30 Mayıs 2010 Pazar

"EROİCA"

Ludwig van BEETHOVEN


Müzik tarihinde, Bach müziğin matematikçisi, Mozart şairi, Beethoven ise filozofu olarak anlatılır..
           Bilinen bir gerçek vardır Beethovenin hayatında.. O da ömrünün en güzel yıllarını ve en şahane bestelerini yaptığı süreyi sağır olarak yaşamış olmasıdır..

          Onlarca ölümsüz eserlerinin arasında, asırlardan asırlara yayılan hikayesi olanlar  da vardır..
         Mesela Beethoven Napolyon'a hayrandır.. onun gibi bir devlet adamının olamayacağını onun kadar hiçbir hükümdarın ülkesine böyle hizmet edemeyeceğini düşünmektedir..
         Ve 3. Senfonisini onun için besteler.. Tüm isteği bu senfoniyi Napolyon'un huzurunda icra etmektir. Bu isteği kabul görür.. O beklenen gün gelir ve Beethoven notalarını toplayıp Fransa’ya yola çıkmaya hazırlandığı gün, Napolyon tüm dünyaya imparatorluğunu ilân eder..         
         Bunun üzerine kendisini Fransa'ya götürmek üzere gelen görevlilere fikrinden vaz geçtiğini söyler ve yazdığı notaların ilk sayfasındaki ithaf ve methiye yazısını karalayarak “eroica” bedeni yaşayan, ruhu ölü (bilinmeyen bir kahramana) diye yazar..
           Sağırlığının artık iyice ilerlediği yıllarda,  bir gün, oda hizmetçisinin kapıya vuruşunu duyar.. Ve bu kapı vuruluşunun "tak-tak-tak…  tak!"  sesi, “kaderin kapıya vuruşu” adı ile bilinen o muazzam 5. Senfonisini bestelemesine sebep olur.


           Her ne kadar klasik müziği sevsem de ve Beethoven en sevdiğim kompozitörler arasında yer alsa da, gayem sizlere müzik tarihi dersi vermek değil; bir ders alınması gereken konuda görüşlerinizi ve fikirlerinizi almak...

             Sevilen, hayran olunan ve takdir edilenlere ithaf edilen  bazı eserlerin, bazen o eserin oluşmasına sebep olan duyguları hak etmediğinin anlaşılmasından sonra, ithafın “eroica” olabileceğini.. Hatta herkesin çekmecelerinde çoktan "eroica" ya ait olmuş nice şiir, yazı ya da besteler bulunabileceğini .. Ya da görmeyen bir gözün veya  duymayan bir kulağın açılabilmesi için, bazen bir kapıya vurmanın bile yeterli olabileceğini düşündüm.!!.

            Kararsızım... Yıllar sonra tekrar coşkuyla özenerek yazmaya başladığım şiirlerimi,  özenti gibi "Bir Eroica için"  adı altında mı toplasam?.. Ya da, her seven adına, okuyan her duyarlı kişinin içinde bir kördüğüm gibi sakladığı söylenmemiş duygular olarak mı bıraksam?..  yoksa hepsini silsem  mi?

Fark eder mi?


30 yorum:

sufi dedi ki...

Can Gülsen'im; O şiirine bence "kaderin kapıya vuruşu:5.senfoni" adını koy, dizelerinden bizleri de mahrum etme.Mahrum edilmesi gereken her kimse? Boşver be dostum nasılsa anlatırlar ona gerçeği birgün.Sevgilerimle.

oyumben dedi ki...

Başkası sebep olsa da kendimiz için yazmalıyız.
Yazmak ruhun özgürlük manifestosudur.
Başkası için yazdığımızda, ruhumuz başkınsa hapis olur.
Özgürleş...

gülsen VAROL dedi ki...

Kader denen mefhum, benim kapıya vurmadı.. tekmeledi! .. sonra da çekti gitti sevgili sufi..
Gerçekten bir gün anlatabilirler mi gönlü sağırlara gerçeği?

gülsen VAROL dedi ki...

Kendimiz için yazdığımızı zannettiğimiz tüm yazıların, şiirlerin, bestelerin, tabloların, heykellerin hatta karikatürlerin bile oluşmasına zaten bir başkası sebeptir sevgili oyumben..
"Sebep"siz özgürlüğün yaratıcı gücü olur mu dersin?

ali zafer sapci dedi ki...

Fark eder, çok fark eder, sakın silmeyin. Sizdeki güzelliklerin daha çok kişiye ulaşmasını dilerim. Adı ne olursa... Selamlar.

gülsen VAROL dedi ki...

Takdir edenin, konuya vakıf olması, kişiyi motive eder daima. Teşekkür ederim sevgili Alizafer..

sevim dedi ki...

Sevgili dost,önceki yazdığım bir iki yorumumu almadın ki yanıt alamıyorum.gelir elbet bir gün...
Kaleminden dökülebiliyorsa söylenmemiş duygular,ne ad altında olursa olsun hiç durma hemen yaz derim.bunu sen herkesten farklı yaparsın,eminim.
Söylenmemiş,söylenememiş duyguları kördüğüm gibi saklamak benim işime geliyor şimdilik.Belki onunda zamanı gelecek.sen kararını ver ve hemen başla bence.

Akgül Çubukçu dedi ki...

Hem de çok fark eder...
O zengin ruhunuzun, sevgi dolu gönlünüzün duygu damlalarını yok etmeyin, sakın, sakın! Kim sebep olmuşsa olmuş, ama Tanrı vergisi yeteneğinizle ürettiğiniz eserleriniz, artık sadece size aittir, sizin yavrularınız gibidir bence. İnsan, yavrusuna kıyabilir mi?
Benim naçizane önerim, onları "Eroica" olarak değil de, "Her seven adına, okuyan her duyarlı kişinin içinde bir kördüğüm gibi sakladığı söylenmemiş duygular"a tercüman olacak biçimde yayınlasanız. Çünki herkes sizin kadar kelimeleri, duygularını aktaracak biçimde bir araya getiremeyebilir. Hissetmek başka, onları kelimelere dökebilmek çok başka.
Nasıl ki Ümit Yaşar Oğuzcan'ın oğlu için yazdığı şiir, sevgililere de hitap edebiliyorsa, sizinkiler neden sadece "EROİCA" olsun?

gülsen VAROL dedi ki...

neredeyse bir yılı aşkın bir süredir sesini duyamadığım ne yaptıysam ulaşamadığım can dostum arkadaşım Sevim'im merhaba..
Sen bana dosluğun, saflığın, güzelliğin yatılı okul sıralarının yadigarısın ve tek dostsun..
Hoşgeldin sayfama...
Okuduklarını senin adına da yazılmış say.. ok?

gülsen VAROL dedi ki...

"yüreğimi vururum
mühür yerine,
hiç kimse,
senin kadar sevilmedi.."

diye başlar kızıma yazdığım bir şiirim sevgili Anjelika.
Evet haklısın.. satırlar bana, yorum okuyana ait..

Knock Knock dedi ki...

Sanatçının eserleri insanların algılarını açan kıymetli uyaranlar. Bence bir şeyi ürettikten sonra bu bir sorumluluk, diğer insanların ruhuna dokunan eserleri yok etmemelisiniz. Ne olur yayımlayın da, başlıklar kolay! Ne de olsa kelimelerin efendisisiniz.

Ecehan dedi ki...

Sevgili Büyük Yürek,
Albümdekiler'in sarsıntısından henüz çıkmadım, doğrusu çıkmakta istemedim.
Roman olarak baktığımda harika demem gerekirdi, ama diyemedi ne dilim ne gönlüm. Çünkü, bu senin hayatındı ve her satır başı romanı harika hale getiren ama seni derinden sarsan anılarla yüklüydü.
Dedim ki kendi kendime; "Bu ne cesaret? Bu ne büyük bir yürek?"
Roman değilmiş yazdıkların, aşkmış, cesaretmiş, sefaletmiş, asaletmiş kısaca herşeymiş. Çok dersler var alınacak, çok yaralar var merhem olunacak, seni saygıyla selamlıyorum.
(Bloğa yazma kitap olsun demiştim ve sen beni dinledin; görev 2; bu hikâye film olmalı)
Şiirlere gelince;
"Eroica falan olmasın. Zira hepsinin sahibi belli. Sahibine gitsin, gitsin ki aşk bir kez daha şahlasın okuyanlar için de." derim haddime düşerse.
Ya da,
Artık sen istersen o olsun derim hepsini kabulümle.
Kocaman kocaman seviyorum seni Büyük Yürek, artık okyanus demeyeceğim. O bir zerre dahi olamaz yanında.

gülsen VAROL dedi ki...

Zaten o sorumluluğun bilince oluşum beni kararsız kılmakta sevgili knock knock.. Neye ve ne kadarına hakkım olduğu konusunda kararsız kalışım bu yüzden..
Ne yazana ne de yazıldığı düşünülene ait olan bir "yazı" onlar çünki..

gülsen VAROL dedi ki...

Teşekkürler sevgili Eceleriminecesi...

İnsan sevdiklerini gözünde büyütür.. Genelde ebeveynlerin ilk başlarda "ilah" gibi kabul edilmelerinin sebebi de budur!!! Mutluluğumu tazeledin sağol!!

Romanı, bugüne kadar bir kişinin tenkit etmesi de o mutluluğuma gölge düşürmedi.

sevim dedi ki...

Sevgili Gülsen,
Gönlündeki yerimi biliyorum ama duymak da çok hoşuma gitti.
Yazdığın her satırda kendimi aramadan buluyorum.Sağlık ve gönlüm elverdikçe kaleminin ve dostluğun peşindeyim.

Dalgaları Aşmak dedi ki...

Sakın,sakın, sakın silme şiirlerini Sevgili Gülsen.Aslında ne başlık altında topladığının hiç önemi yok.Şu tık nefes zamanda aslında herkesin çok ihtiyacı var şiire.İçinden gelen en iyi başlık altında toplayacağından kuşkum yok.
Şiir,en sırdaş ve en yoldaş ortaktır.
Postacı filmini hatırlar mısın bilmem ama,orada Postacı Neruda'ya çok güzel bir saptamada bulunur..

"Şiir sahibinin değil ihtiyacı olanındır"..

Sevgilerimle

gülsen VAROL dedi ki...

yaa bir insan bu kadar mı güzel, bu kadar mı asil yüreklendirilir sevgili dalgalarıaşmak..
Benim güzel bedişim.. Haklısın, asırlar sonra bile beni hayallere sürükleyen "eroica/3. senfoniyi" dinlediğime göre.. sağol!

ayferbilici dedi ki...

Biliyorum kıyamazsınız siz, "o her seven adına, okuyan her duyarlı kişinin içinde bir kördüğüm gibi sakladığı söylenmemiş duygulara"

gülsen VAROL dedi ki...

o duygulara bir düğüm daha atmak pahasına da olsa .. kıyamayacağımı biliyorsun sen sevgili lodoscum..

UygarRadikal dedi ki...

Halen paylaşabiliyorken, şiirlerinizi ithaf edeceğiniz kişiye kızıp bizden mahrum bırakmayın.

Hepimiz zaman zaman sıkıntılı oluyoruz. Yine de moraliniz yüksek tutmaya çalışın.

Dostça kalın.

gülsen VAROL dedi ki...

Böylece...ciddi kişilerden gelen ciddi uyarılar, beni de ciddi düşünmeye sevk ediyor sevgili uygar..

tufan dedi ki...

Sevgili hocam yazılanlar okuyucuya ulaştıkdan sonra sizin yapabileceğiniz ne var ki? siz silmeyi düşünseniz bile onca gönüle ulaşmanız ne mümkün,onlar sizden çıkmıştır artık,o duygular onlarca yüreğe yama veya kılavuz olmuştur artık.

Her gönlü sağırın bir gün duyacağından eminim ben,siz yazmaya ve yayınlamaya devam edin lütfen balık bilmese halik bilir misali,bu gün Dünyada Beethoven'i kaç milyon insan dinliyor ve ruhunu tedavi ediyor Napolyonun en büyük demesi kimin umrunda.

Saygılar sevgiler.

gülsen VAROL dedi ki...

silinse de, silinemeyen duygulara tercüman olabilmişse o satırlar ne mutlu bana Tufan.. ne mutlu bana!.Sağol dostum..

nihansu dedi ki...

Sebebin ve kime yazıldığının bir önemi var mı? Siz demiştiniz bir yorumda Ümit Yaşar Oğuzcan aslında bütün şiirlerini kaybettiği oğluna yazdı diye. Sizden bunu öğrenene kadar şiirlerinin tümünün bir kadına ithaf olduğunu sanıyordum. Ama işte herkes okuduklarından kendine göre bir yorum çıkarıyor ya da kendinden birşeyler buluyor. Yazar/şair kime veya ne için yazmış olursa olsun okuyan kendisi için anlamlandırıyor. Bırakın anlamayan anlamasın "eroica" olarak kalsın, ben ve yorum yazan her kişi yazdıklarınızı kendimize göre hem de çok büyük keyifle okuyoruz. Bu yetmez mi?

gülsen VAROL dedi ki...

Mahcup oldum sorunu okuyunca sevgili Nihansum... Yetmez olur mu?
Ben ki, bir zerre sevgiyi çığa dönüştüren biriyim.. Ben ki, bir ilgi için bin pişmanlık yaşayan bir duygu dilencisiyim..
Yetmez mi hiç??

Esin Bozdemir dedi ki...

O harika eserlerinizin yaratılmasına neden olan ve o güçlü duygularınızın kelimelerinizle hayat bulduğu masal tadındaki imgelerinizle ve çok farklı üslubunuzla okuyucuda büyük bir hayranlık uyandıracağına olan inancımın çok yüksek olacağına emin olduğum şiirlerinizi yayınlamanızı okurlar olarak büyük bir kazanç olarak görüyorum.

Benim ise nacizane fikrim;
Sizin içinizden gelen ve geçmişde sizde bıraktığı izlerin üzerinden hissettiğiniz o duygulara; “eroica” bedeni yaşayan, ruhu ölü (bilinmeyen bir kahramana) olarak vermeyi uygun bulduğunuz başlık bence yerinde bir başlık olur.Çünkü sizin hisleriniz bunlar! biz okuyucular ise o dizeleri kendi penceremizden özgürce algılayabiliriz. Bizim için dizelerinizin ruhu çok önemlidir. Ve üstelik çok da çarpıcı bir başlık olacaktır "Eroica"...

Ama her ne isimde olursa olsun ben kesinlikle şiirlerinizi yayınlamanızı öneririm. O zengin ruhunuz ve sevgi dolu yüreğinizle; Sizden bize doğru uzanacak ve hiç bir zaman unutulmayacak olan yeni eseriniz bizim için çok güzel bir armağan olacaktır...

En derin sevgi ve saygılarımla,

gülsen VAROL dedi ki...

Hayal kurdum yazını okuyunca sevgili Esmir...
İlk şiir kitabım "hasret senfonileri" ne ödül verilen TDK salonunda "şiirlerime ödül verilmesi şaşırttı beni çünki ben kendimi şair olarak görmüyorum" demiştim.. Ve Jüri başkanı ve Bilkent Ün. Edebiyat Fk. Bşk. Sn. Prof. Talat Halman, "demek ki bizler şiirden anlamıyoruz" diye espri yapmış ve "o şiirleri yazan siz olabilirsiniz ama anlayıp değerlendiren biz okurlarız hocam" demişti.
Evet... Esin, "Eroica" adında bir kitabı senin için ve tüm anlayanlar için imzalarken hayal ettim!.. güzeldi.. teşekkürler canım.

Esin Bozdemir dedi ki...

Değerli Gülsen Öğretmenim,
Adıma imzalayacağınız şiir kitabınız benim için büyük bir onur olacaktır. Kitabınızın çıkacağı günü dört gözle bekliyor olacağım...

Ben teşekkür ederim.
Kucak dolusu sevgi ve saygılarımla...

Sedencik dedi ki...

elbette farkeder...
siz yazın herbiri ayrı duyguyla örülmüş şiirlerinizi...
onlar gideceği gönlün kapısını bulur nasılsa ...
sevgiyle...

gülsen VAROL dedi ki...

yazılmasına sebep olanın gönlünün kapısı çoktan kapanmıştır belki Seden'im.. Ama gerçekten anladığına inandığım nice gönüllerin kapısından girdiğini biliyorum artık.sağol canım..