Siz de farkındasınızdır umarım son zamanların modası, gençlerin davul zurna eşliğinde gelinlikleri ile baba evinden ayrılmaları… Belki taşrada olanlar için bu bir yenilik değil ama İstanbul züppeleri neredeyse utanmasalar BMW lerinden inip zurna eşliğinde ata binerek gidecekler kızı almaya… Çünki artık gemi ile gelin almalar, motorun terkisine atıp kızı götürmeler falan demode kaldı İstanbul için.. Yeni trend böyle… Biraz önce de tam karşımdaki İstanbul’un sayılı sitelerinden, bu şekilde bir gelin gitti… davulcu aşka gelip patlattı davulunu…
Balkondan seyrederken aklıma yıllar yıllar öncesi geldi.. Sizler de bıktınız belki benim bu yıllar öncesinden enstantaneler sunmamdan.. bilemem ama geçmişten aklıma gelenleri yazmak isteyişim, belki gelecekle ilgili hayâllerimin artık olmayışındandır!
Bizim aynı gelin alayımız gibi asker alayımız vardır bir de.. Dünyadaki hiçbir ülkede olmadığı gibi.. davulla zurna ile, bayraklarla avaz avaz bağırarak “en büyük asker bizim asker” diye yolcu ederiz yiğitlerimizi konvoy halindeki her cins arabalarla!..
Giden de gönderen de mutludur, şendir .. Çünki görev kutsaldır! Hayatımda, yüreğimi yara yara bildiğim tüm duaları ettiğim tek andır!.
60.lı yılların sonuna doğru okullara "barış gönüllüleri" adı altında ve sadece ana lisanları ingilizce olduğu için, bizim geri zekâlı Maarif camiasının onların ingilizce öğretmenliği yapabileceğini sanıp okullara atadığı.. ne idüğü belirsiz gruplar gelmişti.. Milli Eğitim ve Öğretimin , Menderes’in ektiği tohumlarla taa o zaman canına okunmaya başlamıştı.. Sonra “bir bilen” gelip benim köylüm benim ineeğem öküzüm dedi .. arkasından haşema giyip orduyu denetleyen biri, benim memurum işini bilir dedi.. Böylece kökü budanmış eğitim, gübresi(!) bol bir toprakta teslim edildi bademlere!..
Neyse konu bu değil!!.. dilimi tutmayı öğrenemedim bu yaşıma kadar ama artık kalemime de geçmiyor sözüm!!
O bahsettiğim sözüm ona barış gönüllerinden biri de benim evimde kalıyordu yer bulununcaya kadar.. Bir gece yine böyle davul zurna seslerini ve haykırışlarını duyunca Linda’nın ödü kopmuştu.. Pencereden seyrettirmiş ve ona anlatmıştım askere gidenlerin uğurlandığını.. uzun bir süre seyretmiş ve sormuştu: “is this ceremony for your soldier pray?”
Gerçeği anlatmaktan (anlayamayacağından emin olduğum için) vazgeçmiş ve evet demiştim "Evet.. bu bizim halkımızın askere duası"
Davul/zurna eşliğinde, her iki anlamda da hayat memat meselesi olan bir geçite doğru yolcu edilenler için yapılan tüm duaların kabul edilmesi dileği ile..

18 yorum:
Ne çok özlemişim Pazarımıza limon sıkmanızı, güzel bir sürpriz oldu benim için, sayenizde limon sevmeye başladım :)
Her zamanki gibi akıcı ve esprili bir anlatım ve arada çok güzel dokundurmalarla doluydu yazınız...
O yıllardan başlayan eğitimdeki bu yanlış uygulamalar, kokuşmuşluk bugünlerde daha da etkisini arttırarak devam ediyor. Ne tarafından tutsanız sistem çatırdıyor. Geleceğe dair ciddi endişeler taşımaktayım bu sebeple, başta butçuğum için... Bazen bunca eğitim veya çaba ne için diye sormaktan alamıyorum kendimi, sonunda şifre skandallarıyla dolu sınavlar silsilesi için mi? Bu yıl sınava giren gençlerin yerine koyuyorum kendimi, hem üzülüyorum hem de isyan ediyorum. Gelecek yıllarda bu sistemsizliğin ve adaletsizliğin düzelmesini diliyorum. Sizin aktardığınız yıllarda hiç değilse bu kadar berbat değilmiş yaşananlar, eğitim hakkı vererek yapılabiliyormuş. Kendi öğrencilik yıllarımı düşündüğümde de çok olumsuz bir tablo ile karşılaşmıyorken şimdilerde yaşananlar tam anlamıyla içler acısı durumumuzu yansıtıyor.
Davul zurnaya gelince de bazı gelenekleri bir yabancıya anlatmanın ne kadar zor olduğu bir gerçek. Yurtdışında bulunduğum sürede oğlumun göbek bağını bir üniversitenin bahçesine gömmeye çalışırken bana bakan görevlinin tuhaf ve anlamaz bakışlarını anımsadım :))
Pazar limonu sanırım benim çenemi de düşürdü, güzel bir pazar diliyorum size...
Çok ucuz atlatmışsın sevgili Nihansu'm.. Üniversitenin bahçesini kazmak!!! elinde kesik bir göbekle!!!! hani bunun kolunu bacağını nereye gömdün diye sorabilirlerdi!:))
Pazar limonunu özlediğini duymak neden koşuma gitti bilemem.. ??
İstirahat derken tüm bedenin ve zihnin istirahati demek istemiştir
doktorunuz Hocam..Sizin ne denli
velûd bir yazar çalar olduğunuzu
bilmediği için ikaz etmemiş anlaşılan..Siz bize daha çoook lâ-zımsınız onun için miktar-ı kâfi
istirahat rica ediyoruz.Limon sık-
mak bazan bayağı bir zor olur...
Sevgi ve saygılarımla...
sevgili doktorum, benim sırtım yere gelir mi?? kime nasip olur böylesi gerçek bir dost ve gerçek bir doktor?
Söz!.. yarın hastanedeyim! gerisi ... allah kerim!.. Davul zurnayla da gitmek isterim doğrusu :)))
Sizin limon sıkmalarınız ekşi yerine tatlı bir lezzet bırakıyor,yüreğimde,teşekkürler,Gülsen Hanım,sevgiyle kalın...
teşekkürler sevgili nehirem.. senin satırlarındaki munis ifadenin izlerini bulmak zordur benim sayfalarımda.
Ben geldim!
Bugün pazartesi ve ben tüm günün yorgunluğunu yazınla savurdum attım.
Çok, çok eskileri bilmiyorum ama hala Ankara da görürüm davullu, zurnalı düğünleri;yasak olmasına rağmen, yasakları delip yapanlar var.
İstanbul un sonradan görmüş, her şeye doymuş, eskileri, yeniymiş gibi yaşayan züppelerin yaptıkları yapay;kendileri gibi.
Her ne kadar sevmesem de düğünleri, ayrı bir renk, ayrı bir değer.
Günüme limon değil, ballı limota gibi oldun sen güzel kadın.:)
lâf olsun diye yazmadığına inandığım için mi, öyle bile yazılmış olsa inandığım için mi bilmem, satırların gururumu okşayıp durur sevgili sıradan bir balık.. :))
Havalar bir ısınır gibi oluyor sonra da delice esen rüzgar ve birden bire yine kış soğukları!yani bir öyle bir böyle!..ne baharı doğru-düzgün yaşayabildik ne de kışı!..bu kararsız havalar da etkiliyor insanın her tür kimyasını!..yani demem o ki; rehavet hep bu havalar yüzünden!:)((bir de medyayı da yabana atmamak lazım!gündemler pek bir alengilli!işin tam bir (!) cılkı çıktı!..ben tv u kapattım artık!haber dahi izlemek istemiyorum!..))
***
Gülsen Hocam, sizin okul anılarınız arasında soluklanmak, horozunuzun ötüşü ve birbirinden ilginç olan pazar limonlarınızın tadı inanın tüm bu saçmasapanlıklardan çok daha keyifli!:)çok daha anlamlı ve düşündürücü!.. yazınız düşer düşmez okudum ama hemen dönemedim Gülsen Hocam..pc.m de bahar temizliği vardı..yeni format ve bazı yeni eklemeler yapıldı!templatede değişiklik vs. sizi içeriden google readerdan takip ediyorum şu an..bu yüzden hemen gelemedim!..
yazınıza gelince..pek çok gelenek ve göreneğimiz kompleksli bir toplum oluşumuz yüzünden batılılara benzeyeceğiz diyerek unutuldu!unutulmaya yüz tuttu!..ya da mayası ve hamuru ile üzerine geçirdiği kürkü uyuşmamış ama unutamadığı alışkanlıklarından ötürü kendini belli eden!! tuhaf insanlar var artık etrafımızda!..yabancı dil eğitiminde de gerçekten 2. bir dil öğrenmenin dışında sırf kendisine etiket olsun diye (mışş!) gibi öğrenilmek istenilen ve daha pek çok etkenden dolayı batı taklitçiliğimiz insanlarımızı ne yazık ki çok gülünç duruma düşürüyor!..
davul-zurnayı severiz biz!..askerimizde de, yeni dünya evine girenimizde de hep beraber olmayı, birlikte gülüp, eğlenmeyi seven bir milletiz! düğünde, bayramda, ölümde...ve asıl şimdi 4 bir yanımız kuşatılmışken en çok da şimdi elele vermek zamanıdır!.. "ya istiklal ya ölüm!."diyen Atatürk gibi!..kurtuluşu yeniden sağlamak için..sonra da davul-zurna da, mehteran da yakışır bizim milletimize...
Sevgi ve saygılarımla Gülsen Hocam..
Karşılıklı iltifat yarışına dönüşen yorumları sevmem bilirsin .. senin de sevmediğini ben bilirim sevgili Esin.. Bu nedenle yazılarından aldığım hazzın aynısını yorumlarından da aldığımı bilmeni istedim..
Fikir paylaşması ne güzel şey.. teşekkürlerimle sarışınım!! :))
Üzülürüm, eğer laf olsun diye yazdığıma inanırsan;asla o düşünceyle hareket edip yorum bırakmadım.
Bir çok arkadaşın postunu okurum ama yorum bırakmam!
Hoşuma giden paylaşımlar bana ne hissettiriyorsa onu bırakıyorum.
Al gülüm, ver gülümleri de sevmediğim gibi, laf olsunları da sevmedim güzel kadın.
Öpüldün.:)
Yazılması gereken, söylenmesi gereken her şey yazılmış ve söylenmiş sevgili Gülsen hocam. Ben fazla lafı uzatmadan, 1950'lerden beri Eğitim
camiasının problemlerini her gelen hükümetin düzelteceğini çok duydum, çok dinledim. Her gelen Bakan, işi daha da karmaşık hale
getirip gitmiştir. Ara da iyi niyetli istisnalar olmasına rağmen iktidarların ve koalisyonların ömrü yetmemiştir. Bu temel konunun kökten çözülmesi ulusalcı, milli değişmez politikalarda yatmaktadır.
Süreklilik...!
Siz hep şekerli limon sıkın, üstüne suyu biz ilave ederiz.:)
Sevgi ve saygılarımla..
sana özel!!!
tüm dostlarım bilir ki, ben bu alanı "muhabbet" alanı gibi kullanmam!! .. Ancak yanlış anlaşılmaların değer verdiğim dostlarda istifham (?) yaratmaması için 2. yorumu cevaplarım sevgili sıradışı balığım!!! O al/ver gülümleri ben de sevmediğim için..
Yani... "sen yaz biz istediğimiz zaman su koyuveririz"... mi demek istedin sevgili Jivago??? :))))Kusura bakma argo oldu ama çok güldüm okuyunca.. senin asla bunu düşünmediğini biliyorum ama sen de iyi bilirsin ki türkçemiz elâstikidir!! :)))
Ve en acısının da, sürekliliğin yön değiştirmesiyle maalesef gün be gün rejimi sallamakta olması..
Hem nalına,hemde mıhına vurduğunuz her satırda gülümsettiniz sevgili hocam,buradan ne hikayeler çıkarırdım sizin için ama ben sizin keyfinize limon sıkmayım istedim..
Güzelce dinlenin,daha süreniz var kalkmak için,ama bilirim rahat durmazsınız,daha dorusu kaleminiz durdurmaz..Acil şifalar dileğimle ..
Saygılar sevgiler.
benim keyfime dostların limon sıkması pek etkilemez beni sevgili Tufan.. İlgine sonsuz teşekkürler..İnsan torunun büyüdüğünü ve bedenin kocadığını hesaba katmayınca bu tür kazalar oluyor!! :))
Davullu zurnali bir memleketiz. Herseyi cosuku ile yasiyoruz iste. Daha komigi bir arkadasim artik biri askere gidecegi zaman megafonlarla, dev hoparlorlerle yayin yapildigini soyledi. Coskulu bir milletiz gercekten. Turistler korkuyordur.
Gobek bagi deyince biz de esimin master yaptigi universitenin bahcesine gommustuk de Meksikali bahcivan topragi kaldirmaya geldiginde bizim nelikle gomdugumuz gobegi geri cikarmisti. Cok gulmustuk:)) Git baska yerleri kabart degil mi ama!
Hah hah ha ha çok güldüm çok... aynı olay bir arkadaşımın daha yurt dışında ve bir üniversite bahçesinde başına gelmiş... Kızım işiniz mi yok gömüvereydiniz cami avlusuna!!! İmanı tam kültürü geniş bir nesil yetişiverirdi!!!
Yorum Gönder