Bir razgar,güney rüzgarı olmalı; Kaf Dağının ardından,denizin yosunlu diyarından geliyor almalı. Beden üşüyor mu ne? Varsın üşüsün,sıcaklığın terlerini akıtacağı yerde. Bir fısıltı, bir masal dökülüyor, düş ile gerçeğin doğumevinden; bir masal, bir yaşam ve insanı,insan olmak ile olmamak arasında bırakacak güzel soylu ama acımasız yaşanmışlıklar...
Adam,güney rüzgarının üşümüşlüğü ile ilahi bir dokunuşu hisseder gibi; milyonlardır aynı olan denize ve adalara bakıtı. Bugüne kadar yaşanan tüm yaşamların kayıt altına alınıp alınmadığını düşündü. Hangi yaşam, hangi görüntü diğerini aratmayacak güzellikte,diğerini aratmayacak trajedide; ve hagng güzellik, hangi kötülük; sonsuza kadar kalabilecek güçte diye düşündü, yürüdü gitti adam...
Güzeeell.. başlangıç heyecan verdiyse merak kapıda bekliyor demektir!! :)) O zaman devam etmeli.. Bakalım heyecan ritminde azalma söz konusu olacak mı sevgili Novella?
Bu, henüz oluşmakta olan, doğum sancıları çeken bir romanımsı yazı!! Sizler, bir kitabın insan duyguları üzerinde oluşabilecek etkisinin mehenk taşısınız.. O neden benim için fikirleriniz çok önemli sevgili A-H..
Sevgili Güven, senin de çok iyi bildiğin gibi bir yazı ile ilgili yapılacak yorum, o yazı ile ilgili fikirlerin olumlu veya olumsuz, mertçe ve dürütçe yazana iletilmesidir ki yol gösterici olsun. Eğer yorum adı altında yazılan yazı, kendi yazıları ile ilgili pasajlar içerir veya aklındaki kişilere mesajlar iletirse, bu, okuru önemseyen yazara değer vermemek olur.
Benim senin hem yazılarını hem yorumunu önemsediğimi bilmeni istedim.
Sevgili Öğretmenim, yaşanmışlıklar doğru bir ışık ve sevgi ile süslenmişse heyecanlandırır beni. Aynı güney rüzgarının bedenimi hafifçe üşütmesi gibi.
Bir rüyada bır ışığa dokunup ilahi bir besleniş yaptığım gibi beslenirim, yaşanmışlıkların söz ile yazı ile, resim ve müzik ile anlatılışlarında.
Ve kaleminizden çıkan yaşanmışlık beni de heyecanlandırdı ki, kendi felsefem ile cevap verdim. Sadece kendi anladığım dille anlatmak isterim; başka hiç bir yöne mesaj vermeyen duyguların duyumsamasıyla...
Heyecan ve sevgi dolu kaleminiz hep yazsın...
Doğru bir ışık, nedir diye soracak olunulursa; insanın hissettiği, kenti öz hissettiğidir derim.
Merhaba sevgili Güven, cevabına sevindim.. çünki sen,önemsediğim bir kalemsin ve dilerim yazılarımdan da o anlattığın ilahi beslenişle beslenirsin. Teşekkürlerimle.
Sevgili Gülsen Hocam, Güzel ve güneşli bir güne çok güzel bir başlangıç olmuş...Kitabın usunuza düştüğü andan itibaren oluşumunu sizinle birlikte an ve an yaşıyor olmak çok heyecan verici!çok doğal ve içinizden geldiği gibi sade bir anlatım dili yazdığınız "yanlış ritim" de hikayenin içinde bağlantılar kurmak ve düğümleri çözmek, hayal gücümün sınırlarında keyifli ve merak uyandıracak bir yolculuk olacaktır... devamını sabırsızlıkla bekliyor olacağım... Kaleminize ve yüreğinize sağlık...
benim de yanlış ritmle bağlantılı öyküm.. heyeanla bekliyorum.. kendi bağlayamadığım uçlara bir yararı olur diye değil.. ama okuduğunda bulurmuş kendini okur ya .. ondan
Gülsen öğretmenim; Bir romanın oluşum aşamasından itibaren, doğumuna şahit olmak kaç kişiye nasip olmuştur ki? Çok heyecanlıyım, çok sabırsızlanıyorum. Cuma günlerini nasıl iple çekeceğimi düşünüyorum şimdi. Başlangıç müthiş merak uyandırıcı. Okuyan herkes bu yanlış ritmi yorumlamaya çalışıyordur eminim. Kaleminiz o kadar akıcı ki, kaptırıp gidiveriyor insan kendini, akıntıya kapılmışım gibi bir anda sonuna geldim. Beklemek çok zor olacak... Ellerinize, aklınıza sağlık.
yemek masasında çıtlatılan konu ile ilgili bir başlangıç bulacağını sanmıyorum ama!! bakalım!! bu anlatılacak olanlar bir kitabın doğumuna da sebep olabilir ölümüne de sevgili anjelika..
Başka albüm sayfalarını aralamak hep merak uyandırmıştır bende,şimdi yeni bir albümün kapağını kaldırıp gizemli sayfalarında dolaşmanın özlemindeyim...
son derece gerçekçi bir yaklaşımla yapacağın yorumların yön bulmamda etkisi çok olacak biliyorsun sevgili Tufan. Çünki bu albüm beni de ilgilendiriyor ama bana ait değil.
"Beni görmeyen gözlerle bana baktı? Kahramanımız hakkında bilmediğimiz çok şey bizi meraklandırıyor ama sevgili gülsen hanım sizin kaleminizin en yanlış ritmi bile dünyanın en iyi müziğine çevireceğine adım gibi eminim.devamını merakla bekliyoruz amma bir kitapsa eğer devamını kitapta okumak daha doğru olur diyede düşünüyorum.
bundan önceki kitabın da tanıtımını yaparken, ilk bölümünü bu şekilde cuma günleri yayımlayarak paylaşmış ve dostlarımın görüşlerini almıştım sevgili Hüseyin usta.. Yazı listemde 1.şubat/ 25 şubat/ 1.nisan tarihli yazılarımda ve daha pek çok sayfamda kitabımla ilgili yazılanları okuyabilirsiniz.
Başlamak... Evet başlamak. Albümdekiler nasıl kitaplaşmıştı hatırlarsın kuşkusuz. Başlamıştın çünkü ve evet emindim ki bunun arkası hızla gelirdi. Bir kere daha yanılmadığımı görmek iyi hissettirdi, hem de çok. Tek sorun şu ki; İşin yoksa bekle dur sabırsızlıkla ve geçmek bilmeyecek günlerde...offf offf.:-)
Bir kitabı aldığımda ilk önce yapraklarını şöyle bir tarayıp kokusunu içime çekerim ve sonra ilk sayfaya mutlaka adımı ve soyadımı, aldığım tarihi not ederim. Ve başlarım okumaya, eğer ilk birkaç sayfada bende bir merak uyandırıyorsa, diğer sayfaları çevirmek için yemek yemeyi bile unutup heyecanla bir solukta okumak istiyorsam o kitap beni kendi içine almış demektir.
Okuduğum sadece doğumu yaklaşmış kitabınızın ilk bölümüydü belki de girişi, nasıl bir heyecan duydum, kelimeler içime nasıl işledi anlatamam. Daha ilk satırda beni kendi içine aldı diyebilirim. Alıştım sanırım bir sonraki CUMA'yı beklemeye...Kelimelerinizi kullanışınızdaki gücün üzerine söylenebilecek tek bir söz yok zaten. Ben şimdiden kitabınızı elime alıp kokusunu içime çekip, ismimi yazdığım sizin de bana imzaladığınız günün hayalini kurmaya başladım.
Keşke beklenen "son" lar hep zamanında gelse, oluşsa sevgili Nihansu'm. Romanımsı anlatımın sonu gelir mi gelmez mi ve o satırların kavuşmak istediği SON'dan önce başka son larla karşılaşılır mı?... bilemem. "olmaması gerekenler" veya "olmasa daha iyi" ya da "....olsaydı, olabilirdi!.." şeklindeki tavsiyelere ihtiyaç duyabilirim. belki!
Yaşanılmış her anının, her yaşantının yalansız riyasız senin kalemin gibi bir kalemden satırlara dökülmesi gerek.Kişinin kendi hayatını yazarken söylemekten sakındığı, duyulmasından korktuğu, kendine bile itiraftan çekindiği ne çok serüveni vardır da hiç gün yüzüne çıkmamıştır.Oysa isim belirtilmeksizin belgelendiyse o yaşantı romanın kahramanına vebal getirmez değil mi? Bir gün ben de sana kendi hikayemi anlatsam da bundan sonraki kitabının konusu da ben mi olsam acaba diye düşünmedim desem yalan olur.Ah Gülsen'im seni seviyorum, "yalnış ritim"e de yürü diyorum, yürü Gülsen'imin kalemi seni okumak için şimdiden heyecanlanıyorum .
Kalemin de kırıldığı anlar vardır sevgili dileğim.. Kalemime ithaf ettiğim şiirimin bir yerine: "Kalbin yerine, ucunu kırsa da kâğıda akıttığın acılar sen yazmaya devam et.. devam et kılıcını kuşanmaya, okuyan anlıyor farzet." demişim.. Şimdi... nasıl olur da her bir cümlede uçlarını kıracak yaşanmışlıkları ve duygu yoğunluğu ile dolu senin yaşadıklarını yazabilirim SUFİ'm?.. Ama gururlandım .. Çok çok gurur doldu yüreğim ... o anıları bana emanet edebileceğini senin kaleminden duymakla!
Sizin ,güzel cümlelerinize öyle güzel cümlelerle yorum yazmış ki arkadaşlar;ben ne yazsam yavan kalacak .Biliyorum. Lâkin geç de olsa geldiğimi,okuduğumu,aynı merak ve özleyişle beklediğimi söylemem lâzım.
Hayır!! kabul edemem .. "his" dediğimiz ve insan olmamızda etken olan tek duygunun "yavan" olması mümkün değil benim güzel meslekdaşım.. hele hele senin gibi sanat dallarına aşina biri için. Hissetmek ayrı onu ifade edebilmek apayrı.. ifade edebilmenin de yolları ayrı sevgili Nalân.. Kendine haksızlık etme :)
Yanlış ritimlerden uzak birlikteliklerin devamı dileklerimle, isteğiniz üzerine "huu" demeye geldim sevgili Gülsen Hocam. Bu ara da piyanonun güzel ritimleri arasında kaybolduğumu da arz etmeden geçemeyeceğim. Sevgiler, Saygılar
Ah hocam bir anlatsam benim takanın öyküsünü destan roman yazarsınız,size iyi malzeme var... bir gün 14.katta inşallah.. Ben yaşlandıkça çok akıllandım,akıllı hanımların sözünü çok dinlerim hocam.
Yıllarca yaşadığım ve çalıştığım şehirdir Mersin.. Güneyin Paris'i denirdi !! Gerçekten medeni bir şehirdi özellikle Pozcu! Dinlemek isterim akıllanmış(!) bir adamın serüvenlerini sevgili jivago 14. veya 10. katta !! :)))
Canım inan yıllar önceki heyecanı tekrar yaşadım, o zaman tüm roman elimdeydi şanslıydım bu sefer maalesef beklemedeyiz..:) Ben senin zekanı (hayatta tanıdığım en zeki kadınların başında gelirsin ben hep gurur duyarım senin kızın olmaktan),kaleminin sadeliğini ve de hikayenin muhteşem kurgusunu bu romanda şimdiden hissediyorum. Kalemine kuvvet bitanem bak hepimiz seni bekliyoruz..öpüyorummm
Ne güzel... ah.. Ayris'im sen benim uğurumsun üstelik ne güzel şimdi bunları senişn kaleminden okumak.. Ama.. ya başlandığındaki gibi sunulamazsa duygular, bittiğinde??? Tek korkum!
Bu ara ttnette sorun var gibi..Üç beş dakikada bir kovuyor beni. Yine bir azizliğe uğramazsam sayfanıza sevgilerimi bırakayım dedim. Yok hocam, benden yana üzülmeyin. Bundan böyle sık gelmesem de sayfanıza, bilin ki, benim sizi üzmeyi düşünmem mümkün değil.
Bir romanda ilk cümleleri kurmanın zorluğundan söz eden bir kitap okumuştum. Bu doğru mudur elbet bilemem ama, pek çok okur gibi benim için ilk cümleler cidden önemlidir. Kitabı seveceğimi! onu okuyacağım saatleri iple çekeceğimi ilk satırlarından anlamak, müthiş bir eserin içinde yaşamaya hazırlanmaktır çünkü. Anlayacağınızdan şüphe duymadığım bir tuhaf hazdır bu, aynını Yanlış Ritim'in girizgahında da yakaladığım.
Ve bu uysal başlangıç hangi sancıların habercisidir ve yazar bizleri yine hangi duygulu, hangi cesur ve yaşamla dolu cümleyle, nasıl vuracak kim bilir?
Eksikliğini her yerde hissettiğim güzel Lodoscum.. her eserin, müzik, resim, heykel gibi güzel sanatların her dalının ve tabii ki edebiyatın, seveni sevmeyeni olabildiği gibi, türleri üzerinde farklı düşünen ve farklı zevk dallarını tercih edenler de var.. Benim derdim beğenilip beğenilmemek değil, en azından şu an kilitlenmiş ve devam etmekte zorlandığım yazımın, alacağı tepkilerden endişeliyim. Bütün titizliğimle bunun oluşmamasına çalışmaktayım.. Çok güzel bir özetle sunmuşsun "uysal bir başlangıcın sancıları" diye..
49 yorum:
neden heyecanlandım ki... beklemek ne zor şimdi, oysa elinde olsa insanın çeviriverse kitabın sayfasını devam edecek ışın ritmi...
Nasilda bir cirpida gelmisim sonuna yazinin, yeni bir kitabin habercisi mi bu acaba diye sorasim geldi birden?
umarim oyledir :)
Bir razgar,güney rüzgarı olmalı; Kaf Dağının ardından,denizin yosunlu diyarından geliyor almalı. Beden üşüyor mu ne? Varsın üşüsün,sıcaklığın terlerini akıtacağı yerde. Bir fısıltı, bir masal dökülüyor, düş ile gerçeğin doğumevinden; bir masal, bir yaşam ve insanı,insan olmak ile olmamak arasında bırakacak güzel soylu ama acımasız yaşanmışlıklar...
Adam,güney rüzgarının üşümüşlüğü ile ilahi bir dokunuşu hisseder gibi; milyonlardır aynı olan denize ve adalara bakıtı. Bugüne kadar yaşanan tüm yaşamların kayıt altına alınıp alınmadığını düşündü. Hangi yaşam, hangi görüntü diğerini aratmayacak güzellikte,diğerini aratmayacak trajedide; ve hagng güzellik, hangi kötülük; sonsuza kadar kalabilecek güçte diye düşündü, yürüdü gitti adam...
Güzeeell.. başlangıç heyecan verdiyse merak kapıda bekliyor demektir!! :))
O zaman devam etmeli.. Bakalım heyecan ritminde azalma söz konusu olacak mı sevgili Novella?
Bu, henüz oluşmakta olan, doğum sancıları çeken bir romanımsı yazı!!
Sizler, bir kitabın insan duyguları üzerinde oluşabilecek etkisinin mehenk taşısınız..
O neden benim için fikirleriniz çok önemli sevgili A-H..
Sevgili Güven, senin de çok iyi bildiğin gibi bir yazı ile ilgili yapılacak yorum, o yazı ile ilgili fikirlerin olumlu veya olumsuz, mertçe ve dürütçe yazana iletilmesidir ki yol gösterici olsun.
Eğer yorum adı altında yazılan yazı, kendi yazıları ile ilgili pasajlar içerir veya aklındaki kişilere mesajlar iletirse, bu, okuru önemseyen yazara değer vermemek olur.
Benim senin hem yazılarını hem yorumunu önemsediğimi bilmeni istedim.
Sevgili Öğretmenim, yaşanmışlıklar doğru bir ışık ve sevgi ile süslenmişse heyecanlandırır beni. Aynı güney rüzgarının bedenimi hafifçe üşütmesi gibi.
Bir rüyada bır ışığa dokunup ilahi bir besleniş yaptığım gibi beslenirim, yaşanmışlıkların söz ile yazı ile, resim ve müzik ile anlatılışlarında.
Ve kaleminizden çıkan yaşanmışlık beni de heyecanlandırdı ki, kendi felsefem ile cevap verdim. Sadece kendi anladığım dille anlatmak isterim; başka hiç bir yöne mesaj vermeyen duyguların duyumsamasıyla...
Heyecan ve sevgi dolu kaleminiz hep yazsın...
Doğru bir ışık, nedir diye soracak olunulursa; insanın hissettiği, kenti öz hissettiğidir derim.
Merhaba sevgili Güven, cevabına sevindim.. çünki sen,önemsediğim bir kalemsin ve dilerim yazılarımdan da o anlattığın ilahi beslenişle beslenirsin. Teşekkürlerimle.
Başlayabilmek demişsiniz ya Gülsen öğretmenim,başlamışsınız bile.Bakalım hangi sözcükler hangi anlar değecek yazdıklarınızı okudukça yüreğimizin derinliklerine.Sevgiyle kalın...
Takdirleriniz ne kadar teşvik edici oluyorsa, tenkitleriniz de aynı ölçüde kamçı olacak duygularıma.. Ve bu, yazılarıma yansıyacak sevgili Nehir..
Çok etkileyici ne güzel bir anlatım :)
Sevgili Gülsen Hocam,
Güzel ve güneşli bir güne çok güzel bir başlangıç olmuş...Kitabın usunuza düştüğü andan itibaren oluşumunu sizinle birlikte an ve an yaşıyor olmak çok heyecan verici!çok doğal ve içinizden geldiği gibi sade bir anlatım dili yazdığınız "yanlış ritim" de hikayenin içinde bağlantılar kurmak ve düğümleri çözmek, hayal gücümün sınırlarında keyifli ve merak uyandıracak bir yolculuk olacaktır... devamını sabırsızlıkla bekliyor olacağım...
Kaleminize ve yüreğinize sağlık...
Size oluşum şeklini anlatırken, beni tetikleyen ana unsuru "es" geçmeyi yeğledim sevgili Esin..
Gözünüzden kaçmayacağını biliyorum.
Eleştirilerinize açığım.
teşekkürler sevgili canan..
benim de yanlış ritmle bağlantılı öyküm..
heyeanla bekliyorum..
kendi bağlayamadığım uçlara bir yararı olur diye değil..
ama okuduğunda bulurmuş kendini okur ya ..
ondan
sevgiyle..
atalet
Zannediyorum okuyan, o uçları hiç bağlayamayacak sevgili atalet.. Çünki bu, bambaşka bir yanlış ritim!
Gülsen öğretmenim; Bir romanın oluşum aşamasından itibaren, doğumuna şahit olmak kaç kişiye nasip olmuştur ki? Çok heyecanlıyım, çok sabırsızlanıyorum. Cuma günlerini nasıl iple çekeceğimi düşünüyorum şimdi. Başlangıç müthiş merak uyandırıcı. Okuyan herkes bu yanlış ritmi yorumlamaya çalışıyordur eminim. Kaleminiz o kadar akıcı ki, kaptırıp gidiveriyor insan kendini, akıntıya kapılmışım gibi bir anda sonuna geldim. Beklemek çok zor olacak... Ellerinize, aklınıza sağlık.
yemek masasında çıtlatılan konu ile ilgili bir başlangıç bulacağını sanmıyorum ama!! bakalım!!
bu anlatılacak olanlar bir kitabın doğumuna da sebep olabilir ölümüne de sevgili anjelika..
Başka albüm sayfalarını aralamak hep merak uyandırmıştır bende,şimdi yeni bir albümün kapağını kaldırıp gizemli sayfalarında dolaşmanın özlemindeyim...
Saygılar.
son derece gerçekçi bir yaklaşımla yapacağın yorumların yön bulmamda etkisi çok olacak biliyorsun sevgili Tufan.
Çünki bu albüm beni de ilgilendiriyor ama bana ait değil.
Farkındayım sevgili hocam,düşündüğünüz gibi olacağından hiç kuşkunuz olmasın...
Sevgiler.
Ha doğdu, ha doğacak...
Sancılar sıklaştı. Adını doğmadan koyduğunuz bebeğinizi çatlayacak derecede merakla bekliyorum.
İnşallah doğmadan ölmez newbahar..
Çünki daha ne olacağını ben bile bilmiyorum. Yazarak paylaşıyorum..
Ve biliyorum ki güç bende değil..
"Beni görmeyen gözlerle bana baktı?
Kahramanımız hakkında bilmediğimiz
çok şey bizi meraklandırıyor ama sevgili gülsen hanım sizin kaleminizin en yanlış ritmi bile dünyanın en iyi müziğine çevireceğine adım gibi eminim.devamını merakla bekliyoruz
amma bir kitapsa eğer devamını kitapta okumak daha doğru olur diyede düşünüyorum.
bundan önceki kitabın da tanıtımını yaparken, ilk bölümünü bu şekilde cuma günleri yayımlayarak paylaşmış ve dostlarımın görüşlerini almıştım sevgili Hüseyin usta..
Yazı listemde 1.şubat/ 25 şubat/
1.nisan tarihli yazılarımda ve daha pek çok sayfamda kitabımla ilgili yazılanları okuyabilirsiniz.
Başlamak...
Evet başlamak.
Albümdekiler nasıl kitaplaşmıştı hatırlarsın kuşkusuz.
Başlamıştın çünkü ve evet emindim ki bunun arkası hızla gelirdi.
Bir kere daha yanılmadığımı görmek iyi hissettirdi, hem de çok.
Tek sorun şu ki;
İşin yoksa bekle dur sabırsızlıkla ve geçmek bilmeyecek günlerde...offf offf.:-)
İşin sonunun gelmesinde ve nerede durulması gerektiği konusunda verdiğin aklı ve gücü unutamam ecelerimin ecesi.. Sıra bunda şimdi.. Teşekkürlerimle.
Bir kitabı aldığımda ilk önce yapraklarını şöyle bir tarayıp kokusunu içime çekerim ve sonra ilk sayfaya mutlaka adımı ve soyadımı, aldığım tarihi not ederim. Ve başlarım okumaya, eğer ilk birkaç sayfada bende bir merak uyandırıyorsa, diğer sayfaları çevirmek için yemek yemeyi bile unutup heyecanla bir solukta okumak istiyorsam o kitap beni kendi içine almış demektir.
Okuduğum sadece doğumu yaklaşmış kitabınızın ilk bölümüydü belki de girişi, nasıl bir heyecan duydum, kelimeler içime nasıl işledi anlatamam. Daha ilk satırda beni kendi içine aldı diyebilirim. Alıştım sanırım bir sonraki CUMA'yı beklemeye...Kelimelerinizi kullanışınızdaki gücün üzerine söylenebilecek tek bir söz yok zaten. Ben şimdiden kitabınızı elime alıp kokusunu içime çekip, ismimi yazdığım sizin de bana imzaladığınız günün hayalini kurmaya başladım.
Keşke beklenen "son" lar hep zamanında gelse, oluşsa sevgili Nihansu'm.
Romanımsı anlatımın sonu gelir mi gelmez mi ve o satırların kavuşmak istediği SON'dan önce başka son larla karşılaşılır mı?... bilemem.
"olmaması gerekenler" veya "olmasa daha iyi" ya da "....olsaydı, olabilirdi!.." şeklindeki tavsiyelere ihtiyaç duyabilirim. belki!
Daha dinlediklerinizi aktarırken ki dilinizin akıcılığına hayran kalarak, heyecanla bekliyor olacağım kaleme almayı düşündüğünüz romanı.
Sevgiler Hocam
böyle böyle sevgili Çınar, dirsek temaslı sevgi gücüyle bitecek inşallah..
Yaşanılmış her anının, her yaşantının yalansız riyasız senin kalemin gibi bir kalemden satırlara dökülmesi gerek.Kişinin kendi hayatını yazarken söylemekten sakındığı, duyulmasından korktuğu, kendine bile itiraftan çekindiği ne çok serüveni vardır da hiç gün yüzüne çıkmamıştır.Oysa isim belirtilmeksizin belgelendiyse o yaşantı romanın kahramanına vebal getirmez değil mi?
Bir gün ben de sana kendi hikayemi anlatsam da bundan sonraki kitabının konusu da ben mi olsam acaba diye düşünmedim desem yalan olur.Ah Gülsen'im seni seviyorum, "yalnış ritim"e de yürü diyorum, yürü Gülsen'imin kalemi seni okumak için şimdiden heyecanlanıyorum .
Kalemin de kırıldığı anlar vardır sevgili dileğim.. Kalemime ithaf ettiğim şiirimin bir yerine:
"Kalbin yerine,
ucunu kırsa da
kâğıda akıttığın acılar
sen yazmaya devam et..
devam et kılıcını kuşanmaya,
okuyan anlıyor farzet."
demişim..
Şimdi... nasıl olur da her bir cümlede uçlarını kıracak yaşanmışlıkları ve duygu yoğunluğu ile dolu senin yaşadıklarını yazabilirim SUFİ'm?..
Ama gururlandım .. Çok çok gurur doldu yüreğim ... o anıları bana emanet edebileceğini senin kaleminden duymakla!
Desteğin bu denli güçlüsüne saygılar sunarım..
Yaşadığın acıları dillendirmek acıtır insanı. Okumak daha bir acıtır...
belki böyle acıta acıta aza indirgenir dozu sevgili Şirvan..
Sizin ,güzel cümlelerinize öyle güzel cümlelerle yorum yazmış ki arkadaşlar;ben ne yazsam yavan kalacak .Biliyorum.
Lâkin geç de olsa geldiğimi,okuduğumu,aynı merak ve özleyişle beklediğimi söylemem lâzım.
Hayır!! kabul edemem .. "his" dediğimiz ve insan olmamızda etken olan tek duygunun "yavan" olması mümkün değil benim güzel meslekdaşım.. hele hele senin gibi sanat dallarına aşina biri için.
Hissetmek ayrı onu ifade edebilmek apayrı.. ifade edebilmenin de yolları ayrı sevgili Nalân.. Kendine haksızlık etme :)
Yeni bir romanın müjdecisi sanırım bu satırlar.
En kısa zamanda yayınlanmasını diliyorum.
Dostça Kalın
Temennim, en kısa zamanda, en son okuduğun 3 kitap arasında yerini alması ve bloğunda tanıtılarak değer kazanması sevgili uygar.
Yanlış ritimlerden uzak birlikteliklerin devamı dileklerimle, isteğiniz üzerine "huu" demeye geldim sevgili Gülsen Hocam. Bu ara da piyanonun güzel ritimleri arasında kaybolduğumu da arz etmeden geçemeyeceğim. Sevgiler, Saygılar
hoşgedin sevgili Jivago.. sen söz dinleyen çok beyefendi bir dostsun.. aferin!!! :))
Umarım senin "taka" dalgalarla boğuşmamıştır..
Ah hocam bir anlatsam benim takanın
öyküsünü destan roman yazarsınız,size
iyi malzeme var... bir gün 14.katta
inşallah..
Ben yaşlandıkça çok akıllandım,akıllı
hanımların sözünü çok dinlerim hocam.
Saygı ve sevgilerimle..
Yıllarca yaşadığım ve çalıştığım şehirdir Mersin.. Güneyin Paris'i denirdi !! Gerçekten medeni bir şehirdi özellikle Pozcu!
Dinlemek isterim akıllanmış(!) bir adamın serüvenlerini sevgili jivago 14. veya 10. katta !! :)))
Canım inan yıllar önceki heyecanı tekrar yaşadım, o zaman tüm roman elimdeydi şanslıydım bu sefer maalesef beklemedeyiz..:) Ben senin zekanı (hayatta tanıdığım en zeki kadınların başında gelirsin ben hep gurur duyarım senin kızın olmaktan),kaleminin sadeliğini ve de hikayenin muhteşem kurgusunu bu romanda şimdiden hissediyorum. Kalemine kuvvet bitanem bak hepimiz seni bekliyoruz..öpüyorummm
Ayris
Ne güzel... ah.. Ayris'im sen benim uğurumsun üstelik ne güzel şimdi bunları senişn kaleminden okumak..
Ama.. ya başlandığındaki gibi sunulamazsa duygular, bittiğinde??? Tek korkum!
Bu ara ttnette sorun var gibi..Üç beş dakikada bir kovuyor beni.
Yine bir azizliğe uğramazsam sayfanıza sevgilerimi bırakayım dedim. Yok hocam, benden yana üzülmeyin. Bundan böyle sık gelmesem de sayfanıza, bilin ki, benim sizi üzmeyi düşünmem mümkün değil.
Bir romanda ilk cümleleri kurmanın zorluğundan söz eden bir kitap okumuştum. Bu doğru mudur elbet bilemem ama, pek çok okur gibi benim için ilk cümleler cidden önemlidir. Kitabı seveceğimi! onu okuyacağım saatleri iple çekeceğimi ilk satırlarından anlamak, müthiş bir eserin içinde yaşamaya hazırlanmaktır çünkü. Anlayacağınızdan şüphe duymadığım bir tuhaf hazdır bu, aynını Yanlış Ritim'in girizgahında da yakaladığım.
Ve bu uysal başlangıç hangi sancıların habercisidir ve yazar bizleri yine hangi duygulu, hangi cesur ve yaşamla dolu cümleyle, nasıl vuracak kim bilir?
Eksikliğini her yerde hissettiğim güzel Lodoscum.. her eserin, müzik, resim, heykel gibi güzel sanatların her dalının ve tabii ki edebiyatın, seveni sevmeyeni olabildiği gibi, türleri üzerinde farklı düşünen ve farklı zevk dallarını tercih edenler de var.. Benim derdim beğenilip beğenilmemek değil, en azından şu an kilitlenmiş ve devam etmekte zorlandığım yazımın, alacağı tepkilerden endişeliyim. Bütün titizliğimle bunun oluşmamasına çalışmaktayım..
Çok güzel bir özetle sunmuşsun "uysal bir başlangıcın sancıları" diye..
bir solukta okudum.kıskanıyorum kaleminizi :)) öpüyorum ellerinizi,güzel gönlünüzü.. ve bekliyorum heyecanla devamını..
Beceriyi kıskanan, o beceriden daha iyilerini yapacağına inanandır sevgili gülayşe..
Ancak zorlandığım bir yokuştayım şu an.. çıkmakta zorlanıyorum..
Yorum Gönder