Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım!.
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum!.
Gün geldi,
sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi,
Ağladım.
Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
öğrendim.
Zamanı öğrendim!.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim!.
İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanın içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.
Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi....
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin, güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.
İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu.. .
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim!.
Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevremi aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.
Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,
bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.
Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...
Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...
Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım. Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.
Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin, kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.
Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin
namussuzluk olduğunu; gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.
Gerçeği öğrendim bir gün,
ve gerçeğin acı olduğunu!...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.
Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.
Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla sevdim,
Olur ya,
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla sevdim.
MEVLâNA.
24 yorum:
Öğrendiklerini ne güzel dökmüşsün kelimelere.Her biri bir hayat dersi...
Yaşadıkları halde bunların sırrına eremeyip geldiği gibi gidenler de çok.
Bunlar Hazreti Mevlâna'nın öğrendikleri... ve dolayısı ile benim de pek zannetmesem de, öğrendiğimi düşündüklerim sevgili Nalân öğretmenim..
Dediğin doğru, geldiği gibi gitmemeli insan.
Tam da Mevlanayla ilgili yeni biten kitabimin tadi damagimda kalmisken ne guzel geldi bu satirlar, tesekkurler paylasim icin :)
Zaten ben de, herkesin kendi düşünceleri gibi okuyacağına inandığım için paylaştım sevgili
A-H..
Aslında bir yazı yazmayı planlamıştım Temmuz ayı içerisinde; 35 yaşımda yani Tarancı'ya göre yolun yarısında neler öğrendiğimi yazabilmek ve belki kendimce bir muhasebe yapabilmek için. Sonra düşününce bu muhteşem şiirde yazılanların yanında benim öğrendiklerim pek de önemsizmiş.
Her biten yılın ardından yeni bir yıla girerken Mevlana'nın bu öğretilerini okurum, hatta bir seferinde ben de blogumda paylaşmıştım. Sayenizde bir kez daha okudum bu etkileyici dizeleri.
Tarancı'yı hiç karıştırma istersen!!! :))
Nihan'ım, bazı anlatılar vardır, her kim yazmış olursa olsun, herkes adına söylenmiş olur.. Buradakiler de hepimizin öğrennmesi, tatbik etmesi ve öğretmesi gereken dizeler..
Ben senin hepsini öğrenmiş olduğunu biliyorum ve öğreteceğinden de eminim..
Dilerim tatbik de edebilirsin!
Daha önce hiç okumamışım gibi..ilk kez görüyormuşum gibi saplanıp kaldım bu mana denizi sözlere.
Ruhumla sevmeyi bilip bilmediğimi bilmek istiyorum dedim kendime..Onun nasıl bir duygu ya da ruh hali olduğunu bilmek, anlamak..
Ama yok artık dedim sonra..Onu bilen insan ne çok..ama ne çok şeyi biliyordur kim bilir?
Çok farklı bir düşünce, yazdığın , sevgili Lodoscum.. Ruhuyla sevebilmek, bir şeyin bilinmesi ile hele de çok şeylerin bilinmesi ile ilgili değil bence.. Bazen okuma yazma bilmeyen bir cahil de ruhuyla sevebilir.. Ne dersin?
İtirazınızda çok haklısınız hocam..sevgiyi bilgi ile bağdaştırmamalıydım. Ama sizinle aynı yönde düşündüğümüze inanıyorum ben.
İnsan bu dünyaya dair fazla bir şey bilmese de ruhu ile görüp, yaşayıp, sevebilir.
Hâl bu iken ruhuyla seve/bilen cahil kişi için cehalet gömleğini çıkarıp mana bilgisini giymiştir diyebilir ve onun ne çok şey bildiğini de savunabiliriz diye düşünüyorum. Çünkü bize göre o zaman insan, bildiğimiz dünyevî bilginin ötesine geçmiş gerçek bilgiye dokunmuştur .
..
Kastettiğimi kast edeceğim yerde net ve anlaşılır söz söylemeyi bilebilsem sayfamı boş bırakır mıydım hiç canım hocam:))
senin sayfanın boş kalışı, ben ve benim gibi düşünenler için bir kayıp sevgili Lodoscum..
Yüreği dolu olanlar net ve anlaşılır olabilenden çok daha derinleri okuyabilenlerdir..
Geldiğim gibi gitmeye razıyım eğer mümkünse ancak bu lükse sahip olmadığımı anlatıyor hayat bana.
Başka bir pencereden seyredersen, o dediğin asla bir "lüks" değil sevgili eceleriminecesi..Geldiğin gibi gittiğinde, bir düşün !!
Evet kayıplarımdan bir açık daha kapattım,bunu ilk defa okuyorum desem yadırgamassınız değil mi?
Satır satır satır döküldükçe gözlerimin önünden,evet..Ben bu duyguyu öğrendim,evet..Ben bunu yaşadım ve bu acıları tattım dediğim çok bölümler oldu,ama ne çok öğrenecek cevherler var bu dizelerin içinde,son olarak ruhumla sevmeyi öğrenebildiğimde, buna ömür yetermi bilmiyorum ama geldiğim gibi gitmeyeceğim..
Teşekkürler ediyorum sevgili hocam..
Saygılar sevgiler.
Belki inanmayacaksın ama, sizler konu ne olursa olsun, benim yazdıklarımı, nasıl inceleye irdeleye okuyor ve aklınıza yatan ya da yatmayan fikirlerinizi
"yorum" adı altında yazıyorsanız; ben de yapılan yorumları aynı o duygularla irdeleyerek okuyor ve yanıtlıyorum sevgili Tufan..
Yorumunu, "ben böylesine duru ve net bir yorum yazamazdım" diye okudum..
Bu çok güzel sayfaya facebook tan Tufan abimin bağlantısından geldim,bu mükemmel Mevlana sözlerini okumak insanın hayata bakışını önemli ölçüde değiştiriyor,bu değerli paylaşım için teşekkür ediyorum.
Deniz umut
Hoşgeldin sevgili Umut sevgili Duygu.. Adının birleşimi ile ilgili sayfalarca yazı yazabilirim.. Hep duygulu umutlara yelken açmanı, gerçekleşenlere demir atmanı diliyorum..
Merhabalar Gülsen öğretmenim,bende bu bloğu sessizce okuyup gidenlerdenim,yakında açacağım bloğumla kabul ederseniz aranıza katılmaktan çok mutlu olacağım.
Paylaştığınız Mevlana'nın bu hayat dersi bize yaşamda neleri ıskaladığımızı bir güzel göstermiş,payımıza düşeni almak adına ben bunu her zaman görebileceğim bir duvara asacağım.
Saygılar sunuyorum.
Tülay yücel
Hoşgeldin sevgili Tülay Yücel.. Adını tanıyorum Tufan'ın yolladığı forwardlardan.. Bloğun şimdiden hayırlı olsun.. ve haberim olsun. Sayfalarını sessizce okuyup gidenlere kızdığında beni hatırla! :))
Mevlana öğretilerini (!) öğrendiklerini ne güzel sıralamış. Her bir öğrendiği O'nu bir kademe daha yükseltip yüceltmiş.
Mevlana gibi sindirilemese de hayatın öğrettikleri, hep öğrenmekle geçmez mi hayat, Son nefese kadar..? Kiminden ders alırız -öğreniriz- kimini her seferinde kafamızı taşa toslasak ta yapmaya devam ederiz.
Yaşanmışlıklarımızından ders çıkarıp hayatımıza olumlu yön vermeyi başarmışsak öğreniyoruz demektir.
(Gülsen Hoca'm ben bu postunuza yorum yazdım diye biliyordum. Becerememişim.)
Sevgiler
senden gelecek bir virgülü bile ziyan etmem Çınar'ım.. başka yazıma yakın bir geçmişte yorum bırakmıştın.. belki odur hatırladığın..
Mevlâna'nın felsefesi benim yolları aşma bastonum oldu yıllardır..Yine de.. hâlâ tökezleyip düşerim!! :))
Sevgili Gülsen öğretmenim; Mevlâna'nın o derin, derya gibi öğretilerinden şu bir kaç damlası bile ne kadar yol gösterici.
Sizin ifadenizi okudum da, kendimi sorguladım yine: "Mevlâna'nın felsefesi benim yolları aşma bastonum oldu yıllardır..Yine de.. hâlâ tökezleyip düşerim!!" Siz bile böyle dedikten sonra..
Okuyoruz, öğreniyoruz da (ben kendim için söylüyorum bunu) ne kadarını uygulayabiliyorum acaba diye düşündüm. Keşke öğrendiğim her doğru bilgiyi, hayatımda uygun yerlerde, gerektiği zaman, gerektiği biçimde kullanabilsem.
Çok teşekkürler bu muhteşem paylaşım için Gülsen öğretmenim. Gerçek bir öğretmensiniz. Saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Sağlıcakla kalınız.
Geçmişte söylediğim bazı düşüncelerimi zamanı ve yeri gelince hep tekrarlıyorum sevgili Anjelika.. Bu da bir meslek alışkanlığı olsa gerek..
Önemli olan hata yapmamak değil zaten.. öyle olsa, doğruyu nasıl bilebiliriz?? BENCE, önemli olan, adına ileride tecrübe denecek hatalardan ders alabilmek..
Belki bu nedenle ben çok tecrübeli bir insanım!! :)))
Bunları okudukça anlıyorum ki benim daha öğrenecek 40 fırın bilgim var.
Tek bir şey hariç:
Geçenlerde gece yarısı telefonum çalmış, açmışım. Uyandığımda hiçbir şey hatırlamıyordum. Arkadaşım bana "Selen, uyuyor musun?" demiş. Ben "Evet.." demişim. "O zaman sonra konuşalım kapatıyorum" demiş ve ben de
"Hayır, ruhum senin için hep uyanık" demişim.
Dostlarımı sevdiğimde ruhumla seviyorum,
Sizi tüm varoluşumla..
Sevgiler..
insanlar zaman zaman "dürtülmek" ister... kimi kabaca... kimi okşanarak.. kimi söz ile kimi dil ile!!! ben de seni tüm yüreğimle dürtüyorum zaman zaman kuzum...
Yorum Gönder