Çok büyük acılar karşısında susmak... Bu kısmı çok etkiledi beni. Herşeyin aslında farkında olup da kendisiyle kavga eden ve hatta buna sebep olanla kavga eden bir ruh hali... Romanın ana karakterlerinden birini daha yakından tanıdık bu bölümde, Muhtar'ı... Güney? Güneye gitmek? Beklenmeyen tesadüflere gebe sanırım.Ayrıca bu bölümde bazı taşlar da yerine oturdu yavaş yavaş.
Bu hafta daha uzun geldi bana beklerken.. Dilerim bir sonraki Cuma günü hemen gelivermiş olur.
Ah Gülsen hocam, kurgu harika, müthiş! Anlatım su gibi, Heyecan deseniz, beni meraktan öldürüyor, bir an önce sonuca ulaşsak diye kalp çarpıntılı beklemelerdeyim.
Yetmiyor bu kadarcık Gülsen hocam, yetmiyor... :)))
Satır aralarına serpiştirdiğiniz psikolojik analizlerle devam eden öykünüz, sizin de kısmen içinde yaşadığınıza! inandığım zengin anlatım ve hayal gücüyle beslenerek değişik bir ambiyansla yolculuğuna devam etmekte sevgili Gülsen hocam.
Muhtar'ın(!) içe dönük geçmişiyle hesaplaşmaktan ve yaşadığı travmalardan mütevellit duygularla eyleme dönüştürdüğü suskunluğuna Güney'in mucizevi kaplıca serüveninin iyi geleceğini umuyor... güçlü kişiliğinde zamanın en etkin ilaç olarak acıların nasırlaşmasına sebep-sonuç teşkil edeceğine inanıyor ve temenni ediyorum. Size ve aileye güzel bir hafta sonu dileklerimle sevgiler...
Sevgili Öğretmenim içim acıya acıya okudum yine.Acıyı her canlı yaşıyor ama insadan başkası dayanamıyor;küçücük bir umut yaşama tutunmak için bir ışık belki.Romanınız harika devam ediyor ,emeklerinize sağlık.Selam ve sevgiler...
Muhtar güneyde geliniyle mi karşılaşacak, torununu mu görecek yoksa oğlunu mu bulacak..? Acıyla konuşmaya küsen dili, mucizelerle çözülecek mi...? Şimdi bir hafta boyunca bunların cevabını bekleyeceğim merakla. Ama biliyorum ki; çok çektiler, gülecek kader artık onlara.-umuyorum-
Gülsenciğim Yapraklar'ı açtığımda Erguvanları görünce yüreğimi bir bahar heyecanı kapladı...hatta sesli olarak..''' Aaaa Gülsen ne güzel karşıladı beni,'' dedim....mor.. eflatun.. en sevdiğim renk ...leylaklar en sevdiğim çicek....seninle aynı zevki paylaşmak ne hoş..kış geçivermiş de yeni bir yaza başlıyormuşum gibi hızlı bir zaman yolculuğu yaşadım... Yalnız,benim senin enerjin, yaratıcılığın üretgenliğinle başa çıkmam mümkün değil... "Cehennem Deresini büyük bir ilgi ve heyecanla takip ediyorum .. Gülsenciğim blogunla ilgili söylenecek çok güzel şeyler var ...görüyorum....hissediyorum ....yaratıcılığına.. zekana.. hayran oluyorum....hatta imreniyorum...böyle bir arkadaşım olduğu için gurur duyuyorum...ancak duygularımı ifade etmede zorlanıyorum.. ..Sayfanın yeni dizaynını büyük bir titizlikle yaptığın aşikar...seni kutluyorum.. maalesef "özel odanı" hemen fark edemedim .Çok üzgünüm..yaratıcılığının değerini, haklı onurunun, emeğinin zaferini çok nitelilikli bir düzenle sunmuşsun....çok etkilendim....O iki şiir de benim favorilerim arasında bilesin....'Dünleri '' ben de çok özlüyorum.... Kuytulardaki son şiirinde "Zaman" sanki sana biraz sitemkar bir yanıt vermiş gibi geldi ... nedersin ?...
Zekâna ve muhayyelene zaten hayrandım da bir kez daha şapka çıkardım sevgili Gülsen Öğretmenim. Çok güzel bir tesadüf oluşturulmuş,son derece doğal bi,r karşılaşma olacağı anlaşılıyor . Ben Ercanın ne zaman ortaya çıkarılacağını merak ediyorum. Bir yandan da roman biter o zaman diye korkuyorum:))
Suskunluk, susmak! Aslında derin düşünmenin, bazı durumlarda da korkunun tezahürü olsa gerek diye düşünüyorum, çatışmada, ateş altında kalan askerlerde bu sıkça görülebiliyor.
Şimdi her birimizin kafasında değişik senaryolar var bu hikayenin gidişatı hakkında, kendimize göre şekillendiriyoruz, bizler millet olarak mutlu sonları severiz, ama ben daha çok acılar yaşanacağını sanıyorum bu hikayede.
Gülsen hocam bizleri hangi süprizlere götürecek kestirmek zor, ama her geçen hafta daha ilginç hale geliyor bu Cehennem deresi.
Fondaki müzikle birlikte, yine bu bölümde su gibi aktı tüm satırlar...Muhtar, biraz daha ön plana çıkmış bu bölümde!.ve sizin usta kaleminize olan hayranlığım ve ne olacağına dair kapıldığım merakla, satırlar hiç bitmesin istedim Gülsen Hocam!..
Yoğunluklarımıza rağmen, gelecek bölümü de yine kaçırmadan ve biriktirmeden okumak için sabırsızlanıyor olacağım..Emeğinize sağlık, sevgilerimle Gülsen Hocam..
12 yorum:
Çok büyük acılar karşısında susmak... Bu kısmı çok etkiledi beni. Herşeyin aslında farkında olup da kendisiyle kavga eden ve hatta buna sebep olanla kavga eden bir ruh hali...
Romanın ana karakterlerinden birini daha yakından tanıdık bu bölümde, Muhtar'ı... Güney? Güneye gitmek? Beklenmeyen tesadüflere gebe sanırım.Ayrıca bu bölümde bazı taşlar da yerine oturdu yavaş yavaş.
Bu hafta daha uzun geldi bana beklerken.. Dilerim bir sonraki Cuma günü hemen gelivermiş olur.
Ah Gülsen hocam, kurgu harika, müthiş! Anlatım su gibi, Heyecan deseniz, beni meraktan öldürüyor, bir an önce sonuca ulaşsak diye kalp çarpıntılı beklemelerdeyim.
Yetmiyor bu kadarcık Gülsen hocam, yetmiyor... :)))
Ellerinize, aklınıza, beyninize sağlık.
Sevgilerimle...
Azcık daha uzasa bölümler :)
Çatlayacak gibi oluyor Newbahar :)
Satır aralarına serpiştirdiğiniz psikolojik analizlerle devam eden öykünüz, sizin de kısmen içinde yaşadığınıza! inandığım zengin anlatım ve hayal gücüyle beslenerek değişik bir ambiyansla yolculuğuna devam etmekte sevgili Gülsen hocam.
Muhtar'ın(!) içe dönük geçmişiyle hesaplaşmaktan ve yaşadığı travmalardan mütevellit duygularla eyleme dönüştürdüğü suskunluğuna Güney'in mucizevi kaplıca serüveninin iyi geleceğini umuyor... güçlü kişiliğinde zamanın en etkin ilaç olarak acıların nasırlaşmasına sebep-sonuç teşkil edeceğine inanıyor ve temenni ediyorum. Size ve aileye güzel bir hafta sonu dileklerimle sevgiler...
" Dünya Öğretmenler Günü" nüzü
kutlarım.
Sevgili Öğretmenim içim acıya acıya okudum yine.Acıyı her canlı yaşıyor ama insadan başkası dayanamıyor;küçücük bir umut yaşama tutunmak için bir ışık belki.Romanınız harika devam ediyor ,emeklerinize sağlık.Selam ve sevgiler...
Sanırım bir hikaye Etkilenmemek adına şimdilik not alıyorum ,tekrara döneceğim okumak için ,sevgiler.
Muhtar güneyde geliniyle mi karşılaşacak, torununu mu görecek yoksa oğlunu mu bulacak..? Acıyla konuşmaya küsen dili, mucizelerle çözülecek mi...? Şimdi bir hafta boyunca bunların cevabını bekleyeceğim merakla. Ama biliyorum ki; çok çektiler, gülecek kader artık onlara.-umuyorum-
Çok güzeldi bu bölüm de. Emeğinize sağlık.
Sevgiler
Gülsenciğim Yapraklar'ı açtığımda Erguvanları görünce yüreğimi bir bahar heyecanı kapladı...hatta sesli olarak..''' Aaaa Gülsen ne güzel karşıladı beni,'' dedim....mor.. eflatun.. en sevdiğim renk ...leylaklar en sevdiğim çicek....seninle aynı zevki paylaşmak ne hoş..kış geçivermiş de yeni bir yaza başlıyormuşum gibi hızlı bir zaman yolculuğu yaşadım...
Yalnız,benim senin enerjin,
yaratıcılığın üretgenliğinle
başa çıkmam mümkün değil...
"Cehennem Deresini büyük bir ilgi ve heyecanla takip ediyorum ..
Gülsenciğim blogunla ilgili söylenecek çok güzel şeyler var ...görüyorum....hissediyorum ....yaratıcılığına.. zekana.. hayran oluyorum....hatta imreniyorum...böyle bir arkadaşım olduğu için gurur duyuyorum...ancak duygularımı ifade etmede zorlanıyorum..
..Sayfanın yeni dizaynını büyük bir titizlikle yaptığın aşikar...seni kutluyorum..
maalesef "özel odanı" hemen fark edemedim .Çok üzgünüm..yaratıcılığının değerini, haklı onurunun, emeğinin zaferini çok nitelilikli bir düzenle sunmuşsun....çok etkilendim....O iki şiir de benim favorilerim arasında bilesin....'Dünleri '' ben de çok özlüyorum....
Kuytulardaki son şiirinde "Zaman" sanki sana biraz sitemkar bir yanıt vermiş gibi geldi ...
nedersin ?...
Zekâna ve muhayyelene zaten hayrandım da bir kez daha şapka çıkardım sevgili Gülsen Öğretmenim.
Çok güzel bir tesadüf oluşturulmuş,son derece doğal bi,r karşılaşma olacağı anlaşılıyor .
Ben Ercanın ne zaman ortaya çıkarılacağını merak ediyorum. Bir yandan da roman biter o zaman diye korkuyorum:))
Suskunluk, susmak! Aslında derin düşünmenin, bazı durumlarda da korkunun tezahürü olsa gerek diye düşünüyorum, çatışmada, ateş altında kalan askerlerde bu sıkça görülebiliyor.
Şimdi her birimizin kafasında değişik senaryolar var bu hikayenin gidişatı hakkında, kendimize göre şekillendiriyoruz, bizler millet olarak mutlu sonları severiz, ama ben daha çok acılar yaşanacağını sanıyorum bu hikayede.
Gülsen hocam bizleri hangi süprizlere götürecek kestirmek zor, ama her geçen hafta daha ilginç hale geliyor bu Cehennem deresi.
Saygılar sevgiler...
Fondaki müzikle birlikte, yine bu bölümde su gibi aktı tüm satırlar...Muhtar, biraz daha ön plana çıkmış bu bölümde!.ve sizin usta kaleminize olan hayranlığım ve ne olacağına dair kapıldığım merakla, satırlar hiç bitmesin istedim Gülsen Hocam!..
Yoğunluklarımıza rağmen, gelecek bölümü de yine kaçırmadan ve biriktirmeden okumak için sabırsızlanıyor olacağım..Emeğinize sağlık, sevgilerimle Gülsen Hocam..
Yorum Gönder