediliyordu.
Oysa şimdi, ortalarda, zamanın her diliminin çok değerli olduğu yaşlardayken, zamanın bazı bölümlerini "artık" olarak değerlendirecek kadar "zaman zengini" değiliz (bence). Zamanla yarış halinde olma durumu çok yorucu. Yapılacak, yapılması gereken her şeyi, bir yerlere yerleştirme, programlama, hayatın düzenini sağlama açısından çok önemli... Ne diyeyim, artık zamanları olanları tebrik ediyorum... Uyarıcı yazı ve etkileyici, duygusal şiiriniz için ellerinize sağlık. Sevgilerimle...
GARDINI ALMIŞ BİR BOKSÖR SİLÜETİ ARZ EDEN YAZINI OKURKEN SESSİZCE GÜLDÜM AKGÜL.. DERİN DERİN!
"ZAMAN" HERKES İÇİN HER YAŞTA ÇOK DEĞERLİ.. SİZLERE BİR PENCERE AÇTIĞIMI DÜŞÜN.. SEN ÇOK UZAKLARDAKİ UFKU SEYREDERKEN, BEN, İÇERİ GİREN SİNEĞİ GÖREBİLİRİM.. BİR DİĞERİ DE CAMIN NE KADAR KİRLİ OLDUĞUNU.. SENİN ÇOK DUYGUSAL BİR YÜREK TAŞIDIĞINI BİLİYORUM O NEDENLE YÜREĞİNDEKİ YARGILAYICIYI İKNAYA UĞRAŞMA BOŞUNA. HİÇ KİMSE ZAMAN ZENGİNİ DEĞİLDİR.
BEN BU YAZIMDA YA HİSLERİMİ İFADEDE ACZE DÜŞÜP ANLATAMADIM NE DEMEK İSTEDİĞİMİ, YA DA, HER OKUYAN FARKLI MANZARALAR GÖRDÜ!!
Sevgili Gülsen hocam
Herkesin bir gun başına gelecek olan bu iç yakıcı durumu ince ince ne de güzel anlatmış cok güzel bir şiirle bitirmişsiniz. Dilerim az üzüleceğim kisilerin 'artik zamanı' olurumda canim çok yanmaz.
En doğru dilek senden geldi Nazlı'm.. "az üzüleceğim kişiler" olarak!! Çünki, O zaman denen kahpe, herkes için yapıyor o tahribatı bedende.. Dokunamadığı, eskitemediği tek yer duygular!
ne kadar güzel yazmışsınız kitabınızla tanışmayı sizinle tanışmayı da çok isterim ,var olun ki daima okuyalım sizi inş. sevgiler saygılar...
Belki de bu yüzden hep sevildim ailenin zamanı bol(!), kapıya bakanı çok(!)ları tarafından..Onlara ayrılan zaman baldan tatlı gelirdi bana; hala da öyle..Yapılmak için beklenilen sohbet, verilmek için hazırlanan şeker, sunulmak için paketlenmiş hediye, giyilmesi düşünülen kapı önüne dizilmiş terlik ve gözlerinin içine sevgi ve özlemle bakan gözler..Bunlar bana bu dünya da sunulan, sunulacak olan en özel, en huzurlu ,en sıcak ve kendimi en mutlu hissettiren anlarıdır.
Sevgili "Hayatım Kitap" hoş geldin.. Çok ilginç, çok zevkli ve mutlaka tanışılması gereken bloğunda dolaştım az önce.. Kitabımla tanışmanı ben de isterim hatta adresini bilseydim sana bir sürpriz yapabilirdim sokağa çıkabildiğimde!!
Senin o cıvıl cıvıl.. o hiç susmayan ve ömür uzatan bülbül şakıman hiç susmasın Çoban yıldızım.. Ve sen hep kendini mutlu hissetmeye devam et..
Yorum Gönder