Gülsen Varol .. "Cehennem Deresi"
Nereden başlasam, nasıl anlatsam bilemiyorum. Kitabı bitirdiğim şu an dağılmış durumdayım çünki. O, uzun zamandır merakla beklediğim, baş kısmını bloğunuzda parça parça okuyarak giriş yaptığımız ama sonra devamını baskıdan sonra okuyacağımız roman: Cehennem Deresi. Eski bir dosta, uzuuun bir bekleyişten sonra kavuşmuşum gibi büyük bir heyecanla aldım elime. Nihayet, nihayet...
Tanıdık,
sevilen, epey bir süredir uğramadığım ama akıldan çıkmayan bir eve giriyormuşum
gibi kapağını açıp içine daldım. Nedense Gülsen Varol kitaplarında böyle
oluyorum ben. Tamamen içine girip, olayların parçası haline geliyorum, o yüzden
de çok ama çok etkileniyorum. Tıpkı "Albümdekiler"i okuduğum zamanki
gibi. O sıcacık, alıp kucaklayan karşılama alıp götürüyor beni olayların içine.
Roman kahramanları yakınlarımmış gibi acılarıyla üzülüyor, mutluluklarıyla
sevinçten uçuyorum.
Başlangıç,
o eski, özlenen dostla kucaklaşmak gibiydi. "Nerelerdeydin, seni çok
bekledim, çok özledim" tarzı bir kavuşma. Yine aynı şey oldu, o
tanıdık ortam ve insanlar, o içime işleyen öykünün girişi, o nefis kurgunun
beni sarıp sarmalaması. Ve de yine canımı çok acıtan, başlangıçtaki olay
örgüsü. Blogda ilk okuduğum zamanki etkisini kaybeder sanmıştım, nerdeeee...
Dışarı çıkmam gerekiyordu, tabi kitapla birlikte. Arabada giderken bile
okumaktan geri duramadım, başım dönmesine rağmen. Gidip oturduğum yerde de okumaya
devam ederken, olayların içine girdiğim için yine gözyaşlarımı tutamadım.
Roman
kahramanlarının her acısını içimde hissettim, mutluluklarını ben de yaşadım.
Canım da acıdı, mutluluktan da uçtum. O yaşam savaşları, kişilik ve duygu
analizleri, gerçek insanların karşımda oluşu... Tam her şey iyi gidiyor derken,
olayların birden beni ters köşeye yatırması. Kafama bir darbe almışım hissi.
Duygudan duyguya geçişler. Ne olacağını anlayamamak, neler geleceğini
bilememek, satırları yutarcasına okuma telaşı...
Dün
öğleden sonra başladığım roman, bu sabahın erken saatlerinde devam etti. Tabi ki hayatta her şey kötü gitmezdi ki, iyilikler
güzellikler de vardı yaşamda.
Ve...
Sonrası...
Okumalısınız, herkes okumalı... Sonuç anlatılacak gibi değil...
Gülsen
hocam, keşke sizin kadar az kelimeyle, çok şey anlatabilseydim... Bunca şey
yazdım, ama halâ anlatabilmiş değilim... Yüreğinize,
ellerinize sağlık..
Akgül Çubukçu
---
Bir an korktum sonucu da anlatacaksın diye... :)) Zira coşku, ister darbe ile ister aşk ile vursun insan yüreğine, insanın ne yapacağı belli olmuyor Akgül'üm.. :))
Dileğim, her okuyanın senin gibi hissetmesi.. İnan bana iletilmesi zor olduğunu söylediğin duygulara teşekkür etmek daha zor..
gülsenvarol
4 yorum:
Yorumundaki canlı ifade, sanki yine telefonda konuşuyormuş sun gibi.. Narin ve kırılgan sesini duyabiliyorum.. Güzel yorumuna ve içten katıksız duygularına bir kere daha teşekkür ederim Akgül'üm..
Gülsen hocam, hissettiklerimi aynen yansıtmayı seviyorum ben... Duygularımı anlamış olmanıza çok sevindim. Kitabınızı okurken hissettiklerimin yarısı bile değil bu yazdıklarım. Hepsini de yazmamak için zor frenledim kendimi, yani bu frenlemiş halim...
Çok, çok teşekkür ve gönülden sevgilerimle... <3
Yorumu okurken Akgül Hanım'ın coşkusunu o kadar iliklerime kadar hissettim ki.. Bir an ben de sonu da gelecek diye endişelendim :)
Bildiğim ve tüm yorumlarda ortak düşünce olarak gördüğüm; romanın kurgusunun başarısı...
"saçma sapan bir kurgu" diyeni de duyduğum için çelişkiler içindeyim Nihan.. :))
Yorum Gönder