Görmemişin oğluyla ilişkilendirmeyeceğinizi umarak
size önce geminin bazı bölümlerini tanıtmak istiyorum..
300 metre uzunlukta ve 35 metre eninde..
16 katlı.. 1259 kabinli.. 3050 yolcu kapasiteli..
Her katta 13 asansörü, 13 güvertesi
ve 1500 çalışan personeli ile
ve 1500 çalışan personeli ile
hizmet veren bir MSC Magnifica curuise..
Çocukların kamarası geminin baş tarafında, benim kamaram ise kıç tarafta.. Arada 300 metre bir mesafe olması normal!! Ayrıca baş tarafı fazla sallarmış geminin o nedenle bana kıyak çekmişler.. öyle dediler! :) Ancak, onların kamarasına günde sadece bir kere bile gidip dönmek 600 metre, kahvaltı ön tarafta öğle yemeği güvertede akşam ise kıç tarafta yendiğinden bu arada gün hesabı ile toplam kayboluşlarımı güne bölersem en az iki defa kaybolduğumun gezintisini de hesaba katarsam.. bu, günde en az 3-4 km. yol yürüdüğüm anlamına geliyor.. İndiğimiz liman şehirlerindeki gezintilerimiz bunlara dahil değil.. Şimdi içinizden pek çoğunun "oh.. ne güzel spor yapmışsın hocam fena mı? zayıflamış dinçleşmişsindir" diyenleri duyar gibiyim de... kim olduklarını çıkaramıyorum.. onlara ileteceklerimi herkes duysun da istemiyorum ayrıca!!! :))
Her salon ayrı renkte..
Kamaralar ve balkon gerçekten muhteşem..
Benimki tek kişilik yatağı olan idi!!
Daha doğrusu ayrılarak tek kişi konumuna getirildi
diğerinde sarışınım yatabilsin diye..
Burası üç katlı muhteşem bir tiyatro ve konser salonu.. Akustik şaheser. Her gece burada verilen konserleri ve gösterileri izledik.. Sadece bir gece yanılıp (klasik müzik konseri olarak sunulduğundan) opera sanatçısının söylediği aryalarla karşılaştık.. Ben bir müzik eğitimcisiyim. Piyanistim. Bunun eğitimini aldım ama, en en sevmediğim müzik türü operadır. Başlangıç müziği olan "Uvertür" ler haricinde ve bazı napoliten söylenenlerin dışında, bana üzülsem de utansam da bir şey ifade etmez ayrıca ruhum sıkılır.. üzgünüm!!
Şan hocam Saadet İkesusa el masajı yapardım not almak için!!
Perde açıldı ve açılır açılmaz şişman kadın bağırmaya başladı.. EN ÖN sıradayız.. yanımda dünürüm ve oğlum var. Onlara, isteyen beni takip etsin dedim ve "ne.. ne ..ne zaman??? " gibi soruları, kulağıma dayadığım çalışmayan telefona yüksek sesle tekrarlayıp koşar adımlarla merdivenleri fırtına gibi çıkıp salonu terk ettim.. Siz siz olun hocanızın dediğini yapın,
ama yaptığını da yapın!! :))
Burası Tiger Bar.. Sayısını tam bilemiyorum ama her değişik renk ve isimdeki salonlarda barlarda gece kulüplerinde, hepsinde ayrı bir müzik şöleni var.. Gerçekten ruhun gıdası müzik.. Bir tanesi (ki bir mandolin virtiozunu ilk defa dinledim) mandolini ile zorbadan başlayıp tüm napoliten şarkıları sunarken... diğer salonda, seyrine de doyulmayacak güzellikte bir kadın, fransızca aşk şarkıları söylüyor.. Tam aksi yönde olan geminin dip tarafındaki Ametis barda ise bir piyanist mor renklere uyan, geminin ardındaki o muhteşem izi seyrederken geride bırakılanları hatırlatıp, I'll be loving you eternaly diyor.. ve görünmeyen minik hançerler fırlatıyor yüreğime.
Bu arada herkesin havuzda veya istirahatte olduğu bir zaman dilimine denk getirilmiş bir filim çekimine şahit oldum. Görüntülemek yassah mış.. Şimdi oğlum yanımda olsa, hemen kolumdan çeker götürür.. Onun fotoğraf makinesi bende olsa, 'okey sir' derim 50 metre uzaktaki bir koltuğa oturup zum yapar çekerim.. Ama benim gariban cep telefonumun öyle bir mariferi yok, ya da ben henüz öğrenemedim:(( Hiç anlamamış gibi son derece masum bir ifade ile sadece iki poz çekebildim ama seyrettim.. kadın merdivenlerden düşüyor.. italyanca bağırıp yardım istiyor.. Nasıl?? anlamışım ama değil mi?
Burası da sayısını bilmediğim yemek salonlarından biri.... Gece servisini, deneyimli ve muhteşem garsonlar yapmakta.. diğer saatlerde açık büfede ne arasan var.. "domuz" "öküz" diye de ayırmışlar etleri.:)) En kötüsü hatta korkuncu ÇAY yok!! Yani var da yok!. çiçek kokan, ot kokan, meyve kokan, her cins poşet çay var ama çay kokan bir tane yok.. İndiğimiz yerlerde var. Ya bir bardağına 7 yurro verir içersin, ya da yürrü der gidersin. Tercih meselesi!! :))
Sigara salonu...
Başka hiç bir yerde hatta güverte ve balkonlarda bile sigara içilmiyor..
Ancak her güvertenin sol tarafı sigara içenlere ayrılmış durumda..
LOBİ
akşam saatlerinde yorgunluk atmak,
bir şeyler içmek ve müzik dinlemek için.
Ve....
Benim Mor salonum..
Ametis bar..
Her akşam içkimi yudumlayıp
dibini masama vurduğum köşe..
Geminin en sonundaki pencere
dile gelse!!..
21 yorum:
Zamanında şileplerle aşmışlığım vardır denizleri..elbet böyle konfor, böyle lüks ve zevk yoktu onlarda. Sadece denizin mavisi ve kokusu ile yetinirdim..Yani bir görmemiş olarak bu seyahatten ne anlatsanız kârdır bana:)
Şu zorunlu yürüşler dışında herşey muhteşem görünüyor hocam..mor salondan görünen iz başta olmak üzere...
Ne güzel,senin adına çok mutluyum.Paylaşımlarını zevkle yaşıyorum .O kadar ki günlük zorunlu sporunu okurken dizlerim sızladı:)
Dönüşünde bu anılar ,anekdotlar nasıl zevkle okunacak biliyorum.
Keyifli günler eşsiz anlar geçirmeye devamını diliyorum.
:)) ben peşinen o herkesin içinde söyleyemeyeceğiniz sözler ne ise kabul ederek " ne güzel spor olmuş" diyenlerdenim hocam. Ve fotoğrafları , yazdıklarınızı okudukça yineliyorum "Ahh, o gemide ben de olsaydımmm"
Şahaneydi bitmedi di mi, devamı var.
Sevgiler
Denizi konforsuz da olsa seven bir insanım sevgili Lodoscum. Yaşanan nice yolculuklarım var benim de.. Ama bu, anlatılası! :))
İzi farkedişin ne güzel.
Sağol sevgili Nalân.. döndüm dönmesine ama az daha dönülmez bir başka yolculuğa daha çıkıyordum. :(
Şimdi hem dinlenerek hem de sizleri sıkmamaya çalışarak gezimi anlatmaya çalışıyorum.
Dilerim hayâl olarak kalmaz bu istekler sevgili Çınar'ım.. Kalsa da hayâli bile mükemmel ama seneye, sanalı ve hayâli gerçeğe çevirmek isteyenler çoğalmakta haberin olsun..
Kızmayın bana ama çok kıskandım, hem de çok... Bu nasıl muhteşem bir gemi böyle, denizde yüzen başka bir dünya... Dileklerimin içine bir tane daha eklendi; "Allah'ım bana da böyle bir gemi seyahati bağışla"
Bir de Mor Salon favorim...
Mor salondaki hayaller içinde ne işin vardı bilemem ama sen zaten hep yanımdaydın Nihanım..
Oluşmasını dilediğim ve oluşmasına çalışacağım grup içinde belki sen de olursun seneye.. Ne dersin?
Aman allahım,geçmiş olsun sevgili dost,hoş geldin. Sen ne yazsan biz zevkle okuyacak ve payımızı alacağız. Lütfen dinlen ve istediğin zaman paylaş.
Tekrar hoşgeldin.
sağol Nalân hocam.. azar azar aktarmaya çalışıyorum.. etkilendiğim beğendiğim yerleri sevdiklerimle paylaşmak gibi dayanılmaz bir isteğe hâlâ engel olamıyorum nedense..
ben mor salonu tuttum,gün boyu orada kalabilirdim.
profil resminiz ne güzel olmuş..
gri pazar gününden selamlar..
Mor salon hayranları çoğalıyor bakıyorum..
O beğendiğin resmi oğlum çekti sevgili Zeynep, yarım elma misali!! :)) Ama eminim farketmişsindir, gözbebeğime kendisini de görüntüledi. O nedenle profil resmi yaptım..
Of of of! Rüyalar alemi gibi... Bu ne muhteşem bir gemi. Nasıl bir duygu acaba onun içinde olmak?
Bu arada zaman zaman yatak odamın penceresinden, çok uzaktan da olsa, İstanbul'a gelen bu muhteşem gemileri görüyorum ben. Elime dürbünü alıp, gözden kayboluncaya kadar izleyip, hayallere daldığımı itiraf edeyim...
Ama şimdi fotoğraflarınıza bakıp da, geminin içini görmek başımı döndürdü adeta. Aslında gemi demek de uygun değilmiş gibi geliyor sanki bana. Gemiden başka herşey bu. Adeta bir yüzen şehir. Müthiş! Diyecek söz bulamıyorum. Ama sizin adınıza gerçekten çok çok mutlu oldum...
Paylaşımlarınızı okurken, sanki ben de o gemideydim de, o geziyi birlikte yaşamışız gibi bir hayal alemine dalıp gittiğimi söylesem ne dersiniz? :)))
Alice harikalar diyarında gibi bir his sevgili Anjelikam.. İnanılamayacak kadar düzgün temiz muhteşem bir ortamda unutulmayacak bir 9 gün yaşadım.. darısı tüm beğenenlerin ve senin başına..
Güzel Hocam bu harika geminin tanıtım ve gelecek olan sürprizlerini merak ederek okurken bir an; Titanic gemisinin görkemli konforu ve bir zamanlar izlediğimiz'love boat' filminin muzip ve sevimli kadın karakterlerinin canlandırdığı sahneler geldi gözümün önüne..sanki ikisini birleştirdim okurken satırlarınızda!..o sahneleri düşledim 'bütün kızlar toplandık!'modunda..:) amannn nasıl olurdu acaba dedim sonra:)) o uzun koridorlarda herkes kaybolup birbirini buluncaya kadar bir de bakmışız ki tatil bitmiş:)
Harika anlatımınızla gerçekten keyifle okumaktayım seyahat notlarınızı ve fotoğraflarınızı..Gülsen Hocam..Güzel ayrıntılar var...
Ben de en çok son fotodaki o mor odayı favorim yaptım..(ama en çok güverteden görülen! mor ve lacivert gecede gökyüzüne bakmayı!)
MORALİMİ YÜKSELTTİN SEVGİLİ ESİN'İM.. O KORİDORLARDA KİM OLSA KAYBOLURDU AMA DEĞİL Mİ?
BİRAZ SONRA HASTANEYE GİTMEM GEREKİYOR.. DİLERİM NETİCE, MUTLULUĞUMU BANA PAHALIYA ÖDETMEZ..
MOR ODA... EVET! :))
Güzel dileklerimi, tüm pozitif enerjimi ve sevgilerimi gönderiyorum Gülsen Hocamm...
Sevgi ve saygılarımla...
Gülsen öğretmenim, tüm iyi dileklerimi ve sevgilerimi gönderiyorum size. Sonuçlarınızın yüzünüzü/yüzlerimizi güldürmesini yürekten diliyorum. Yaşadığınız bu kadar güzel enerjilerin mutlaka olumlu etkileri olacaktır. Güzel haberlerinizi bekliyorum... Sağlıkla ve mutlulukla kalınız.
MSC-Magnificia! Salonlara ve kamaralara bayıldım. En çokta “Tiyatro ve Konser Salonuna….”
Opera sanatçısı çıkınca salondan ayrılışınızı tebessümle okudum :)
Lobi, mor salon ve Artemis geçekten güzeldi. Hani sizinle karşılıklı oturup bir kadeh içmek ve sohbet etmek ne güzel olurdu…
Geminin en sonundaki pencere ise; her şeyin özeti adeta…
Gülsen Hocam,
bilir-kişinin! karnenize verdiği notu merak etmekteyim.."orta-İyi-idare eder-geçti!pekiyi!!!" ama bu moral ve bu enerji ile ben 'olsam' size yıldızlı pekiyi verirdim..haberlerinizi bekler, sağlık, huzur ve mutluluklar dilerim Gülsen Hocam...
Sevgi ve saygılaımla..
seneye eylülde buluşalım o zaman o mor salonda, o mor salonu favori kabul edenlerle..
Yorum Gönder