1 Ağustos 2015 Cumartesi

Sabrın yırtılışı..

 
 
Alabildiğine özgür yine bugün
dertlerim..
Bir koşu açıp kapağını geçmişin,
damardan giriyorlar
yüreğime..
Duyulmasın diye sabrın yırtılışı,
diplerine çekiliyorum
in’ lerimin..


Sancı çekiyorum… kıvranıyorum. Doluya koysam almayacak biliyorum. boşa koysam… zaten boşta! bu boşu boşuna çektiğim sancılar!.. Oysa nasıl da konuştururum tecrübelerimi bu konuda… ah!!!  "karar vermek" konusunda uzmanım diyebilirim! Karar vermek! "yapmamaya" karar verdiğinde, adına karar verememek denen!. ya da yapmaya karar verdiğinde, yapmamak için verdiğin kararı bozduğundan, adına kararsız denen!..

Hadi bir daha okuyun ne olur yazdıklarımı..
ve anlatamadığımı anlatabilmek için çektiğim sancıları anladığınızı söyleyin bana..

Hiç pişman olmadığını söylediğin kararların için üzülmezken, kararsız kaldıkların için yıllarca gözyaşı dökmen… “keşke” lerin birbirleri ile yarış ederek.. seni ezerek.. beynine hücum edişi! Aslında verdiğine hiç üzülmediğin karar, o kararlar içindir.. Sor yüreğine .. bak sor istersen.. kimse ile paylaşmana gerek yok.. hani unutamadığın.. aklının duvarından hiç silinmeyen o gölgeler için hiç pişman olmadığını söylediğin ya da düşündüğün kararlarına bir bak.. ve dürüstçe fısıltı halinde konuş içindeki zavallıyla veya zalimle.. yüreğinin sancılarını dindir.. Pişmanım de! Yaptığın ya da yapmadığın için! Veya, sebep her ne olursa olsun “iyi ki yaptım” de! ver/eme/diğin kararlar için.

Sancılar esir alınca beyni, adına pişmanlık denen solucan iğrenç kıvrımlarıyla başlar bir uzayıp bir kısalarak yürekten beyne yürümeye.. Ben o solucanı tanırım.. pis bir şeydir.. kusası gelir insanın.. ben mi ? diye başlayan soruları kendine sordurmaya başladığında.. "ben mi yaptım"  "ben mi yazdım" "ben mi gittim" "ben miyim o iğrenç kaftana bürünen?” diye.. 


 Herkesin farklı, ya daha yoğun, ya da daha masum parantez içleri vardır..  ama vardır eminim! Ve o iğrenç solucan herkes için aynı şekilde bir kısalıp bir uzayarak sürünür beyne.. aynıdır!..

En zoru hatta imkânsızı gibi düşünülse de..

Veda etmeye karar vermek, en kolayıdır!. 

                                      




 

7 yorum:

Makbule Abalı dedi ki...

Yazınızı her okuyuşta farklı anlamlar çıkarabilir insan. Karar vermek,verebilmek ...
İrademizle mantığımızı, duygularımızı dengelemek, doğruyu bulmak ve sonuçtan pişmanlık duymamak...Zoru başarmak.

Çoban Yıldızı dedi ki...

Sarsıldım.......
Bazı yazılarınızda nefes almayı unutmuşum gibi gelir; son cumledeki noktadan sonra, kendimi bıraktigimda..Kalbim çarpar; şimdiki gibi..

Nazlı Gül Orbay dedi ki...


Yorum yok 😯 hocam!..

ESİN Bayrakçı Bozdemir dedi ki...


Etkileyici bir yazı. Hele ki ' karar vermek-vermemek' arasındaki o duyguyu 'sabrın yırtılışı' nı, bire bir yansıtan 'solucan' benzetmesi çok yerinde olmuş Gülsen Hoca'm.

Sevin SEYMENER dedi ki...


Bu şiirleri, metinleri okuduğumda, baştan aşağı sarsılıp, dağılan hücrelerimi toplamaya çalışıyorum, Öte yandan da zaten dağınık olan, ne olduğunu anlamadığım huzursuzluk ve düşüncelerim derlenip toparlanıp beni kendime getiriyor. İki zıt olayı aynı anda yapıyor bünye. Hele de o solucan benzetmesi, tıpa tıp uyuyor bana, senelerce savaştım, neyse ki kurtuldum.Şiirlerinin ve metinlerin devamı dileğyle öpüyorum.

nihansu dedi ki...

Hani bazı yazılar vardır, okursunuz, bir daha okursunuz da yorumlamaya nereden başlayacağınızı bilemezsiniz. İşte ben iki gündür bu ruh halindeyim. Dün iki kez bugün de iki kez okudum yazınızı.

En başta sayfanızın kapak fotoğrafında daldım gittim uzun süre bana sanki bir Ege kasabasında bir sahil kenarının kokusunu getirdi ya da denizin tuzlu tadını... Ve sonra yine o eşsiz müzik, farklı versiyonu..

Ve tüm bu algılar içinde yazınız... Kararlar, kararsızlıklar, pişmanlıklar, kendini sorgulamalar hele o solucan yok mu? Benim bu yazıdaki! Benim duygularım... Siz beni yazmışsınız.

Veda etmek??? Sanırım en zoru bu çünki iyi ya da kötü mutlu ya da mutsuz o duygular ile yaşıyor insan. Tüm duygulara nokta koyulduğunda aslında sonu üzücü de olsa yaşanmış olan tüm güzelliklere de nokta koyuluyor. Esas bu üzücü ve bu gerçek bitiş. Yani demem o ki sabrın son dem'i.

Asortik Krep dedi ki...

Siz uzun zamandır gördüğüm; Söylerken ve yazarken bir virgül' e bazen de iki noktaya gördüğüm en yoğun manayı verebilen birisiniz.. Bu yüzden ben sizin pişmanlıklarınızın bile çoğu insanın gurur duyduklarının yanında çok daha nitelikli olduğuna inanıyorum.
Not: 1-Tamamen gerçek duygularımla yazdım.
2-Yazarken bu kadar net duygularınızı anlatabilmeniz sizin için normal, bizim için harika...Yaşadım sanki, izledim sizi okurken.
3-Özledim sizi.