"Yanlış ritm" öyle bir ritmde gidiyor ki cumaları beklemek zor geliyor artık insana.Çoktaaan konuya dahil olduk.Doğurduğum 3 ve büyüttüğüm 4. çocuğumla ve gelinlerimle sanki beni mi anlatıyor acaba diye düşünmeden edemedim.Kalemine kuvvet hasretsenfonim.Sevgilerimle.
Yavaş yavaş hane halkını da tanıdıkça kurgu iyice beni içine çekmeye başladı. Yayınladığınız diğer üç bölümü de düşündüğümde; konuya girişiniz, uyandırdığınız merak ve hala bilmediğimiz, Ömer'in durumuna bu esrarengiz geçiş okuyucuda çok değişik etkiler bırakacak. Okurken son cümleye geldiğimde -ki nasıl geldiğimi de anlamıyorum- hep aynı tepkiyi veriyorum; "Aaa bitmiş, yine Cuma'yı beklemek!!!"
Hane halkını heyecanla taksit taksit tanımaya devam ediyoruz sevgili Gülsen hocam. Bu ritminiz, İspanyol arenalarında boğa güreşlerinin ortasında -psikolojik analizleri de içeren- müzik ritmiyle eş değer olarak artarak devam ediyor. Cumayı beklemek, hem sabırsız, hem de zor olacak. İyi hafta sonu dileklerimle saygılar, sevgiler...
İyi ki altında o "devam edecek" işareti var Gülsen öğretmenim. Kitaplaşması için yarım kalırsa nasıl bekleyeceğiz telaşındayım ben. Hane halkını da yavaş yavaş tanımaya başladık, bakalım Ömer'e ne zaman sıra gelecek? Ağzımıza çalınan bir parmak balla beklemelerdeyiz. :)
Yazınızı ve devamında yorumları okudukça hepimizin aşağı yukarı hemfikir olduğumuz "yanlış ritmin" kurgusu içinde, film senaryosu okuyormuşcasına gözümde canlanıyor sahneler!..
Dili son derece doğru kullandığınız akıcı uslubunuz ile bir çırpıda okuduğum, ama "yanlış ritmin!" ne? ya da nerede? olduğunu merakla beklediğim ve en çok da Ömer'de takılı kaldı aklım!..
Kaleminize sağlık Gülsen Hocam...devamını ve sonralarını okudukça bakalım çözebilecek miyiz!..
Kendimce kurgular yapmaya çalışıyorum kafamda,her aile bireyinin yerine koymaya çalışsam da kendimi olmuyor,yaşanılanlara aşinayım sansa da insan kendini yanılıyor. Sevgili hocam nezaketen söylediğimi sanmayın,bu romana dört elle sarılmalısınız,uyuşturulan beyinlerimizin gerçek hikayelere ihtiyacı var.
11 yorum:
"Yanlış ritm" öyle bir ritmde gidiyor ki cumaları beklemek zor geliyor artık insana.Çoktaaan konuya dahil olduk.Doğurduğum 3 ve büyüttüğüm 4. çocuğumla ve gelinlerimle sanki beni mi anlatıyor acaba diye düşünmeden edemedim.Kalemine kuvvet hasretsenfonim.Sevgilerimle.
Dünü Cuma sanıp uğradığımda ve okumak istediklerimi okuyamadığımda suratımın aldığı anlamsız ifadeyi görmeliydiniz.:))
Evet, bugün Cumaymış...
Yanlış Ritim'in doğru günü.
Yavaş yavaş hane halkını da tanıdıkça kurgu iyice beni içine çekmeye başladı. Yayınladığınız diğer üç bölümü de düşündüğümde; konuya girişiniz, uyandırdığınız merak ve hala bilmediğimiz, Ömer'in durumuna bu esrarengiz geçiş okuyucuda çok değişik etkiler bırakacak. Okurken son cümleye geldiğimde -ki nasıl geldiğimi de anlamıyorum- hep aynı tepkiyi veriyorum; "Aaa bitmiş, yine Cuma'yı beklemek!!!"
öğretmenim,
diyecem bunun hepsini bir anda yayınla...
merak ediyorum gerçekten...
Hane halkını heyecanla taksit taksit tanımaya devam ediyoruz sevgili Gülsen hocam. Bu ritminiz, İspanyol arenalarında boğa güreşlerinin ortasında -psikolojik analizleri de içeren- müzik ritmiyle eş değer olarak artarak devam ediyor. Cumayı beklemek, hem sabırsız, hem de zor olacak. İyi hafta sonu dileklerimle saygılar, sevgiler...
İyi ki altında o "devam edecek" işareti var Gülsen öğretmenim. Kitaplaşması için yarım kalırsa nasıl bekleyeceğiz telaşındayım ben. Hane halkını da yavaş yavaş tanımaya başladık, bakalım Ömer'e ne zaman sıra gelecek? Ağzımıza çalınan bir parmak balla beklemelerdeyiz. :)
Yazınızı ve devamında yorumları okudukça hepimizin aşağı yukarı hemfikir olduğumuz "yanlış ritmin" kurgusu içinde, film senaryosu okuyormuşcasına gözümde canlanıyor sahneler!..
Dili son derece doğru kullandığınız akıcı uslubunuz ile bir çırpıda okuduğum, ama "yanlış ritmin!" ne? ya da nerede? olduğunu merakla beklediğim ve en çok da Ömer'de takılı kaldı aklım!..
Kaleminize sağlık Gülsen Hocam...devamını ve sonralarını okudukça bakalım çözebilecek miyiz!..
Sevgilerimle...
Kendimce kurgular yapmaya çalışıyorum kafamda,her aile bireyinin yerine koymaya çalışsam da kendimi olmuyor,yaşanılanlara aşinayım sansa da insan kendini yanılıyor.
Sevgili hocam nezaketen söylediğimi sanmayın,bu romana dört elle sarılmalısınız,uyuşturulan beyinlerimizin gerçek hikayelere ihtiyacı var.
Saygılar.
Sadece kalemin güzelliğini ya da konunun çarpıcılığını değil, zekanın sert dönüşleri sevecenlikle nasıl okşarcasına geçtiğini şimdiden görebiliyorum.
Hayranlıkla okudum.
Ay bitti mi hemen bu bölüm? Beklemek zor olacak şimdi bir hafta.
Çok çok güzel gidiyor. Sade akıcı sürükleyici. Merakla bekliyorum
Sevgiler Gülsen Hocam
geldim,okudum ,gidiyorum.
Seni seviyorum Gülsen Öğretmenim
biliyor musun?
Yorum Gönder