Venedik'te güneş sabah o6.da doğuyor..
Ben seyredebildiğimde bu haldeydi..
Venedik Kalesi..
Venedik, görünüşe göre Kuzey İtalyalıların
568 yılındaki işgalinden sonra doğmuş ve
118 adet iç lagün oluşturmuş.
Adriyatik denizi boyunca uzanan ve
bataklıklı venedik Atol gölü üzerinde kurulan
Venedik, Veneto bölgesinin başkentidir.
Venedik Cumhuriyetinin başkenti olmasının yanı sıra,
"Dominant" olarak da bilinmekte.
Şehrin merkezi olarak kabul edilen St. Marco Meydanı,
dünyanın en güzel meydanlarından biri.
Basilica - Ducal sarayı - tarihi saat kulesi -
şehrin sembolü olan "rialto" köprüleri
ve tabii ki akla ilk gelen gondolları ile
Venedik gerçekten görülmeye değer bir şehir..
Venedik, görünüşe göre Kuzey İtalyalıların
568 yılındaki işgalinden sonra doğmuş ve
118 adet iç lagün oluşturmuş.
Adriyatik denizi boyunca uzanan ve
bataklıklı venedik Atol gölü üzerinde kurulan
Venedik, Veneto bölgesinin başkentidir.
Venedik Cumhuriyetinin başkenti olmasının yanı sıra,
"Dominant" olarak da bilinmekte.
Şehrin merkezi olarak kabul edilen St. Marco Meydanı,
dünyanın en güzel meydanlarından biri.
Basilica - Ducal sarayı - tarihi saat kulesi -
şehrin sembolü olan "rialto" köprüleri
ve tabii ki akla ilk gelen gondolları ile
Venedik gerçekten görülmeye değer bir şehir..
Sabah günün ilk ışıkları yükselirken
gemimize yaklaşan bir bot,
yakalarımıza yapıştırılan 10 numarayı kontrol edip
ellerimizdeki gemimize giriş kartlarımıza
ellerindeki cep feneri gibi bir aletle dokunarak
o karttan tüm sicilimizin ve fotoğraflarımızın görüntülendiği ekrana bakarak kontrol edip, (bana kibarca gözlüğümü çıkatmam işaret edildi) ondan sonra bota binmemizi sağladılar ve aldıkları yolcuları gondolların olduğu iskelede indirdiler. Akşam oradan 17 30 da bizi alıp gemiye götürecekler.. Bindin bindin.. Binemedin???
Hiç bir Venedik'li kendisini İtalyan kabul etmez,
ama italyanları Venedik'li olarak kabul edermiş..
Aklıma kendini Türkiyeli kabul edenler geldi birden.
İster misin dedim kendi kendime,
Konya havzasında bataklığa dönüştürülen
Tuz gölü üstüne bir t/ayyıbistan cumhuriyeti kurulsun..
dü -Dükler Sarayının da aynısı inşa edilip
otursunlar kalkmamacasına!!.Neyse en iyisi çenemi tutmak ve bu doğa güzelliğinin
görüntüleri ile ve Venediğin olmazsa olmazı,
gondol gezintileri ile sizleri baş başa bırakmak..
Arada dayanamayıp limon sıkarsam keyfinize
hoş görüle!! :))
Ünlü olmakta yerden göğe kadar haklı olan
St. Marco Meydanı
ve
BASİLİCA
DUCAL (dükler) SARAYI
Şehrin kuşbakışı seyredildiği saat kulesi..
asansörle çıkılan ünlü saat kulesinden
St. Marco Meydanı görüntüsü..
ve saat kulesinin tepesinden seyredilen adalar..
Bir hayli zor binilip inildiği ve dudak uçuklatacak kadar
pahalı olduğu halde..
ünlü dedeleri Venedik Tacirlerinden aldıkları genlerle,
oraya kadar giden her insanın sokakta oturup(!) pizza yese de,
gondola bineceğini biliyor gondolcular!!
Şehrin hiç bir yerinde bir karış bile toprak yok..
Öyle olduğu halde her evin bir zamanlar üst kat olan
ve sulara gömüle gömüle
günümüzde giriş katı haline gelen tüm balkonlarından
çiçekler sarkmakta..
İstanbul'daki yağmur ve fırtına nedeniyle
balkonumdaki çiçek yapraklarının,
balkonuna düştüğünden şikayetçi olan
alt kat komşum geldi aklıma..
Rüzgâr, saksıyı da uçuracak kadar
kuvvetli esebilir belki! :))
bu şehre bayıldım ve fakat,
burada yaşamam mümkün değil.
Gondolun bile zor geçtiği köprülerin altlarındaki
suyun aksini seyretmeye doyamasam da..
BURAĞIN OBJEKTİFİNDEN
araba park eder gibi kapı önlerine,
gondollarını da bağlayabiliyorlar..
Belediye Sarayı
Hande'nin gözlerindeki sonsuz hayranlık
ve saçlarındaki güneşin coşkusu..

Bundan sonra ülkemde turist kazıklayan esnafa asla kızmamaya karalıyım!! Bu arada meydanda hiç aç kuş kalmadığını da eklemeliyim..
Altta, "ahlar/vahlar köprüsü.."
Dükalar Sarayı ile hapishane bağlantısını sağlayan
17. yüzyıl köprüsü...
Halk dilinde kullanılan adıyla "Ahlar, vahlar köprüsü".
Rivayete göre hapishaneye giden mahkûmlar
Venedik'in o muhteşem manzarasını
en son buradan geçerken görürler ve "ah,vah" çekerlermiş.
Meşhur Kasanova'nın da hapishaneden
bu köprüyü kullanarak kaçtığı söyleniyor.
Bu köprüden geçip aşağıdaki iki sütunun arasından
San Marko Meydanı'na (Saint Mark's Square) götürülüp
orada idam ediliyormuş suçlular.
O nedenle Venedik'te iki sütun arasından geçmenin
uğursuzluk getirdiğine inanılıyormuş.
uzaktan gelmişim yorgunum hancı...
Yorgun ne kelime,
geberiyorum ayaklarımın ağrısından
üstelik karnım da aç..
Yol uzun..
Restoranlar ateşşşşşş!!
Pizzalar ise bir şaheser
olunca!!!
Beşimizin yediğinin 10 katını da gondola verince..
:))
(İmge'nin şaşkınlığı görülmeye değerdi..)
Şimdi biraz alışveriş zamanı..
ufak hediyelik eşyalar satan dükkanları talan etmeye kararlıyız..
Karnımız da doydu!!
Aklım o şahane brandide, ve limon liköründe.. :))
İşte aklımın kaldığı ikinci yer!.. Burası değil, Aşağıdaki!! :))
Vivaldi'nin conçertosu..
Hem de bir virtuosi tarafından. Gerçekten aklım kaldı..
Yukarı mağazada da,
Buranın da sadece sayfamda adı kaldı :(
Bitmeyecek bir teşekkür sarılması..
Biraz çaya benziyordu burada içtiğim..
Ağacı olan tek yer olduğu için ayrıcalıklı bir çay bahçesi!!
Paslı kapılarına, sıvaları dökülmüş duvarlarına
ve her yanları suyla kaplı olmasına rağmen
etrafta bir nebze kötü çağrışımlar yapan koku duymak
mümkün değil..
Dönüş için toplanmaya başladı herkes..
100 kişilik gruplar halinde geldiğimiz botlarla
gemimize dönmek üzere bekliyoruz..
Ellerimiz kollarımız dolu,
ceplerimiz boş olarak,
içinde bir tek motorlu taşıtın olmadığı
bu şiir gibi şehirden, Venedik'ten ayrılıyoruz..
şehre, güvertelerden bir kere de
gün batımında bakıp,
görüntüyü hafızama kazıyorum.
korsan gemisi havasına bürünmüş
büyük bir yelkenlinin de
balayı gemisi olduğunu öğreniyorum bu arada..
Bunlar da benim objektifime takılanlar..
Sanki bir yağlıboya tablo gibi!
Bu güzel nazla süzülen yelkenlinin
bana neden hüzün verdiğini bir anlayabilsem.

Kamaramın balkonundan
Venedik'e Hoşça kal diyorum..

30 yorum:
Basilica’daki pozunuza hayran kaldığımı söylemeden geçemeyeceğim.. Ve saat kulesinin tepesinden seyredilen adalardaki resminizde çok hoş… Yazıyı okudukça ve bende yeni resimleri gördükçe hımmm şu resim de çok güzelmiş diye ilerliyorum… Gondoldakilerde harika çünkü…
Çok eğlenceli bir yolculuğa çııktım yani hocam bende seninle :)
Sevindim sizin adınıza...
Bir gün olur benimde düşer mi yolum oralara acep? Derim ki Gülsen Hocamın kokusu sinmiş buralara.
Şehir güzel, siz daha güzelsiniz.
Sevgiler Newbahardan
az önce istanbul trafiğinden çıkmış biri olarak venedik nasıl ama nasıl cazip geldi bana birden anlatamam!
şaka bir yana gerçekten gezilmesi görülmesi gereken yerlerden biri ve sizin de hem çektiğiniz fotoğraflarla hem de yazdıklarınızla nasıl keyif aldığınız belli...
bize de buradan okurken o keyfi paylaşmak düşüyor şimdi...
Müthiş Sevgili öğretmenim,bir masal ülkesi...Fotoğrafara bakarken büyülenmek,dalıp gitmek...Teşekkürler yaşattığınız için.Sevgiler...
Her yeni şehirde aynı beğeniyi yinelemekten yorulmuyorum. Anlatım ve fotoğraflar muhteşem... Çok kişiden duymuştum Venedik'i veya okumuştum ama böylesine hiç rastlamadım.
Şimdi yolculuk nereye?
SEN VENEDİĞİ SEYRETTİĞİNE EMİN MİSİN SEVGİLİ ANTİPATİK (olmadığını düşündüğüm)YAZAR??? :))
SEVGİLİ NEWBAHAR, GÖRÜLMESİ, DUYULMASI, YAŞANMASI GEREKEN TÜM GÜZELLİKLERİ YAŞAMANI DİLİYORUM..
İŞTE ÖNEMLİ OLAN DA BU SEVGİLİ BEENMAYA.. EĞER AYNI MUTLULUĞUN PAYLAŞILMASINI SAĞLAYABİLİYORSAM SUNDUKLARIMLA, NE MUTLU O EMEKLERE..
SUNDUKLARIMDA, FAZLA BİLİMSEL VE TARİHSEL TAKILAMAM BEN SEVGİLİ ARZUM..EKSİKLERİM HOŞ GÖRÜLMÜŞTÜR UMARIM..:))
OH!! İŞTE SABAH SABAH (saate bakma!) DUYMAK İSTEDİĞİM SÖZ BU!! "böylesine rastlamamış olmak" DUYGUSUNU OKUYUCUYA HİSSETTİREBİLMEK!!..
SENEYE BİRLİKTE OLMANIN ŞEREFİNE!
SIRADA ÇİZMENİN TOPUĞU VAR :))))
Dünya'nın özel köşeleri,gizemli şehirleri her zaman bu övgüleri hak ediyor.. Ne güzel gezebilmek, görebilmek ve böylesi güzel anlatabilmek.. Hani bazıları vardır ben Amerikadayken diye başlar bizi gıcık ederek!..
Teşekkürler ediyorum sevgili hocam, bir dergide okur gibi rahat vede bilgi sahibi oluyoruz..
Saygılar sevgiler..
AÇIK VERDİN SEVGİLİ TUFAN..:))) HELE Bİ BUNDAN SONRA BAŞINA YIKTIĞIM ANGARYALARI YAPMA, "Ben Avrupadaykân" diye başlayacağım anlatmaya!! :))
Gülsen hocam
Hayatımın kararını verip kızım ile 6 ay önce bir İtalya turu yaptık:) Tadı damağımızda kalmışken sizin resimleriniz çıkageldi....
Ve bizi yine yaşadığımız o güzel günlere götürdü:)))))
İtalya seyahatinizle eskilere bir yolculuk yaptım hocam. Milano'dan trene biner 2.5 saat civarında Venediğe geçerdik. İnce uzun ağaçlı bir yoldan yürür (sağ tarafı deniz olan) Sanmarco Meydanı'na çıkardık. O zamanlar karşılıklı, bir kısmında klasik müzik çalan cafeler daha fazlaydı. Yanda müzik çalmayan da oturursanız %30 müzik farkını ödemeden aynı müziği dinleyebilirdiniz.:)
..ve bu arkadaşlar arasında espri malzemesi olurdu. Ne çok anıların içine gömdünüz beni hocam. Şimdi
resimleri iyice hafızama kazımaya gidiyorum. Teşekkürler, Sevgiler..
Farklı gözlerin, aynı yerleri farklı duygularla seyredip, aynı mutluluğu yaşayabilmesi ne enteresan değil mi Nazlım???
Seneye gittiğimizde, bilgilerinden istifade edecek çok kişi olacak sevgili Mehmet.. Ben o müziği çalanların olduğu yerde oturmak istedim bile bile.. sanata bir saygı gibi düşündüğümden bedelini ödemek gibi.. oğlumun tüm itirazlarına rağmen hatta ceza olarak parayı bana ödetmesine rağmen!! :))
Bu harika geziyi sizin vesilenizle bir kez daha gezmek ve yıllar önce gittiğim İtalya gezimdeki pek çok ayrıntıyı yeniden anımsamak çok güzeldi.. (o zaman çokk gençtim:)ve bir de bekar:) Ben en çok Bruno ve Murano adasına gittiğimizde ada halkının bizi vaporettaya kadar geçirmelerinden çok etkilenmiştim...Bir de gecenin ilerleyen saatlerine kadar San Marco meydanında düzenlenen klasik müzik konserlerine..vs..(şimdi de eşimle birlikte gidebilmeyi ne çok isterim!)
Bu güzellikleri hem yaşayıp hem de yaşattığınız için size çok teşekkür ederim Gülsen Hocam...
Sevgilerimle...
Bööööööyyyllleeeccceeee; Venedik'e gitmeme hiç gerek kalmadı. :-)
Bir şeyi hayâl etmek, gerçekleşmesini sağlayacak yolların pürüzlerini ortadan kaldırmaktır bana göre sevgili Esin..
Olması değil, yapılması asla mümkün olmayacak zannettiğim bir hayâli iki yıl boyunca hiç durmadan düşünüp kurgulayıp gerçekleştirdim..
Ve o hayâl bu gezi değildi!!
Ancak seneye yine gitmeyi planladığım bu gezi!!!:))
Dilerim sen ve eşin de katılırsınız.
Yok öyle gerek kalmadı falan!!! Daha başlamadan hayâl bile kurmaya, kıvırmak yok eceleriminecesi...
Seneye sonbaharda beraberiz o gemide.. Dönüşte İzmir'de iner Bodrum'a geçeriz :))))
Ah Venedik.Çok özledim 1990'da çok hızlı bir şekilde turla gezmiştim.Kimbilir bir daha ne zaman tekrar o güzelim şehri gezerim,köprülerinden gezerim.Sanatla dolu Venedik'i çok güzel fotoğraflamışsınız.Teşekkürler..
Bir dilim pzza da ben yemiş kadar oldum.
(İlahi Nalan onca fotodan aklın ona mı takıldı dediğini duydum)
Gerçekten unutulmayacak kadar güzel bir şehir Venedik sevgili Selma.. Şehrin uğultusu ve tarih kokusu unutulacak gibi değil..
Bu arada ben yeğeninizin bloğuna da mail box'ına da ulaşamıyorum aylardır.. bilgisi olsun isterim.
Ya ne hassas kulağın var Nalân :))))
Siz Venedik'ten ayrılırken, vedalaşmanın hüznünü hissettim ben!
Ve hoşçakal Venedik!
Şehrin o büyülü havasını hissettiren muhteşem bir anlatım ve tablo gibi fotoğraflar...Herşey çok güzeldi hocam:) Ayaklarınıza, elinize, kelâmınıza sağlık.
Fazla bilimsel takılamıyorum yazılara.. Çünki zaten kulaktan dolma bilgiye sahibim ve onları da gezi havası içinde sunmaya çalışyorum sevgili Lodoscum. Teşekkürler..
Görmediğim, ençok görmek istediğim çok kişiden dinleyip çok merak ettiğim ve en sonunda seninle gezdiğimde anlatımınla ve içinde sen olan fotoğraflarla zenginleşen şehiri artık görmesemde olur güzel arkadaşım.
Ve hoşgeldin,
bu arada bende geldim ama ısınma turları sonunda yeni yeni geziyorum dost kafeleri:))
sen de hoşgeldin sevgili Nur.. Ruh dinlenmesi ne güzel şey, beden bîtap düşse de..
Aah ah! Venedik, en çok görmek istediğim yerlerden biri. Sizin gözünüzle ve anlatımızla adeta gezmiş kadar oldum diyebilirim.
Ve "Bu güzel nazla süzülen yelkenlinin bana neden hüzün verdiğini bir anlayabilsem." diyorsunuz ya; O yelkenli bana evinizin duvarında gördüğüm tablonuzu hatırlattı nedense. Sanki onda da o hüzün duygusunu hissetmek mümkün. Bilmem bu düşünceme katılır mısınız?
Bu yolculuk sizin anlatımınızla ve fotoğraflarınızla çok daha güzel ve anlamlı. Benim gibi yurt dışı gezi yapamamış olanlar için çok makbule geçiyor gerçekten. :))
belki de eski hayatımda bir gemici idim sevgili Anjelika'm.. Ya da yelkenlisi korsanlar tarafından batırılan bir kaptan.. veya korsanların esir aldığı bir çingene kızı!!! al sana bir roman :)))
Yorum Gönder