22 Ekim 2014 Çarşamba

duygusal takılmalar..




Dikkat ettim, sınırsız coşkular,  ya da acılar yaşamayan insanların hayatında büyük çöküşler olmuyor. Yani, yaşamayı sadece bir görev olarak kabul edip çizdiği ya da çizilen sınırlar içinde kalan ve kuralların hepsine sorgusuz sualsiz uyan insanlar için coşku ile delilik arasında pek bir fark yok..

"Huzur" denince, genelde nedense akla çarşaf gibi denizde süzülen beyaz bir yelkenli gelir.. İz bile bırakmadan süzülen bir sessizlik!!
Eğer batma tehlikesi yaşamamış, dalgalarla boğuşmamış, korkunun elini tutmamış ve acıyı göğüslememiş iseniz, bilin ki, o görüntü sadece bir manzaradır. Huzurun ne olduğunu veya olmadığını gerçekte bilen ise, dümende olan, o fırtınayı yaşayan ve atlatandır. Yani hak edendir!.

Akıl yaşta değil baştadır diyenler eminim kendilerince haklıdırlar.. Benim de haklı olduklarını düşündüğüm zamanlar var ama çelişkilerim de var. (her konuda olduğu gibi!!) Gün be gün azalacağına artmakta üstelik! 
Biliyorsunuz, hata yapmak, insana yol-su- elektrik olarak olmasa da tecrübe olarak geri dönüyor!.. Onun için hatalarından dolayı insanın kendisini küçük görmesi de söz konusu olmuyor bu nedenle..
O zaman, ister kendi cinsinden olsun isterse karşı cinsten olsun, gönlünü hoş tuttuğuna inandığın bir insanı, yüreğine lâyık gördüğünde, eğer hâlâ akıllanmadığını sana ispatlayan davranışlarını 
şamar gibi atıyorsa yüzüne, geç aynanın karşısına tükür o yüzüne.

Amma velâkin bazı erdemleri vardır insanın, bozulmadan saklanmasına özen gösterilen.. Feragat sayfasına hiç not düşülmemiş olan.. Ben onlardan bahsediyorum. Yoksa, insan kendi görgüsünden, kalitesinden ve insanlık düzeyinden ödün verirse ancak, bu onun kendi gözünde küçülmesine sebep olabilir. O zaman tükürsen ne fayda... tokatlasan ne fayda?

Bu nedenle bugünlerde yaşamakta olduğum çelişkilerimde çok zorlandığımı hissediyorum.. ve bu derece yıpratıcı üzülüşüme katlanamıyorum.

Ama bir tesellim var... Yok hayır orhan babanın şarkısından bahsetmiyorum!! :))  Gerçek bir teselli bu.
 
Size de öğüt olsun!

Bir şey yitirilmişse, hiç üzülmeyin..
Çünki artık duygularınıza hitap edemeyecektir ve sizi artık üzmesi mümkün olmayacaktır!

Ve tek tesellisi budur!

Başka?...

Var mı?





18 yorum:

bilge dedi ki...

Sevgili Gülsen hocam yine yüreğinizden gelen duygularınızı o kadar güzel anlatmışsınızki..yüreğimde hissettim..duygularınızı..ahhh evet hiç bitmeyen çelişkilerimiz..sorgulamalarımız...yüzleşmelerimiz..sonrası huzur diyorum sevgiyle kalın...

gülsen VAROL dedi ki...

Araya giren zamana ve uzun süren sessizliğe rağmen kalıcı olan dostluklar unutulmuyor sevgili Bilge.. Seni hiç unutmadığımı, adını ve senin kadar berrak su damlasını görünce anladım.
Evet.. insan olmanın güzelliği bu duygular.. ot gelip saman gitmektense :))

Güliz Kaya KIRKPUNAR dedi ki...

Herkese, her şeye, her duruma her nedense! üzülme gibi bir durumum var..
Sanırım bu özelliğim yüzüme yansıyor.
Yitirdiklerim, beni kırıp gidenler, gözümden düşenler aklımdan çıkmaz hiç. O yüzden yitirmiş olsam bile halen beni üzmeye devam ederler.
Ama siz üzülmeyin. Ben biliyorum aklınızın hem yaşınızda hem başınızda olduğunu.
Güzel bir gün diliyorum..

gülsen VAROL dedi ki...

Sevgili Gül-izim .. her şey hatırlanmak şartı ile unutulmaya mahkûmdur.. Gerek yaşımın tecrübesi gerekse aklımın kırıntılarında kalanlar ile hatırladığım tecrübemin özeti bu! :??

Asortik Krep dedi ki...

Zamanla sizin sızınız geçiyor.. Bir zaman sonra onlar farkına varıyor eksikliğinizin ama siz yola devam ediyor ve unutuyorsunuz.. İyi yanı bu oluyor :))

gülsen VAROL dedi ki...

evet aynen Asortik Krepim.. Yazımın sonuna " başka.. var mı?" sorusunu eklerken, bizzat yaşanan veya yaşananlardan ders alınarak eklenecek olan tecrübeleri merak etmiştim. Şimdi anladım ki hatta eminim ki, soruma verilecek her bir cevap yazının tamamlanmasına sebep olacak.. :))

Arzu Sarıyer dedi ki...

Ben çok üzülüyorum Sevgili Öğretmenim ,yitirmek nasıl olursa olsun acı veriyor...Yokluğumu fark etmeyene varlığım ile rahatsız etmek istemem ama üzülürüm ,defalarca varlığımı duyurmaya çalışsam da ...Keşke öğüdünüzü sadık kalabilsem ,teşekkürler.

Makbule Abalı dedi ki...

"Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan" derken eski şarkılar, dünya bu kadar karmaşık ve çalkantılı değildi elbette. Ve dostluklar bu kadar yapay değildi sanırım.
"Dünya karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir" diye çok sevdiğim bir söz vardır.
Kendimizden ödün vermeden karşımızdakine zaman tanımak, ama zamanın ve kişilerin acımasızlığına yenik düşmemek diye düşünüyorum. Kırılan "gönül kırıkları parçaları" kolay kolay yapıştırılamıyor.

gülsen VAROL dedi ki...

Sevgili Arzu, "yitirmek" kelimesini nerede okusam, gözlerimi yumup öööyle düşünürüm... acaba bunu yazan ya da okuyan bu kelimenin anlamını biliyor mu diye.. bilebilir mi diye!! Ben biliyorum çünki. Ve diliyorum hiç kimse bilmesin benim bildiğimi. İnsanın iç ve dış yörüngesini alt üst eden, sanki dünyanın ekseni yokmuş da kendi kafasına göre takılıp dönüyormuş gibi dönüp insanı benliğinden eden bir içeriği var.
O nedenle, o an için esef duyduğum kayıplar için eğer üzülmeye devam edersem, Tanrı beni üzüldüğüme üzüleceğim şekilde cezalandırır diye korkuyorum..

gülsen VAROL dedi ki...

Çok doğru bir söz sevgili Makbule.. Her yer için geçerli üstelik.. İster aile içinde, ister iş hayatında, isterse siyasette.. Gemi limana girdi mi girmedi mi?? !! :))
Ancak zaman geçip yaş ilerledikçe, değer yargılarında değişmeler oluyor.. adına ister "kabullenme" densin.. ister "bencillik".. İnsan, kendisinin kaybından endişe duyanları yitirmekten korkuyor..

hikayelerdirgeriyekalan dedi ki...

Sanıyorum bazen evet bazen biz bu hatayı yapabiliyoruz şöyleki;

"Bir insanın en büyük hatası, insanlara gereğinden fazla değer vermek değil,
Kendine hak ettiğinden daha az değer vermektir.demiş Gabriel Garcia Marquez..çok yerinde ve doğru tesbit..

İyi akşamlar diliyorum, Sevgi Saygıyla Esen kalın.

nihansu dedi ki...

Mamyim elime kağıt kalem alıp duygularımı yazayım desem ancak bu kadar benzerlik olurdu... Benim içinde bulunduğum bu duygusal çalkantıları anlattınız değil mi?

Bir taraftan da hep şunu soruyorum kendime, acaba akıllanır mıyım? Evet doğru artık beni uzmeyecek ama üzdü işte bir kere ve ben değer verdim, sadece bu bile düşününce üzüyor...

gülsen VAROL dedi ki...

Ne kadar doğru bir tespit.. İnsan kendisine hak ettiği değeri verse, belki iş işten geçtikten sonra üzülmesine hiç gerek kalmayacak sevgili hikâyem..

gülsen VAROL dedi ki...

Tecrübe en pahalı şeydir Nihan'ım. Çünki insanın ömründen aldığını öğüt olarak sunar.. Ama çoğu zaman aynı hataları aynı ortamda ya da aynı kişide değil ama aynı ŞEKİLDE tekrarlarken aynaya bakmak hiç aklımıza gelmez nedense..

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

O kadar ÇOK seviyorum ki tum ruhum, benligim ve hucrelerimle; bittiginde sasirmiyorum COK ' tan birsey kalmadigina.Cunku kapanan kapidan ışık bile süzmüyor.Cunku biliyorum ki COK'larim sadece BENIM !!!

gülsen VAROL dedi ki...

Aslında o ÇOK zannedilen, sadece bizim "çok" zannettiğimiz veya öyle olmasını istediğimiz.. Ve öyle olduğuna salakça inanışımız sevgili çoban yıldızım..
Yüreğin kapısından bir gün ışık bile sızmayınca .. bil ki.. bir başka ÇOK olduğu zannedilene kapılar açılmak üzeredir. :))

ali zafer sapci dedi ki...

Cumhuriyet Gazetesi'nde okumaya alıştığım köşe yazılarına benzer duygular yarattı yazınız. Teşekkürler.

gülsen VAROL dedi ki...

Senin gibi mükemmel bir eğitimci tarafından yapılan, bana yazdıklarımın en klas bir gazetede yayınlanabileceğini hayal ettiren yorumuna teşekkür ederim sevgili Alizafer.